Delikli Kafatasları ve Trepanasyon

Binlerce yıl önce yaşamış insanlar kafatasını delerek bir tür beyin cerrahisi mi uyguluyordu?

Literatürdeki adı “Trepanasyon” olan bu sistem, keskin bir aletle kafatasında delik açmayı içeriyordu. Bugüne dek, dünyanın birçok bölgesindeki arkeolojik alanlarda kafatasında delik olan binlerce iskelet bulunuyor; fakat bilim insanları eski insanların neden bu yönteme başvurduğu konusunda henüz anlaşmaya varmış değil.

Delikli kafatası
Kaynak: Wikimedia Commons 

Trepanasyon, Yunanca “Trypanon” kelimesinden köken alır ve “Delik”, “Delgi”, “Burgu” anlamına gelir. Nöroşirürjiyenler tarafından pek kullanılmamakla beraber, antropologlar tarafından kaleme alınan makalelerde sıklıkla “Kafatası Delgi Operasyonu” diye geçtiğini görmekteyiz. Tam anlamı ile kafatasında seçilen bir bölgede, kafa derisi sıyrıldıktan sonra, belli bir parçanın, belli bir amaç içinde ve belli bir teknik ile çıkarılıp alınması olarak tanımlanıyor.

Kazılarda bulunan binlerce yıllık kafataslarında gözlenen deliklerin, 1870’li yıllara kadar sadece silahla alınan darbeler, kazalar ya da ölümden sonra dinsel törenler nedeniyle oluştuğu düşünülüyordu. Ta ki, Amerika Birleşik Devletleri tarafından görevlendirilerek Peru’ya gönderilen Ephraim George Squier’a kadar. Squier hem bir diplomat hem de arkeologdu. Kendisine gösterilen bir kafatasındaki defekti, Fransız hekim Paul Broca’ya danışıyor. 1839’da Morton tarafından, Güney Amerika’da bulunan kafatasındaki deliklerin öncelikle balta gibi aletlerle yapılmış olduğu düşünülmüştü; ancak Squier’in bulduğu kafatasındaki delik, rastgele değil, bir cerrahın elinden çıkmış kadar düzgün kenarlıydı. Deliğin etrafındaki kemik yapının periosttan sıyrılmış olması, inflamasyon gelişmesi ve keskin kemik sınırları nedeniyle Paul Broca tarafından Fransız akademisine, deliğin kişi canlı iken oluşturulmuş̧ olduğu bildiriliyor.

Canlı insanlara uygulanan trepanasyon işlemi
Kaynak: Wikimedia Commons 

Bu, o zamana kadar tüm bilinenleri kökten değiştiriyordu. İspanya, Portekiz, Almanya, Çekoslovakya, İskoçya, Baltık ülkeleri ve Rusya’dan ardı ardına hızla bilim dünyasına yeni trepanasyonlu kafatası olguları giriyordu. Fransa’da neolitik döneme ait çok sayıda trepanasyonlu kafatası bulunup kayda geçiyor. Çekoslovakya, Romanya ve Yunanistan’da neolitik dönemde, Macaristan’da MÖ 2. yüzyılda trepanasyon yapıldığı anlaşılıyor. Evliya Çelebi’nin yazılarından anlaşıldığı üzere, Avusturya’da da MS 16. yüzyılda bu girişimin yapıldığı görülmektedir. Günümüze kadar tespit edilmiş en eski trepanasyon olgusu ise, Filistin’in Eriha bölgesinde bulunmuş ve mezolitik döneme ait olduğu anlaşılıyor.

Yazılı tarihe bakıldığında; Hipokrat 5. yüzyılda yazdığı “Kafa Yaralanmaları Üstüne” başlıklı eserinde, her çeşit kafa yaralanmasında trepanasyonu önerirken kullanılan alete de “Trepanon” diyor. Yazılı Osmanlıca kaynaklarda ise ilk kez 15. yüzyılda, Şerafeddin Sabuncuoğlu (1386-1470) hidrosefali tedavisi için de trepanasyona değiniyor.

Bugün bildiğimiz haliyle nöroşirurji ancak 19. yüzyılın sonlarında gelişmeye başlamıştır. Bununla birlikte, artık trepanasyon gibi müdahaleler de daha çok tarih kitaplarında kalmıştır. Bu noktada en çok akla gelen kısım ise insanlar bu işlemleri neden ve nasıl yapıyordu?

Trepanasyon
Kaynak: Wikimedia Commons 

Başlangıçta kimileri bunun sadece dini bir ritüel olduğunu düşünüyordu. O zamanlarda yaşayan insanların mikropların varlığından haberi yoktu. Bu sebeple mikropları kötü ajanlar ve küçük canlılar diye tabir edip kafatasından çıkacağını söylüyorlardı. Elinde cerrahi alet olan bir adam kafatasını delerek açıyordu. İçine çeşitli otlar doldurup, bölgeyi metal ya da gümüşle kaplıyordu.

Rusya’nın belli bir güney bölgesinde de bu tür kafataslarına rastlandığı belirtiliyor. Bu deliklerin kafatasının obelion adı verilen arka üst kısmında olması kanama ve ölüm tehlikesine yol açabiliyordu. Üstelik bu kafataslarında herhangi bir hastalık izine rastlanmadığı söyleniyor. Bu durum ritüel olasılığına işaret ediyor olabilir miydi? Nisan 2016’da Amerikan Fiziki Antropoloji Dergisi’nde bir makale yayımlandı. Bu makaleye göre; obelion bölgesinde açılmış delikler içeren bu kafatasları, Rusya’nın bu bölgesinin ritüel trepanasyon merkezi olabileceğine işaret ediyordu. Rus Bilimler Akademisi’nde konunun uzmanı Maria Mednikova, bu deliklerin bir tür dönüşüm sağlamak, toplumun sıradan üyelerinin sahip olmadığı bazı becerileri edinmek amacıyla açılmış olabileceğine inanıyor.

2011 vaka çalışmasının yazarlarına göre ise, trepanasyon muhtemelen fiziksel yaralanmalardan zihinsel sağlık sorunlarına ve epilepsiye kadar değişen şikayetleri tedavi etmeyi amaçlıyor. Tümörler, konvülsiyonlar, epilepsi, migren, bilinç kaybı, aralanma sonrası oluşan kemik kıymıklarını temizleme, pıhtıları alma ve davranış değişikliklerini tedavi etmeye yönelik terapötik nedenler ile kafatası kırıkları gibi travmaların tedavisinde kullanıldığı öne çıkıyor. 

Bunun yanı sıra, ilginç yerel adetlerden de bahsedilmektedir. Antropolog Crump’ın verdiği bilgiye göre; Polonezya adalarından New Ireland’da güzel bir kız ya da yakışıklı bir erkeğin, ömrü uzun olsun diye başına trepanasyon uygulanıyordu.

Bu işlemin uygulandığı insanların birçoğu hemen ölüyordu. Buna rağmen yıllarca yaşamını devam ettirenlere de rastlamak mümkündü. Burada aklımıza ‘’Bu işlemden sonra yıllarca yaşadığı bilgisini nerden ediniyoruz?’’ şeklinde bir soru gelebilir. 

Şuradan anlaşılıyor ki, kemik kırıkları kaynaşırken kalsifikasyon adı verilen bir oluşum gözlenir ama kişi hemen ölürse bu gözlenemez. Bulunan kafataslarının bir kısmında kalsifikasyon gözlendiği için yaşadıkları anlaşılıyor.

Çeşitli deliklere sahip kafatasları
Kaynak: Wikimedia Commons 

Antropolog John Verano National Geographic’e verdiği bir röportajda büyük olasılıkla bu yöntemin tesadüfen ortaya çıktığını, ancak bunun yararlı bir tıbbi müdahale olabileceğini keşfettiğini öne sürüyor ve şöyle söylüyor:

‘’Kafaya alınan bir darbeden sonra kafa derisini temizlemek ve olabilecek kırık kemik parçalarını çıkarmak gibi basit bir şey olarak başladı. Bunun hayat kurtarabilecek bir tedavi olduğunu erken keşfettiler. Trepanasyonun bilinci artırmak için ya da tamamen ritüel bir aktivite olarak yapılmadığına, ancak ciddi kafa travması olan hastalarla özellikle de kafatası kırığı ile bağlantılı olduğuna dair çok büyük kanıtlarımız var.’’

Tüm bu geçmiş tarihlerde yapılan trepanasyonlar üzerine üretilen teoriler dışında, yakın zamana hatta günümüze kadar uygulanmaya devam ettiği bilinen kültürlerden daha net sonuçlar çıkarmak mümkündür. Örneğin; Kenya’nın Kisii Kabilesinde bu işlem, baş ağrısını tedavi etmek için uygulanmaktadır. Ağrıya neden olan kötü ruhun ya da bazı bölgelerdeki kurtların delikten dışarı çıktığı inancı hakimdir.

Guido da Vigevano’ya ait eser
Kaynak: Flickr

Bu kadar farklı görüşün yer aldığı bu konunun sanatta birçok yansımasını görmek de haliyle kaçınılmaz olmuştur. Bunlardan en bilinenleri, 14.yüzyıl ressamı Guido da Vigevano’nun bir eseridir. Bir diğeri ise Hieronymus Bosch’a ait ‘’Delilik Taşının Çıkartılması’’ isimli tablodur. Bu tablo üzerinde birçok farklı yorum mevcuttur. Bunlara kısaca değinelim.

Hieronymus Bosch’a ait ‘’Delilik Taşının Çıkartılması’’ isimli tablo
Kaynak: Wikimedia Commons 

Dünyanın hemen her yer yerinde akıl sağlığı ve huni arasında bir ilişki bulmak mümkündür. Huni geniş ağzı ve dar çıkışıyla kısa zamanda insana akıl fikir vermenin bir yöntemi ve sembolü olarak görülmüştür. Ruh sağlığı yerinde olmayan bir kişinin kötü ruhlarını kovmak, zararlı sıvılarını akıtmak, beynini havalandırmak ve bilgi sahibi olmasını sağlamak amacını taşıdığını söyleyenler mevcuttur. Bir diğer yoruma göre ise hunili olarak ameliyatı yapan kişi aslında bir sahtekardır.

Tüm edinilen bilgiler ışığında halen değişik fikirler öne sürülüp çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Sebeplerin ve sonuçların büyük bir kısmı ise geçmişin tozlu yaprakları arasında gizemini korumaya devam etmektedir. Peki ya, sizce bu bir cerrahi işlem midir yoksa sıradan bir ritüel mi?


KAYNAKÇA:

  1. MIT Press. ‘’A Hole in the Head: A History of Trepanation’’ (Last update: 29 August 2019) https://thereader.mitpress.mit.edu/hole-in-the-head-trepanation/
  2. ScienceDirect. ‘’Survival after trepanation—Early cranial surgery from Late Iron Age Switzerland’’ (Last update: 5 November 2015) https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1879981715300085
  3. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2007;15(3):160-5 https://www.turkiyeklinikleri.com/article/tr-ilkcaglardan-beri-uygulanan-bir-cerrahi-yontem-trepanasyon-48918.html
  4. Türk Nöroşirürji Dergisi, 2005, Cilt: 15, Sayı: 1, 96-99
  5. Türk Nöroşirürji Dergisi, 2010, Cilt: 20, Sayı: 2, 70-75
  6. Jinekolog Dr. Kağan Kocatepe. ‘’Deli olanlar neden huni takarlar? Trepanasyon ile tedavi’’ (Son güncelleme: 15 Mayıs 2017) https://www.youtube.com/watch?v=WNYl-iydhz0
  7. Uzm. Dr. Şahap Erkoç.’’ Trepanasyon (Beyin Delme) İşlemi Nedir?’’ (Son güncelleme: 23 Ocak 2020) https://www.youtube.com/watch?v=AAbrTZN9ov8
  8. BBC News. ‘’ Atalarımız neden kafatasını deliyordu?’’ (Son güncelleme: 6 Eylül 2016) https://www.bbc.com/turkce/vert-earth-37286286
  9. Healthline Media. ‘’Curiosities of medical history: Trepanation’’ (Last update: 6 September 2019)https://www.medicalnewstoday.com/articles/326281

TUĞBA YILDIRIM

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi BETAT Genel Sekreteri

One thought on “Delikli Kafatasları ve Trepanasyon

  • 28 Ekim 2020 tarihinde, saat 13:36
    Permalink

    Sıradanın çok ötesinde bir işlem. Yazını okurken geleceği düşündüm. Acaba günümüzdeki uygulamalar da böyle absürt bulunur mu? Eğer öyleyse bu ilerlemenin göstergesi olur.

    Yanıtla

Burcu Cengiz için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.