Ağrısız Hayat
66 yaşında kafkasyalı bir kadın olan Jo Cameron hiçbir ağrı deneyimlemiyor, yaraları hızlı bir şekilde iyileşiyor ve hayatı tehdit eden durumlarda bile (örneğin araba kazası) soğukkanlılığını koruyabiliyor. Evet, sanki bir çizgi roman karakteri gibi duruyor ancak gerçek.
Cameron doktorların dikkatini ilk defa 65 yaşındayken, kalçasındaki bir problem için hastaneye başvurduğunda çekmiş. Yapılan testlerde kalçası şiddetli bir şekilde artritik bulunmuş ve kalçasının değiştirilmesi gerektiğine karar verilmiş. İkinci ameliyattan sonra (trapeziektomi) da ağrı kesici olarak sadece parasetamol kullanınca doktorlar ileri bir araştırma yapılması gerektiğine karar vermişler. Ayrıca Cameron’ın opioid (morfin) aldıktan sonra kusması da oluyormuş.
Bunlara ilave olarak Cameron sayısız yanık ve kesikte, kendi yanan etinin kokusunu duymasına rağmen ağrı hissetmediğini ve bu yaraların da neredeyse hiçbir iz bırakmadan iyileştiğini belirtmiş.
Cameron’ın testlerde İskoç bonnet biberlerini hiçbir rahatsızlık hissetmeden yiyebildiği belirtiliyor. Ancak bunların yanısıra sıklıkla hafıza problemleri (anahtarların yerini, yapacağı işleri unutma) de yaşadığını belirtmiş.
Cameron, University College London ve Oxford Üniversitesi’ndeki ağrı genetikçilerine yönlendirilmiş ve orada yapılan çalışmalarda FAAH (fatty-acid amide hydrolase) ve FAAH-OUT genlerinde mutasyon bulunmuş. FAAH geni vücudun endocannabioid sistemine; ağrı, hafıza ve ruh halini belirleyen merkezi sinir sistemi elemanlarına etki eder. Kısacası kenevir (esrar otu)’in etki ettiği yerlere etki eder. FAAH-OUT geni ise FAAH genini kontrol ediyor (aktivitesini azaltıyor) ve Cameron bu geni “kapatıyor”.
Bu genetik bozukluğa yol açan mutasyonlar ise dorsal kök gangliyonunda mikrodelesyonun ve FAAH-OUT (FAAH kromozomal bölgesinden klonlanır ve beyin tarafından eksprese edilir) psödogeninin birlikte kalıtımı; ve azalmış ekspresyon ve aktivite veren FAAH bölgesinde ortak SNP (single-nucleotide polymorphism) olduğu saptanmış.
FAAH tarafından yıkılan anandamid ve ilişkili FAA (palmitoylethanolamide ve oleoylethanolamine) değerleri, normal hipomorfik SNP taşıyıcısı olanlara göre periferal kanda belirgin bir şekilde arttığı saptanmış.
Genetik bulgular ve artan FAA değerleri, gelişmiş endocannabioid sinyalizasyon ve FAAH’ta fonksiyon kaybıyla sonuçlanan fenotipe yol açmaktadır.
Ailesinde ağrı duyarsızlığı olmadığı; sadece oğlunda, annesinden daha düşük seviyede olan bir duyarsızlık tespit edilmiş. Yapılan genetik testlerde de oğlunun heterozigot FAAH-OUT mikrodelesyonunu taşıdığı, ancak hipomorfik SNP alelini taşımadığı saptanmış.
Bu veriler, postoperatif ve potansiyel kronik ağrı ve anksiyete bozukluklarının tedavisini belirgin bir şekilde iyileştirecek olan FAAH-OUT’u hedefleyen FAAH temelli analjeziyi geliştirecek yeni yollar öne sürmektedir. Bu yolla uygulanacak tedaviler de umarım her yıl ameliyata giren 330 milyon hastaya bir umut olur.
Kaynakça ve ileri okuma için;
https://doi.org/10.1016/j.bja.2019.02.019
https://www.independent.co.uk/news/health/healing-powers-no-pain-mutant-gene-scotland-a8842836.html
Sayın yazar Murat Aydemir; umut verici analjezik tedavi şekli ile ilgili olarak bahsi gecen genler üzerine durdurucu analjezi ile kronik ağrı ve anxiete bozuklukları giderilebilecekken hafıza problemleri ne yol açmaması için yapılabileceklerle ilgili genişletilmiş bir araştırma var mıdır?Teşekkürler..
Sayın Aytürk Aydın, öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. THC gibi direkt CB1 reseptör agonistleri motor kontrol ve kognitif fonksiyon bozukluğuna yol açarken FAAH inhibitörleri gibi endokannabioidleri metabolize eden enzimleri inhibe ederek indirekt yoldan etki gösteren ilaçların bu tip yan etkilere yol açmadığı gözlenmiş(https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1074552109000805). Ayrıca URB597 gibi yine FAAH inhibitörü olan bir ilaçta da böyle bir yan etki gözlenmemiş(https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6247483/)
Jo Cameron’daki unutkanlığın hangi mekanizma ile olduğu hakkında bir bilgiye ulaşamadım.