Nobel Ödüllerinin Yaratıcısı: Alfred Nobel 

Nobel Ödüllerini daha önce aranızda duyan oldu mu hiç? Sanırım bu soruyu daha farklı bir şekilde sormalıyım: Nobel Ödüllerini hiç duymayan birisi var mı aramızda? Ben çoğumuzun duyduğuna inanıyorum. Fakat bu ödüllerin ne zaman verilmeye başlandığı veya kimin sponsorluk ettiği gibi detayların çok bilinmediğini farz ediyor, bu yüzden de size Nobel Ödülleri’ni ve yaratıcısı Alfred Nobel’i tanıtmak istiyorum.

Alfred Nobel 1833’de Stockholm’da doğmuş, hayatını ise farklı ülkeleri gezerek geçirmiştir. Daha küçüklüğünde 5 dil (İsveççe, Fransızca, İngilizce, Rusça ve Almanca) öğrenmiş ve edebiyata olan ilgisini şiir, drama gibi yazılarla geliştirmeye başlamıştır. Ancak bir atölye işleten babası, oğlunun da kendisi gibi daha mekaniksel alanlarda ilerlemesini istemiştir. Bu yüzden de oğlunu yurtdışına kimya mühendisliği okumaya göndermiştir. Paris’teki eğitimi sırasında Ascanio Sobrero adındaki İtalyan kimyager ile tanışan Alfred’in hayatı o anda şekillenmeye başlamıştır. 

Ascanio Sobrero, Alfred ile tanışmasından önce nitrogliserin adı verilen patlayıcı, sıvı bir madde bulmuştur. Ancak patlayıcılığını güvenli halde kullanabilecek bir form bulamamış, bu dengesizliği nedeniyle de nitrogliserin günlük hayatın içinde kendisine bir kullanım alanı edinememiştir. Alfred da tam bu noktada devreye girmiştir. Bu maddenin nasıl daha güvenli şekilde kullanılabileceği üzerine çalışmalar yapmıştır. Hatta bu çalışmalardan birinde işler kötü gitmiş ve Alfred’in küçük kardeşi dahil birkaç kişinin ölümüne neden olmuştur. Bu kazadan sonra devlet Stockholm merkezinde bu işlerin yapılmasını engellemiştir. Yaşananlara rağmen başka bir yerde (Barge on Lake Mälaren) çalışmalarına devam etmiş, sonucunda da 1866’da dinamiti icat etmiştir. Bu icat madenlerde, tünel yapımlarında vb. topluma faydalı işlerde kullanılırken bir yandan da silah endüstrisinde gelişime yol açmıştır. Baruttan sonra bu alandaki en önemli buluşlardan biri haline gelmiştir.

Nobel Ödüllerinin Bilinmeyen Detayları

Hadi biraz da ödüllerden bahsedelim. Nobel hayatı boyunca hiç evlenmemiş ve çocuk sahibi olmamış birisidir. 1896’da vefat ettiğinde de bütün mirasını, kendi adını verdiği 5 ödül için ayırmıştır. Peki bunu sizce neden yapmıştır? Bu konuda birçok teori var ancak benim en çok hoşuma ve ilginç geleni sizlerle paylaşmak istedim. Bir gün eline geçen bir Fransız gazetesinde Nobel’in dikkatini “Ölüm taciri Alfred Nobel öldü!” başlığı çeker. Aslında gazete o sıralarda vefat eden, Alfred’in kardeşlerinden birinin ölüm haberini duymuş ve ölenin Alfred olduğunu sanmıştır. Haber ne kadar yanlış olursa olsun, bir gün ölürse “ölüm taciri” olarak anılacağını fark eden Nobel; öldükten sonra daha güzel anılmak için bilimi, edebiyatı ve barışı destekleyen Nobel Ödülleri’ni yaratmıştır. Bu tabii ki bir teori. Ne yazık ki bu hikâyenin gerçekliğini kanıtlayabilecek olan gazetenin hiçbir kopyasına ulaşılamamıştır. Ancak Nobel’in gerçek niyeti farklı anılmak ise gerçekten de bunu başardı. Şu an çoğu kişi onun adını sadece ödüller çerçevesinde biliyor ve dinamitle ilişkisini, savaşlara olan herhangi bir katkısını bilmiyor.

Yukarıda Nobel’in, mirasında beş ödülden bahsettiğini söyledim sizlere: Bunlar fizik, kimya, fizyoloji veya tıp, edebiyat ve barış ödülü. Genelde kendi ilgi alanları nedeniyle bu bölümleri seçtiğini düşündüğüm Nobel’in; barış ödülünü, barışçıl etkinliklerde aktif rol alan Bertha fon Suttner ile arkadaşlığı nedeniyle yarattığı düşünülüyor. Bu barış ödülünün bir diğer farklı özelliği de diğer ödüllerin kazananları Stockholm’da seçilirken, barış ödülünün sahibi ise Norveç’te belirlenmektedir.

Nobel Ödülleri hakkında bilinmeyen bir başka özellikse şudur: Nobel’in mirasında belirttiğinin aksine şu an günümüzden altı farklı Nobel Ödülü verilmektedir. Şayet Ekonomi Nobel Ödülü, 1968’den itibaren Nobel Ödülleri’nden biri haline gelmiştir. 

Bazen Nobel Ödüllerinin onu hakkeden kişiler tarafından kazanılmadığı da düşünülmektedir. Bunun en büyük iki örneğinden biri, Gandhi’nin beş kere barış ödüllerinde aday olmasına rağmen kazanamamasıdır. 2006’da Nobel Kurulu özür dileyerek Gandhi’nin ölümünden 58 sene sonra ona bu ödülü vermişlerdir. Bir diğer örneği ise Tolstoy’un aday olmasına rağmen siyasete, dine farklı bakış açısı nedeniyle ödülün ona verilmemesidir. 

Bu kadar Nobel Ödülleri hakkında konuştuktan sonra adını anmadan geçmek istemediğim birisi var: Aziz Sancar. Kendisi nükleotid kesim onarımı hakkında yaptığı araştırmaları sayesinde 2015’te Kimya Ödülünü kazanan kişilerden biri olmuştur. Yaptığı çalışma kanser hakkındaki bilgi dağarcığımızı geliştirmiştir. Aynı zamanda istikrarlı çalışmanın nasıl sonuçlar verebileceğinin de en güzel örneklerinden biridir kendisi.

Eğer daha incelemek isterseniz Nobel Ödüllerinin çok değişik kurallarının olduğu, bazen de kazanan kişiler tarafından ödülün kabul edilmediği gibi bilgileri de bulabilirsiniz. Ancak bu küçük detayları meraklı okurlara okumaları için bırakıyor, yazımdan da bütün okuyucularımın keyif aldığını umuyorum.

Kaynakça

https://www.nobelprize.org/alfred-nobel/alfred-nobels-life-and-work/

https://www.history.com/news/did-a-premature-obituary-inspire-the-nobel-prize

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.