Herophilus: anatominin babası


Veloso Salgado’nun Herophilus tasviri

Büyük İskender tarafından kurulan ve Ptolemaio Pharoahs tarafından kurulan Mısır’ın İskenderiye şehri, o zamanın birçok ünlü filozofuna ve hekimine ev sahipliği yapıyordu. İskenderiye, çoğu önde gelen filozofların eserleri olan yaklaşık 700.000 parşömen ile dünyanın en büyük kütüphanesiydi.

Kütüphanede bulunan zengin bir entelektüel birikim nedeniyle, ünlü Yunan coğrafyacı Strabo’nun şehri “dünyanın en büyük imparatorluğu” olarak tanımlar. İskenderiye metinlerinden birkaçı o zamanın en iyi anatomistleri tarafından yazılmıştı. Özellikle Herophilus, birçok kişi tarafından “Anatominin Babası” olarak kabul edildi.

M.Ö 335’te Chalcedon(Kadiköy)’de doğdu ve Herophilus’un MÖ 255’e kadar yaşadığına inanılıyor. Herophilus’un eğitimi için genç yaşta İskenderiye’ye gitmesi dışında hayatının ilk evreleri hakkında çok az şey bilinmekte. Herophilus’un, arterleri damarlardan ayırarak Aristoteles anatomisine önemli katkılarda bulunan Koslu Praxagoras’ın vesayet ve rehberliğinde olduğu düşünülüyordu. Daha sonra arteriyel nabız meraklısı akıl hocasının yolundan evam edecekti.

Praxagoras’ın öğrencisi Herophilus, Ptolemaio Pharoah’ın hükümdarlığı sırasında İskenderiye kentinde tıbbi çalışmalarına başladı. Konuya olan ilgisi sayesinde yaptığı keşifleri onu ünlü bir tıp doktoru haline getirdi. MS 391’de eserlerinin saklandığına inanılan İskenderiye Kütüphanesi’nde büyük bir yangın çıktı. Bununla birlikte, anatomik bilgisi nesiller boyu aktarıldı ve beyni, gözü, karaciğeri, üreme organlarını ve sinir sistemini anlamak için hayati bilgileri sağladı.

İnsan Vücudunun Anatomik Keşfi

Herophilus, o dönemde insan bedeni konusunda hüküm süren tabulara rağmen, (genellikle modern insan anatomisinin kurucusu olarak kabul edilen) Andreas Vesalius’tan bile önce insan bedenine sistematik diseksiyon yapan ilk kişi olarak tanınır. Platon’dan beri, bedenin, öldüğünde “bedene hapsolmuş” bir ruhu barındırdığına inanılıyordu. Aslında, insan vücudunun diseksiyonuna, sonraki 1800 yıl boyunca terk edilmeden önce Herophilus’un günlerinde yalnızca 30 ila 40 yıl boyunca izin verildi ve 16. yüzyılın ortalarında yeniden başladı. Oxford Üniversitesi gibi yerleşik üniversitelerde, insan anatomisi 1624 yılına kadar öğretilmiyordu; 1636’da hazırlanan Üniversite tüzüğüne göre, ameliyat ruhsatı için şartlardan biri, kişinin en azında iki anatomik diseksiyon yapmış olması gerekiyordu. O zamanlarda bile diseksiyon, “insanların parçalanması” ile ilişkili “şiddet dürtüsü” olarak algılandı ve ilginç bir şekilde, İngiltere’deki 1752 “Cinayet Yasası”na göre, cinayet işlediği için idam edilenlerin cesetlerinin cerrahlar tarafından kullanılmasına izin verildi. Herophilus, hastalığın seyrini anlamak amacıyla otopsi yapan ilk kişiydi.

Kardiyovasküler Sistem

Croton’lu Alcmaeon, yaptığı hayvan diseksiyonları sayesinde arter ve damarların farklı göründüğünü gözlemleyen ilk kişiydi. Aristoteles, insan kalbini üç “ventriküle” veya kaviteye sahip olarak algıladı ve sağ atriyumu bir venöz dilatasyon olarak gördü. Bununla birlikte, daha önce insan kadavra diseksiyonlarında arterlerin damarlardan daha kalın duvarlara sahip olduğunu doğrulayan Herophilus, o zamanlar evrensel olarak kabul edilmese de, kulakçıkların kalbin parçaları olduğunu savundu. Akıl hocasının (Praxagoras) nabzın kalp atışıyla ilişkili olmadığı şeklindeki yanılgısını reddeden de yine Herophilus’tu.

Sinir Sistemi

Herophilus’un, sinirleri kan damarlarından ve tendonlardan ayıran ve sinirlerin sinirsel uyarıları ilettiğini fark eden ilk kişilerden biri olduğuna inanılıyor. Charles Bell ve François Magendie’nin dorsal omurga köklerinin duyuya aracılık ettiğini ve ventral omurga köklerinin motor lifleri taşıdığını keşfettiği söylense de, Herophilus ve Erasistratus gibi eski anatomistlerin, sinir yollarını çoktan tespit ettiklerine inanılıyor. Herophilus, motor sinirlerdeki hasarın felce yol açtığını da fark etmişti.

Herophilus beyindeki meninkslere ve ventriküllere isim verdi, serebellum ve serebrum arasındaki bölünmeyi tanımladı ve beynin Aristoteles’in önerdiği gibi bir “soğutma odası” değil, “zekanın yuvası” olduğunu öne sürdü. Ayrıca trigeminal, fasiyal, vestibülococclear ve hipoglossal sinirlerin optik, okülomotor, motor bölümlerini tanımladığı da bilinir.

Sindirim Sistemi

Herophilus tükürük bezlerini tanımladı ve ince bağırsağın ilk kısmına duodenum adını verdi. Karaciğerin ilk doğru tanımını yaptı ve yapısı hakkında kapsamlı bilgilero ortaya koydu. Pankreas konusundaki ilk araştımaları da o başlatmıştı.

Üreme Sistemi

Herophilus’un yaptığı kadın üreme sistemi araştırmaları Orta Çağa kadar aşılamadı. Rahmin içi boş bir organ olduğunu gösterdi ve yumurtalıkları ve uterus tüplerini tarifledi. Spermatozoanın testisler tarafından üretildiğini kaydetti. Ayrıca prostat bezini tanımlayan ilk kişi oldu.

Göz

Gözdeki kornea, retina, koroid, iris, siliyer cisim ve vitrözü tanımladı.

Yazı Orijinali:

Noel Si-Yang Bay, Boon-Huat Bay. «Greek anatomist herophilus: the father of anatomy.» Anatomy&Cell Biology, 2010: 280-283.

Kadir Çakaroğlu

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi kcakaroglu@gmail.com

One thought on “Herophilus: anatominin babası

  • 18 Aralık 2020 tarihinde, saat 17:38
    Permalink

    Değerli bilgiler içeren bir yazıydı, kaynak taraması titizlikle yapılmış. Devamını bekliyoruz

    Yanıtla

Senur için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.