İNSAN NEDEN ÂŞIK OLUR?

AŞK NEDİR?
Aşk, diğer bedensel olaylar gibi biyokimyasal bir süreçtir ve “soyut” bir anlam taşımamaktadır.Aşk kalp ile ilgili bir duygu değildir sadece beyinde meydana gelmektedir. Aşk, bir kimseye ya da bir şeye karşı duyulan aşırı sevgi ve bağlılık duygusudur. Aşkın belki de yüzlerce tanımı yapılmıştır ama aşkın bu yapılan tanımlardan daha farklı ve daha karmaşık olduğu fark edilmiştir.
PEKİ ÂŞIK OLMADA HORMONLAR VE KİMYASALLARIN GÖREVİ NEDİR?
AMİGDALA
Hoşlandığınız birini görünce beynin duyulardan sorumlu bölgesi olan amigdala bunu olumlu bir deneyim olarak algılar.
HİPOKAMPUS
Beynin anı oluşturan bölgesi olan hipokampus bu hoş deneyimi kaydeder ve sizde bu anıyı yeniden arayıp bulma isteği oluşmasını sağlar.
PREFRONTAL KORTEKS
Sonra mesajlar beynin karar verme merkezi olan prefrontal merkeze gönderilir. Potansiyel sevgilinin size uygun olup olmadığı burada değerlendirilir.
HİPOTALAMUS
Çekim varsa prefrontal korteks, hipotalamusu uyarır.Hipotalamus, bir nörotransmiter olan dopamini salgılar. Bu da aşırı mutluluk hissetmenize neden olur.
NOREPİNEFRİN
Adrenaline benzeyen bir diğer nörotransmiter olan norepinefrin de salgılanır. Bu da kalbinizin hızlı atmasına ve terlemenize neden olur.
HORMON SEVİYELERİ
Dopamin seviyeleri artarken ruh halinden ve iştahtan sorumlu olan serotonin seviyesi düşer, bu da saplantılı duygularına neden olur.
NÜKLEUS AKUMBENS
Dopamin algılanması,beynin bağımlılıkta önemli bir rol oynayan bir bölgesi olan nükleus akumbensi uyarır.
PREFRONTAL KORTEKS DEVRE DIŞI
Sonra nükleus akumbens, prefrontal korteksi eyleme geçmesi için zorlar ama prefrontal korteks devre dışı kalır böylece eleştiri ve şüphe duyguları geçici bir süre devre dışı kalır.
AMİGDALA DEVRE DIŞI
Amigdala da devre dışı kalır böylece korku ve stres hissetme yeteneği azalır daha mutlu ve gamsız bir tavır ortaya çıkar.
Bunlarla birlikte aşkın tek başına organik veya biyolojik bir süreç olduğunun anlaşılması gerçek sevgi kavramı yerini kaybetmeye başlamıştır. Yakınlıklarını ve aşk haritası olarak adlandırılanları da içeren neden belirli bir kişiye niçin bağlandığımızı belirleyen birçok faktör var – kişinin çocukluk ve yetişkin yaşamı boyunca bilinçsizce inşa ettiği arzu edilen özelliklerin bir listesi.
Bundan öğrendiğimiz şey, gerçek aşk veya sonsuz tutku efsanesinin biyolojik olarak imkansız olduğudur.
Özetlemek gerekirse aşk beyinde başlar ve beyinde biter tüm olay biyokimyasal süreçlerden ibarettir çok da anlam yüklememek gerekir.
KAYNAKÇA
https://evrimagaci.org/askin-evrimi-ve-neden-nasil-asik-oldugumuz-uzerine-354
https://www.sienceabc.com/humans/the-science-of-falling-in-love-scientific-reason-dopamine.html
https://www.psychologytoday.com/intl/blog/loves-evolver/201302/the-science-behind-falling-in-love
Çok bilgilendirici bir yazı olmuş. Aşkın kalp ile değil beyin ile ilgili olması beni oldukça şaşırttı. Merak edilen bir konuda yazmanız çok ilgimi çekti. Bütün yazılarınızı okudum ve herkesin merak ettiği konuları bilimsel bir şekilde bakış açısı ile yaklaşmanız çok güzel. Herkes okumalı öneririm. Teşekkürler