DUYGUSAL BEYNİMİZ: LİMBİK SİSTEM

İnsan vücudunun yapısı ve gizemi hakkında yüzyıllardır yapılan sayısız araştırmalar rağmen vücudumuzla ilgili her şeyin bilindiğini iddia edemeyiz. Özellikle bazı konularda yeterli bilgiye sahip olmak için gitmemiz gereken yolun daha çok başındayız. Bu konulardan biri de nöroloji. Günümüzde üzerine en çok araştırma yapılan alan olsa da katetmemiz gereken uzun bir yol var önümüzde.

 Beynimizin ve düşünce sistemimizin çalışma şekli her zaman ilgimi çekti. Fakat oldukça değer verdiğim bir hocamın dersinde ‘’Tek bir konu anlatacak olsaydım bu limbik sistem olurdu.’’  demesiyle o dersi tüm algılama mekanizmalarımı açarak dinlemeye çalıştım.

‘’Duygusal beyin’’ olarak da bilinen limbik sistem, içinde çeşitli yapılar içeren ve sınırları kesin hatlarla çizilmemiş olan bir sistem. Genel olarak talamusun iki yanında bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu sistemde bulunan önemli yapılardan bazıları ise amigdala,hipokampüs, hipotalamus, fornix. Bu alanlar hem kendi içlerinde hem de beynin diğer bölümlerindeki alanlarla iletişim içinde çalışarak çeşitli hayati fonksiyonlara sahip olmamızda etkili rol oynamaktadır.

Bu sistem, Paul Broca tarafından 1878’de le grand lobe lim-bique olarak isimlendiriliyor.‘’Limbik’’ kelimesinin Latincede karşılığı ise ‘’uç’’ veya ‘’sınır’’dır.

Bu sistem duygu ve davranışlarmızı kontrol etmede primer bölgedir. Beynin diğer bölgeleriyle de iletişime geçerek çeşitli aktivitelere yol verir. Örneğin limbik sitemimiz ‘’Fight or flight’’ refleksimiz gibi içgüdüsel davranışlarımızı harekete geçirir. Bu refleks sayesinde özellikle tehlikede olduğumuz durumlarda vücudumuzda çeşitli endokrinolojik ve fiziksel değişikliklere sebep olarak tehlikeden uzaklaşma ve korunma ihtiyaçlarımızı karşılamamızı sağlar. Limbik sisteminin önemli bölümlerinden biri olan ve bir çift denizatı şeklinde beyin yarım kürelerinin her birinde bulunan hipokampüs ise özellikle uzun vadeli hatıralarımızın oluşmasında önemli rol oynar. Frontal lobumuzla iletişim içindedir. Ayrıca uzaysal oryantasyonumuzu sağlamamızda ve yön bulmada kullanılır. Londra’daki taksicilerle yapılan bir araştırmada taksicilerden belli bir varış noktasına daha önce kullanmadıkları bir yoldan gitmeleri istenmiş ve bu sırada beyinlerinde en çok kullanılan bölümlerinin hipokampüsleri olduğu gözlemlenmiş. Kısacası hipokampüsümüze organik GPS demek yanlış olmaz.

Bildiğiniz üzere duyu organlarımız aracılığıyla çevreden topladığımız bilgilerin büyük bir kısmı sinir sistemimizle talamusa giderek sınıflandırılıyor. Bu duruma istisna olan tek duyumuz koku duyusu. Bu duyumuz talamusa gitmez çünkü limbik sistemimizle direkt bağlantı içindedir. Bu nedenle de bir olayı yaşarken içinde bulunduğumuz çevrenin kokusu hatıralarımızda önemli yer tutar. Aynı kokuyu tekrar aldığımızda hatırlamamız kolaylaşır.

Limbik sistemdeki önemli alanlardan bir diğeri olan amigdala ise çeşitli duygularımızı yöneten merkezdir. Özellikle korku ve anksiyete gibi duygularımızı açığa çıkardığı için antidepresif ilaçlar için yapılan araştırmaların hedefindedir. Fakat tek görevi bu olmadığından bu alanı inhibe eden ilaçlar sistem sürekliliğini ve düzenini bozmaktadır. Amigdala aynı zamanda uyku düzenimizi, açlık durumumuzu ve cinsel dürtülerimizi kontrol etmektedir.

Dolayısıyla limbik sistemimiz duygusal becerilerimizin, uzun vadeli hafızamızın, öğrenme mekanizmamızın merkezidir. Aynı zamanda motivasyonel becerilerimizi de kontrol eder. İçgüdüsel reflekslerimizin oluşmasında etkilidir ve beynimizin birçok kısmıyla sürekli iletişim halindedir.

Böylesine önemli bir sistemin herhangi bir noktasındaki sıkıntı ise bir çığ gibi büyüyerek bizi önemli sorunlarla karşı karşıya bırakabilir. Alzheimer, epilepsi, anksiyete, şizofreni gibi hastalıklar limbik sistemimizle ilişkilidir. Aynı zamanda Wernicke-Korsakoff sendromu da limbik sistemindeki ciddi hasarların sonucu oluşur. Bu hastalıklar çeşitli sebeplerle ortaya çıkar ve çoğunun tedavisi oldukça zordur. Limbik sistemin beynimizde ve beynimizin işleyiş sisteminde oldukça önemli bir role sahip olması sebebiyle bu bölgede başlayan fonksiyon bozuklukları birçok bölgenin de işleyişinde aksaklık meydana gelmesine yol açmaktadır.

KAYNAKÇA VE İLERİ ARAŞTIRMA İÇİN:

  1. Rajmohan V, Mohandas E (2007). “The limbic system”. Indian Journal of Psychiatry. 49 (2): 132–139. : https://www.indianjpsychiatry.org/article.asp?issn=0019-5545;year=2007;volume=49;issue=2;spage=132;epage=139;aulast=RajMohan
  2. Jin, Jingji (Dec 15, 2015). “Prefrontal-Hippocampal Interactions in Memory and Emotion”: https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fnsys.2015.00170/full
  3. Pessoa, L. (2010). “Emotion and cognition and the amygdale: From “what is it?” to “what’s to be done?””:

https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0028393210002897?via%3Dihub

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.