Viagra Kanser Tedavisinde Kullanılabilir mi?
Viagra nedir?
Viagra bilindği üzere erektil disfonksiyonda tedavisinde kullanılan, Pfizer firması tarafından piyasaya sürülmüş olan bir ilaçtır
Peki bu ilacın ilk kullanım amacı nedir?
İlk olarak hipertansiyon hastalarının kan basıncını düşürmek için kullanılması için klinik çalışmalara başlandığı ile ilgili haberler olsa da bu çalışmanın klinik deneylerinin başarı göstermemesi ve ‘’ereksiyon’’ yan etkisi göstermeye başlanmasıyla ilacın kullanılma amacı başka bir hal almıştır.
İlaç nasıl etki etmektedir?
İlacın etken maddesi sildenafil sitrat olup bu madde bir PDE5(fosfodiesteraz 5) inhibitörüdür. Bu nedenle PDE’den bahsetmekte fayda var.
Fosfodiesteraz enzimleri kısaca PDE olarak anılmakta olup hücre içi ikinci haberci moleküller olan cAMP ve cGMP’yi hidrolize ederek parçalanmalarına neden olurlar.. Şu ana kadar 11 farklı izoenzimi farkedilmiş olup etki mekanizmaları değişkenlik göstermektedir.(1)
Peki kanser hücrelerinde PDE düzeyleri nasıl?
Alexandra M. Fajardo ve arkadaşlarının 2014 yılında yayınladıkları makalede PDE aktivitesinin bir çok kanser çeşidinde arttığını belirtmişlerdir. (2) Bu makalede PDE aktivasyonunun bir çok etkisi bahsedilse de ikinci habercilerin mekanizmaları tam olarak aydınlatılamamaktadır.
Peki PDE5 inhibitörlerinin etkisi nasıl olmaktadır?
PDE5 inhibitörlerinin daha çok erektil disfonksiyonda kullanıldığı bilinse de ikinci habercileri etkileme potansiyeli çok fazla olduğu için bir çok hastalığın tedavide kullanılabileceği düşünülebilir.
Marialuisa Sponziello ve arkadaşlarının 2015 yılında Endocrine dergisinde yayımladığı makalesinde insan papiller tiroid kanserinin aşırı derecede PDE5 salgıladığı ve PDE5 inhibitörlerinin bu kanser tiplerinin proliferasyonunu bloke etme yeteneğine sahip olduğunu göstermiş olup PDE5 inhibitörlerinin tedavide kullanılabileceğini önermişlerdir.(3)
Bianca I. Islam ve arkadaşlarının 2017 yılında Cancer Prevention Research dergisinde yayınlanan makalesinde AOM/DSS etkili fare modellerinde sildenafilin inflamasyona dayalı kolit oluşumu riskini azalttığını belirlemişledir. Bu çalışma sonucunda sildenafilin kanser tedavisinde teröpatik değeri olduğunu belirtmişlerdir. (4)
Xiao Long-Mei ve arkadaşlarının 2015 yılında American Journal of Cancer Research dergisinde yayınladıkları makalesinde Sildenafilin in vitro koşullarda koleraktal kanser hücrelerinin büyümesini inhibe ettiğini, kolerektal kanser hücrelerinde apoptozu indüklediğini bulmuşlardır.(5)
Anindita Das ve arkadaşlarının 2014 yılında Pharmacoogy and Therapeutics dergisinde yayınladıkları makalede PDE5 inhibtörlerinin meme kanseri hücrelerinde seçici apoptozu indüklediği belirlenmiştir.(6)
Peki PDE5 inhibitörleri kanseri hep iyi yönde mi etkiler?
Bahsettiğim çalışmalarda çıkan sonuçlara rağmen Miles D. Houslay’in Trends in Cancer dergisinde yazdığı yazıda PDE5 inhibitörlerinin melanomu arttırabileceği ile ilgili bir yazısı da mevcuttur.(7)
Peki PDE5 inhibitörleri kanseri hep iyi yönde mi etkiler?
Bu yazının dayanaklarından biri olan Sandeep Dhayade ve arkadaşlarının 2016 yılında Cell Reports dergisinde yayınlanan makalesindeki bulgular bu iddiayı hayli desteklemektedir.(8)
Peki Sildenafil kanser tedavisindede kullanılabilir mi, eksiklikler nelerdir?
Şu ana kadar yapılan çalışmalar genellikle hücre hattı çalışmaları üzerindedir. Veritabanlarındaki taramalarıma göre şu ana kadar insanda yapılan çalışmalar çok az olmakla birlikte fareler üzerinde denenmiş çalışmalar da yetersiz diyebileceğimiz kadar azdır.
Önerilen tedavi seçeneklerinde PDE5 inhibitörü olarak genellikle hep sildenafil önerilmiş olup diğer PDE5 inhibitörlerinin tedavideki etkilerinin hangi düzeyde etkili olduğu bilinememektedir. Benzer çalışmalarda sadece PDE5 inhibitörleri değil diğer PDE inhibitörleri de kullanılabilir.
Yukarıda bahsettiğim yapılan çalışma sayıların yetersiz olması, bizim yan etkilerin neler olabileceğini tam olarak kestirmemizi engellemektedir. Çünkü PDE inhibitörleri çok geniş etki mekanizmaları üzerinden hücresel işlevlerin düzenlenmesinde büyük rolleri olan cGMP ve cAMP düzeylerini etkilemektedir. Bu düzeylerin hangi yolaklar üzerinden kanseri nasıl etkileyeceğini kestirmek zor gözükmektedir.
Kaynakça
DOİ:10.5336/pharmsci.2015-47872
2) https://www.mdpi.com/2072-6694/6/1/436
doi:10.3390/cancers6010436
3)https://link.springer.com/article/10.1007/s12020-015-0586-x
DOI 10.1007/s12020-015-0586-x
4) http://cancerpreventionresearch.aacrjournals.org/content/10/7/377.long
10.1158/1940-6207.CAPR-17-0015
5) http://www.ajcr.us/AJCR_V5N11.html
6) https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0163725814001892?via%3Dihub
7) https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S240580331600039X?via%3Dihub
8) https://www.cell.com/cell-reports/comments/S2211-1247(16)30131-0