Suçluyu Ararken ‘Kriminoloji’yi Bulmak

Okuma yazma bilen bitki çayları içen arada bir de tütsü yakıp evin havasını değiştirmekten hoşlanan kadın günümüzde herhangi bir kadın olabilir belki. Fakat bu tür hobiler Orta Çağ Avrupa’sında köydeki komşularınız tarafından yakılmanıza sebep olabilirdi. Evinde buharı tüten bir kazanın başında pişirdiği sıvılardan merhem yapıp şifa veren yaşlı kadınlar, biraz da osteoporozla belleri eğildi mi hemen cadı avcılarının menziline giriyordu. Tabii ki tek dertleri bu kadınların görünüşleri değildi ama elde edecekleri gelir karşısında atacakları iftiraları da sağlamlaştırmaları gerekiyordu.  18. yy.a kadar devam eden cadı avcılığıyla başlayan bu ‘suçluyu görünüşünden tanıma’ isteği isimler ve temeller değiştirerek sonraki yüzyılda da devam etti.

Cesare Lombroso 1835 yılında İtalya’da doğdu. Tıp eğitimini tamamladıktan sonra ordu için gönüllü hekimlik yaptı. Akıl hastanelerinde, cezaevlerinde, kışlalarda; hastalardan ve kadavralardan topladığı bilgilerle bir sistematik oturtmaya çalışıyordu. Yeterli deney ve gözlemle, ölçüp biçerek tasnif ederek ‘suçlu profili’ denilen şeyi çıkarabileceğine inanıyordu. Çünkü kendinden önceki dönemde suçun insana şeytan tarafından verilen bir fikir, bir yoldan sapma olduğu düşünülüyor; cadıların, şeytanların, kötü ruhların işlerine akıl sır ermiyordu. Özgür irade kavramı geçerliliği başlayınca suçluya bakış açısı da değişti.

Orduda görev yaptığı sırada sürekli askerleri inceleyen Lombroso, dürüst askerle kötü niyetli bir asker arasındaki farkın kötü niyetlilerdeki aykırı dövmeler olduğunu fark eder. İkinci aydınlanması ise zamanın popüler suçlularından Giuseppe Villella’nın otopsisinde olur. Kafatasının hayvani özellikler taşıdığını anlatır. İri çeneli, büyük elmacık kemikli, kaş kemeri geniş, göz çukurları fazla büyük ve derin bu kafatasını maymunlarınkine benzediğini düşünür. Bunlardan sonra suçluların fiziki özelliklerine dikkat ederek araştırmalarına devam eder ve suçlu tasniflerinde bu özellikleri sıralar.

Doğuştan suçlular: Dar alın, küçük kafatası, asimetrik yüz, kısa boy, derin göz çukurları olan, duygusuz kimselerdir.

Fikirleri yaşamında ve yaşamından sonra pek çok eleştiri almıştır. Kimisi bunun düpedüz ırkçlık olduğunu söylemiştir, kimisi de sadece anlamsız bazı ortak noktaları sıraladığını düşünmüştür.. Lambroso bu çalışmaları yaptığı sırada dahi ve deli arasındaki farkları da incelediğinden bir dâhiyi görmek ister ve gittiği bir kongrede ünlü yazar Tolstoy’u ziyarete gider. Tolstoy, Lombroso’ya bu fikirlerin bir saçmalık olduğunu söyler. Kendi günlüğünde ise o günden şöyle bahseder: ‘Lambroso geldi. Kendisi saf, kapasitesi sınırlı yaşlı bir adam.’(Lambroso Tolstoy’dan 7 yaş küçüktü.)

Çıkarımlarının doğru yanlıştan ziyade krimonolojinin temelini atmış olması açısından önemli bir yeri vardır. Kendisinden sonra öğrencilerinden veya başka araştırmacılar tarafından da suçlu tasnifleri yapılmaya çalışılmıştır. Fakat bilim insanları camiasında tam bir kabul görebilen olmamıştır. Ceza hukuku ve kriminoloji derslerinde giriş kısımlarına adını yazdıran Lambroso ise ‘kriminolojinin babası’ lakabını almıştır.

kaynakça

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/58874

https://www.nature.com/articles/35059175

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3457255

Yazar: Zeynep İrem Özcan

Editör: Senanur Gülce

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.