SEVGİNİ BAĞIŞLA


         Geçtiğimiz günlerde Brezilyalı işadamı Scarpa tuhaf bir olayla gündeme geldi.Sosyal medya aracılığıyla yaptığı bir duyuruda milyon dolarlık arabası için mezar yaptırdığını ve cenaze töreni düzenleyeceğini açıklayan Scarpa basını da bu törene davet etti.Haberi duyanlar Scarpa’nın bu hareketine anlam veremezken belli bir kesim de onu medyayı boş yere meşgul etmekle suçladı.Cenaze töreninin yapılacağı gün geldi ve Scarpa açıklama yapmak üzere konuşmasına başladı;’Hepiniz neden böyle saçma bir şey yaptığıma anlam veremediniz ve deli olduğumu düşündünüz ama her gün milyonlarca insan  işlev gören organlarıyla birlikte gömülüyor.Asıl delilik milyon dolarlık arabamla karşılaştırılamayacak kadar değerli olan insan hayatını hiçe sayarak sapasağlam organlarımızla toprağa gömülmek.’dedi ve konuşmasını bitirmesinin ardından Scarpa organlarını bağışladığını açıklayarak epeyce süre gündemden düşmedi.Aynı zamanda organ bağışına oldukça ses getiren bir yöntemle dikkat çekmiş oldu.

         İlk başarılı organ bağışı diğer adıyla transplantasyon  1933 yılında Dr.Voronov tarafından yapılan böbrek nakli ameliyatıyla gerçekleştirildi.Sonrasında geliştirilen tekniklerle ve bağış katılımının artmasıyla hastalar için umut ışığı ,insan hayatı içinse dönüm noktası olan bir tedavi yöntemi hale geldi.Zamanla insanlar bilinçlendiriliyor ve bağış sayısı artıyordu.Günümüzdeyse dünya genelinde durum gelecek vaad eden türden.Donör(bağışlayıcı)  sayısının en yaygın olduğu ülkeler sıralamasında İspanya başı çekiyor.Ülkemiz bu sıralamada 8.sırada yer alarak bu bu alanda biraz kısır kalıyor.Bu kısırlığın önemli sebeplerinden biri nakilin İslam dini gereğince kabul görülme kuşkusu.Ancak alanında uzman kişiler dinen bu durumun caiz olduğunu ve zaruri durumlar dahilinde sakıncası olmadığını belirtiyor.Ancak tatmin edecek rakamlara yine de ulaşılamıyor.Her yıl hatta her gün binlerce insan nakil organ bulamadığı için hayatını kaybediyor.Organ nakli konusundaki çekincelerimiz ve duyarsızlıklarımız yüzünden hayatta kalmak için mücadele veren bu hastalara çare olamıyoruz.Halbuki ihtimal bile vermiyoruz bir gün çok sevdiklerimizi de bu duyarsızlıktan dolayı kaybedebileceğimize.Bu hususta gerek ülke gerek dünya olarak büyük bir farkındalığa ve ciddi bir algı değişimine ihtiyacımız var.Oysaki sadece organlarımızı değil sevgimizi,acımızı mutluluğumuzu ve yaşanmışlıklarımızı,yüklerimizi  de bağışladığımızın ve paylaştığımızın farkına varsak birçok şey değişebilir. En önemlisi de birilerine hayat verme , birilerini yaşatma hissi sizce de bizi çok güçlü ve mükemmel kılmaz mı?Ölürken bu organlara ihtiyacı olan insanları da beraberinde götürmek yerine birçok insana yaşam şansı vererek geride kalıcı bir iz bırakmak sizce de daha kutsal bir his değil mi?Bu güçlü duyguya sahip olmak için yapmanız gereken tek şey hastanelerin organ bağış ünitelerine veyahut Türkiye Organ Nakli Vakfına başvurmak.Burada iki tanık huzurunda isteğinizi beyan ederek imzalayacağınız formla bir anneye bir evlata belki de bir kardeşe umut olabilirsiniz.

      Hadi sizde şimdi bir adım atın çünkü bugün yaşatmak için gerçekten güzel bir gün…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.