DÜNYADA HOMOFOBİ VE HOMOSEKSÜELİTE – HOMOFOBİ HOMOSEKSÜEL UYARILMAYLA MI İLİŞKİLİ?

2017 yılında yayınlanan bir kitaba göre dünyada neredeyse 80 ülkede homoseksüel olmak yasadışıdır. Buradan çıkan sonuca bakılırsa, yaklaşık 2.7 milyar insan homoseksüel olmanın cezasının hapis ya da kırbaçlama olduğu bir yönetimin altında hayatını idame ettirmektedir. Bu durum bazı ülkelerde ise daha da ağır cezalandırılabilir. Örneğin, İran, Nijerya gibi ülkelerde homoseksüel bireyler idam cezasına çarptırılırlar.

Avrupa’da ise, bu durum az önce yukarıda çizdiğimiz tablodan çok daha farklıdır. Avrupa’da homoseksüellik karşıtı hareketler sosyal bir sorun olarak görülür ve insanların cinsel yönelimlerini özgürce yaşamaları hedeflenir. Ama yine de Avrupa’da da homseksüelliğe karşıt hareketler meydana gelmektedir yani bazı durumlarda da homoseksüellerin özgürce yaşaması için hedeflenen hareketler teoride kalabilmektedir. Hatta öyleki, bazı Avrupa ülkelerindeki politik belirsizliklerden dolayı homoseksüeller cinsel yönelimini gizlemeye ve normlara ayak uydurmaya mecbur bırakılmışlardır.

İşte bu yüzden, bugün bu sayfayı homofobik yaklaşımların kökenine inebilmek için ayırmaya karar verdim.

Konuya başlamadan önce “Homofobi” ve “Homoseksüellik” kelimelerinin literatürdeki anlamlarını ve homoseksüelliğin tarihçesini belirtme ihtiyacı duyuyorum.

⦁ HOMOSEKSÜELLİK:

Aynı cinsiyetten insanların birbirine karşı cinsel çekimleri olmasına “Homoseksüellik” denir. Homoseksüelliği açıklarken, cinsel ve romantik çekimden bahsetsek de , homoseksüel iki bireyin arasında cinsel birliktelik deneyiminin olması şart değildir.


Çoğu bilim insanına göre, homoseksüellik kognitif, çevresel ve biyolojik faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkan bir yönelimdir.Her ne kadar homoseksüel ilişkilerden soyun devamı gelmediği için evrimsel bakış açısıyla uyumlu görünmese de, insanlık tarihi boyunca homoseksüelliğin var olduğuna dair kanıtlar vardır.


Her ne kadar bilim insanları çok sayıda biyolojik faktörün homoseksüelliği belirlemede etkisi olduğunu düşünse de, ne doğum öncesi hormonların, ne kromozomların, ne beyin yapısının ne de poligenetik faktörlerin cinsel yönelimi nasıl etkilediği konusunda hemfikirlerdir. Ama çoğu bilim insanı tek bir “Homoseksüellik Geni” olduğuna da inanmamaktadır.

⦁ HOMOSEKSÜELLİĞİN TARİHÇESİ:

Antik Yunan’da “Homoseksüel” ve “Heteroseksüel” kavramlarına tekabül eden bir terim yoktur. Antik Yunan’dan kalma homoseksüellikle ilişkili Platon’un diyaloglarından Yunan sanatına dayanan çok güçlü tarihi materyaller vardır.


Tarihte bazı önemli kişilerin de homoseksüel bir yönelimi olduğu belirtilmiştir. Mesela, Büyük İskender’in ve Stoallılar tarafından benimsenen ilkeleri belirleyen Kıbrıslı Zenon’un erkeklere özel bir ilgisi olduğu bilinir.

Hristiyanlığın Roma İmparatorluğu üzerinde etkisi başlamadan önce, Roma halkı, sosyoekonomik kaygılar nedeniyle homoseksüelliğe karşı daha olumsuz bir tavır sergilemiştir.


Zaman 12. yüzyıldan 14. yüzyıla doğru akarken, homoseksüelliğe karşı keskin bir anlayışsızlık ortaya çıkmıştır ve Katolik kilisesi, homoseksüel ilişkiyi yasaklamaya karar vermiştir.Bundan sonraki birkaç yüzyıl boyunca Avrupa’da homoseksüellere çok ağır cezalar verilmiştir.Fakat bazı bölgelerde ise onlarca yıl herhangi bir sorun yaşanmamıştır.


1730’larda Flemenkler Anti-Sodomik yani belirli tipteki cinsel ilişkilerin cezalandırılmasına karşıt hareketler düzenlemişlerdir ve bu yüzden 100’den fazla erkek ve çocuk idam edilmiştir. Sodomik anlayışın derecesi sınıflar arası fark göstermiştir. Örneğin, orta sınıfa mensup insanlar homoseksüellik konusunda dar bir görüşe sahipken, aristokratlar, farklı cinsel yönelimlerin varlığını kabul etmişlerdir.

19.yüzyıla gelindiğinde ise, Napolyon’un yaptığı kanunların (Code Napoléon), Sodomi’yi çürütmesiyle beraber homoseksüellik için uygulanan cezalarda ciddi bir azalma olmuştur.

18. ve 19. yüzyılda seküler argümanların hızla artmasıyla birlikte, teolojik söylemlerin homoseksüelite üzerindeki etkisi ciddi bir oranda azalmaya başlamıştır. homoseksüellik konusunda en önemli seküler argümanların bulunduğu alan tıp ve psikolojiydi.

20. yüzyıla geldiğimizde ise, artık evlilik öncesi cinsel ilişki normal karşılanıyordu. Cinsel ilişkiye karşı yasakların azalması ile birlikte, homoseksüel karşıtı söylemlerlerin tartışılması ve kabullenilmesi daha da zorlaşmıştır.


Özellikle 60’lı yıllarda, homoseksüel hareket daha da güçlendi ve 1969 yılının haziran ayında homoseksüel haklarının kaderini değiştiren bir olay yaşanmıştır. Belki de olay cereyan ettiği ilk an kimse, tarihi bu kadar değiştirebilecek bir devrimin meydana geldiğini bilmiyordu. Ama o gün yani 28 Haziran 1969 günü, LGBT direnişini resmileştiren ve yaklaşık 3 gün sürecek direnişin fitili ateşlenmiştir. “Stonewall Ayaklanması” olarak bildiğimiz bu direniş ABD tarihindeki LGBTi’ye baskı uygulayan sisteme karşı açık açık yapılmış ilk direniştir.


LGBT haklarının kazanılmasında önemi çok büyük bu direnişi detaylı bir şekilde incelemek için 4. ve 5. kaynaklara başvurabilirsiniz.

⦁ HOMOFOBİ:

Homofobi, gay ve lezbiyenlere karşı negatif, nefret dolu, korku dolu söylem ve tavırların günlük dilde ifade edilme şeklidir. Homofobi, bir tür fobi olmaktan ziyade, kültürel bir önyargıdır. Homoseksüel birlikteliğin, heteroseksüel topluma ve üreme beklentilerine uygun olmaması homofobinin kaynaklanmasının nedenleri arasında yer alabilir.

Homofobi ve Homoseksüelite

Homofobi ve homoseksüelite arasındaki ilişkiye dair çalışmaların kilometre taşı 1996 yılında “Journal Of Abnormal Psychology” adlı dergide yayınlanan bir çalışmadır. Çalışmanın adı “Homofobi Homoseksüel Uyarımla İlişkili midir?”. Homofobi ve homoseksüellik üzerine daha sonra da çalışmalar yapılmış olsa da hiçbir çalışma bu çalışmanın yerini alamamıştır. O yüzden homofobi ve homoseksüelliğe dair açıklama yaparken 23 yıllık bu kaynağı baz alacağım.

1991 yılında Fassinger’ın sunduğu verilere göre %90’dan fazla gay ve lezbiyen bireyler sözel taciz ve tehditlerin hedefi olmuştur ve %33’ünden fazlası da homoseksüel olduğu için fiziksel şiddete maruz kalmıştır.

Her ne kadar bu tarz tavırları kınayıp, çeşitli sebeplerle ilişkilendirsek de bunun etiyolojisi büyük bir soru işareti olarak kalmıştır.

Weinberg 1972 yılında bu tavırları sergileyen insanları HOMOFOBİK olarak tanımlamıştır.

Hudson ve Ricketts ise Homofobi’nin anlamının daraltıldığını çünkü literatürde anlamının genişlemesinin homoseksüellere yönelik herhangi bir olumsuz bir tutuma ve söyleme sebebiyet vereceğini belirtmiştir.

Fyfe da Homofobi’nin anlamıyla ilgili tartışmalara katılanlar arasında yerini almıştır. Ona göre, homofobinin anlamının genişlemesi homoseksüellere yönelik olumsuz tutumları, hareketleri anlamamızı kısıtlamaktadır.

Hudson ve Ricketts bunun üzerine, eşcinsellikle ilgili entelektüel tutumlarla (homonegativitizm) eşcinsel bireylere karşı duyulan duyguları(homofobi) birbirinden ayırmayan çalışmaları eleştirmeye başlamıştır. Ayrıca çoğu araştırmacının Homofobi’nin operasyonel tanımını belirtmediğini bildirmişlerdir. Bu sorunu çözmek için Hudson ve Ricketts, homofobi ve homonegativitenin tanımlarını yapmışlardır.

Yine de bilim dünyasında homofobi teriminin yerinde bir terim olmadığı tartışmaları olmaya devam etmiştir. Çünkü, homofobikler homoseksüel bireyler kaçınma, uzak durma gibi tavırlar sergilemezler.Yine FOBİyi fobi olarak kabul etmemiz için gerekli olan tek şey fobik bir uyaranın olması ve bu uyaranın kişide kaygı yaratmasıdır.

Homofobinin sebepleri tam olarak bilinemese de, homofobinin anksiyete temelli bir olgu olduğuna dair çok sayıda psikoanaltik açıklamalar ortaya çıkmıştır.

Çok yaygın bir şekilde bilinen bir psikoanalitik açıklamaya göre homofobinin, homoseksüel olma ya da olabilme kaygısından kaynaklanmasıdır.Çoğu psikoanalitik teori de bu açıklamayla paralel gitmektedir. Yani, homofobinin bastırılmış homoseksüellik dürtülerinden ya da latent homoseksüellikten kaynaklandığını doğru varsaymaktadır.

Latent Homoseksüelite dediğimiz kavram, kişinin homoseksüel olduğunun farkında olmadığı ya da reddettiği durumlarda karşımıza çıkmaktadır.

Bu teorileri kanıtlamak için Georgia Üniversitesi’nden 3 bilim insanı bilimsel bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. Bu çalışmada uygulanan yöntemde kişilere heteroseksüel, kadın ve erkek homoseksüel görüntüler 4 dakika izletilmiştir. Bu uygulamanın sonucunda homofobik bireylerin homoseksüel görüntülerden tahrik olduğu ortaya çıkmıştır.

Bu çalışmanın sonucuna göre, homofobik kategorisinde yer alan ve homoseksüeliteye karşı olumsuz etkileri olan insanların homoseksüel erotik uyaranlara karşı önemli derecede cinsel uyarımı olduğu gözlenmiştir.

Bu çalışmaya katılan bireyler heterosekseksüel olduğunu ve sadece heteroseksüel deneyimleri olduğunu belirtmişlerdir.

Fakat bu çalışma alanında yapılan ilk çalışma olduğu için kesin bir yargıya varmak mümkün olmasa da, 23 yıldır homofobinin gizli homoseksüellikle ilişkilendirildiği kaçınılmaz bir gerçektir.

Sözlerimi sonlandırmadan önce eklemek istediğim ilgimi çeken ve bu konuyla alakalı çalışmaları genişletebilmemiz için belirtmem gereken birkaç nokta var. Homofobinin kesin bir şekilde homoseksüellikle ilişkili olduğunu belirtebilmemiz için homofobiyi derecelendirebilen mekanizmaların geliştirilmesi ve bu mekanizmaların kognitif, davranışsal bileşenleri mukayese edebilecek seviyede olması şart.

Ayrıca, homofobik bireylerin gerçekten fobik bir durum yaşadıklarını anlamak için homoseksüel belirtilerle karşı karşıya kaldıklarında nasıl bir tepki verdiklerini çok dikkatli bir şekilde analiz etmek de şart.

En önemlisi de, homofobik bireylerin zayıf bir heteroseksüel uyum gösterip göstermediklerini kanıtlamak.

İnsan olarak üzerimize düşen ise, herkesi olduğu gibi kabul etmek ve başkalarının cinsel yönelimine,cinsiyetine, ırkına, dini inanışlarına saygı duymak. İnsanı insan yapanın hoşgörü olduğuna inananlardan biri olarak homoseksüel haklarını sonuna kadar destekliyorum

SEVGİLER

KAYNAKLAR:

  1. https://books.google.com.tr/books?hl=tr&lr=&id=bDwlDwAAQBAJ&oi=fnd&pg=PA220&dq=homophobia+associated+with+homosexual&ots=mSX_KzSgsn&sig=xhA3rA3RpDlFjLsewHiGpnFI-jE&redir_esc=y#v=onepage&q=homophobia%20associated%20with%20homosexual&f=false
  2. https://www.sciencedaily.com/terms/homosexuality.htm
  3. https://plato.stanford.edu/entries/homosexuality/
  4. https://allthatsinteresting.com/stonewall-riots
  5. http://gzone.com.tr/lgbt-direnisini-resmilestiren-ayaklanma-stonewall/
  6. https://www.sciencedirect.com/topics/psychology/homophobia
  7. https://pdfs.semanticscholar.org/3d2b/4a35da8afc5391fdbb20c562cc4eadaef544.pdf?_ga=2.193479529.556623765.1560685175-1527779626.1560685175
  8. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12739699
  9. https://pdfs.semanticscholar.org/7fdf/596993ba6606eed2832ecceb544181d8d2a8.pdf
  10. https://www.researchgate.net/profile/James_Malcolm4/publication/10765963_Correlates_of_Internalized_Homophobia_and_Homosexual_Identity_Formation_in_a_Sample_of_Gay_Men/links/56cd866508aeb52500c304e6/Correlates-of-Internalized-Homophobia-and-Homosexual-Identity-Formation-in-a-Sample-of-Gay-Men.pdf
  11. https://www.wired.com/2011/06/homophobia-is-apparently-associated-with-homosexual-arousal/
  12. https://www.scientificamerican.com/article/homophobes-might-be-hidden-homosexuals/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.