Geçmişten Günümüzde Acil Kontrasepsiyon Yöntemleri

   

Population Council tarafından 1999 yılında yayınlanan bir raporda, her yıl tüm dünyada, 46 milyon isteyerek düşüğün meydana geldiği ve bunların 20 milyonunun yasal olmayan yollarla gerçekleştiği bildirilmektedir. Bu düşükler sırasında da 70000-100000 kadın hayatını kaybetmektedir. Bu şimdiki şartlara göre eski bir çalışma olmasına rağmen günümüzde hala birçok kadın sağlıksız koşullarda yapılan düşük sonucu hayatını kaybetmektedir. Bunların %95 ise gelişmemiş ülkelerde meydana gelmektedir. Türkiye’de ise isteyerek düşüklerin sadece 1/3’ü kamu kuruluşlarında gerçekleşmektedir. Yine çokta uzak olmayan bir zamanda 2008 yılında tüm dünya verilerine göre 43,8 milyon istenmeyen gebeliğin %49’u maternal morbidite ve mortaliteye yol açabilecek sağlıksız koşullarda yapılmıştır. Yani bu konu kadın sağlığında çok büyük bir önem teşkil etmektedir.

   Öncelikle geçmiş koşullarda ülkemizdeki kadınları isteyerek düşüğü nasıl yapıldığı ile ilgili birkaç örnek verelim;

Bir takım bitkisel çaylar, bedeni ovmak, bedene vurmak, yüksek yerlerden atlamak, bedenleri sıkıştırmak, ip atlamak gibi ilkel yöntemle, ağır eşya ya da un torbası kaldırma, halı ve kilim silkeleme, gripin ya da aspirin içme, karnının üzerine taş, kanepe ayağı ya da piknik tüpü koyma, soğan kabuğu kaynatıp içme, belini çektirme, şiş kullanımı, kuş tüyü (tercihen tavuk-kaz), soğan koyma, ebe gümeçi kökü, sabun, köpeksiyen otu, kirbit çöpü, şep (karı-kora ilaçlarından yapılan macun)… Daha birçok bunlara benzer yöntemler mevcuttur ve yukarıda okuduğumuz yöntemler en sık kullanılanlardandır. Ben bu örnekleri kendi çevremdeki kadınlara sorarak ve birazda internetten araştırarak elde ettim. Bunu araştırırken bu sorunun tahmin ettiğinizden çok daha eskiden beri var olduğu görüyorsunuz. Bu yöntemler şu anda çok akıl dışı gözükse de anneannelerimiz ve babaannelerimiz bunları kullanıyordu çünkü o zamanın şartlarında bu gayet normal idi, kendiniz de sorarsanız daha farklı bir şeyler duyabilirsiniz. Bu yöntemlerin üzerinde çok zaman akıp geçse de zamanımızın kadınları şu anda bu konu ile karşı karşıya kaldıklarında ne yapacakları konusundaki bilgileri çok fazla değil. Bu yüzden sağlıksız koşullarda yapılan düşükler hala maternal mortidite ve mortalitenin yüksek bir kısmını oluşturmaktadır. Bu oranı azaltmak için acil kontrasepsiyon yötemleri büyük önem taşımaktadır çünkü acil kontraseptif metotların kullanımı ile istenmeyen gebelikler önlenebilecek ve böylece küretaj sayılarında da azalma meydana gelecek ve maternal morbidite-mortalitede büyük oranda azalma gerçekleşecektir. Ayrıca kontraseptif yöntemler de mevcuttur ancak dünyadaki insanların yaklaşık %60’ı modern kontraseptif yöntemler kullanmaktadır ve hiçbir kontraseptif yöntem %100 başarılı değildir. Bazı araştırmalar sonucunda ise 120 milyon çift çocuk sahibi olmak istemedikleri halde herhangi bir kontraseptif yöntem kullanmadıklarını göstermektedir.

    Gelelim modern acil kontraseptif yöntemlere…Tarihsel olarak acil kontraseptif yöntemler ilk kez 1966’da östrojenler yüksek dozlarda kullanılmaya başlanması ile ortaya çıkmıştır.  Daha sonra 1977’de Yuzpe ve arkadaşları östrojen ve progesteron kombinasyonunu acil kontrasepsiyonda etkili olduğunu bulmuşlar ve bu yöntem Yuzpe rejimi olarak literatüre geçmiştir. Daha sonra Rahim içi araçlar (RİA) 1976’da uygulanmaya başlanmıştır. Bu yazıda sadece acil kontraseptif olarak kullanılan oral hormonal ilaçlardan kısaca bahsedelim.

Östrojen ve Progesteron Kombinasyonu (EE+LNG)

1974 Yuzpe östrojen ve progesteron içeren oral kontraseptiflerin yüksek dozda acil kontrasepsiyon amacıyla kullanılabileceğini pilot bir çalışmayla göstermiştir. Korunmasız cinsel ilişkiden sonra 72 saat içinde 200 microgram EE ve 1 mg LNG, 12 saat ara ile 2 doz olacak şekilde alınır. Bu rejim kullanılarak gebelik riski %8’den %1-2’ye düşürülebiliyor ama kullanımını kısıtlayan en önemli neden yan etki olarak bulantı ve kusmadır.

Levonorgestrel (LNG)

LNG içeren rejim daha az yan etki profili ve göre daha yüksek etkinlik nedeniyle Yuzpe rejiminden üstün olduğu gösterilmiştir. Günümüzde en popüler acil kontraseptif metot haline gelmiştir. Tek doz şeklinde alınması ile tabletlerin 12 saaat ara ile alınmasının eşit etkinlikte olduğu ve yan etkilerin değişmediği saptanmıştır. Korunmasız cinsel ilişkiden sonra 72 saat içinde alınması önerilir ve birçok ülkede reçetesiz olarak temin edilebilmektedir. Gebelik riskini %57-93 oranında azaltır. Kesin mekanizma tam olarak anlaşılamamakla birlikte LNG’nin implantasyonu engellediğine dair kesin kanıt yoktur. Primer etkisi siklusun folliküler fazında alındığında ovulasyonu önlemesi veya geciktirmesidir; bunu LH üzerindeki etkisi ile gerçekleştirir. İkincil mekanizması ise servikal mukusu kalınlaştırarak sperm transportunu engellemek veya uterin kaviteyi alkalinize ederek spermleri immobilize etmektir. Ayrıca bir çalışmada LNG kullanımına rağmen oluşan gebeliklerde ektopik gebelik hızının normal popülasyona göre artmadığı saptanmıştır. Bu da LNG’nin fallop tüpü motilitesini etkilemediğinin bir göstergesidir. Ana mekanizması ovulasyonu inhibe etmesidir.

LNG kullanımında en sık görülen yan etkiler bulantı, kusma ve irregüler vajinal kanamalardır. Ayrıca LNG kullanılmasına rağmen oluşan gebeliklerde herhangi bir teratojenik etki bildirilmemiştir.

Mifepriston

Mifepriston (RU-486) gebeliğin sürmesi için gerekli olan progesteron ve kortizol reseptörlerini endometriumda bloke eder ve eğer korunmasız cinsel ilişkiden sonra 120 saat içinde kullanılırsa etkin bir acil kontrasepsiyon yöntemidir. Türkiye dahil dünyanın pek çok ülkesinde acil kontraseptif olarak kullanılmamaktadır. Kullanımını kısıtlayan bir diğer neden maliyetinin yüksek olması ve acil kontrasepsiyon için kullanılacak uygun dozda piyasaya sürülmemiş olmasıdır.

 Mifepriston kullanan kadınların, LNG kullananlara göre menstrüasyondaki gecikme sürelerinin daha fazla olduğu belirtilmiştir. Buradan anlaşılacağı gibi en önemli yan etkisi menstrüasyondaki gecikmedir.  

Ulipristal Acetate

UPA, CDB-2914 veya VA 2914 olarak da bilinir, ikinci jenerasyon sentetik SPRM’dir ve korunmasız cinsel ilişkiden sonraki 120 saat içerisinde kullanılırsa etkindir. Türkiye’de de 2014 yılından itibaren piyasada bulunmaktadır. Progesteron reseptörü üzerine hem agonistik hemde antogonistik etkisi ile ovulasyonu inhibe eder.

UPA, LH pikinin başladığı ve LNG’nin etkinliğinin azaldığı dönemde de etkili olduğundan LNG’den daha etkin bir acil kontraseptif olarak belirtilmiştir.

    Son olarak tıbbı ve cerrahi gebelik sonlandırma sonrası cinsel işlev değişimi, çoğu zaman unutulan ve dikkat edilmeyen bir yöndür ve bu konuya 2014 yılında yayınlanan bir makalede değinilmiş ve çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir. 132 kadın cerrahi GGS girişimi uygulanırken 79 kadında tıbbı GGS işlemi uygulanmış ve girişim sonrası kadınlar birinci, üçüncü ve altıncı aylarda Kadın Cinsel İşlev Ölçeği ile değerlendirilmiş. Birinci ayda her iki grupta da cinsel ilişki sıklığı anlamlı şekilde azalmışken, üçüncü aydaki takipte ise cinsel ilişki sıklığı yalnızca cerrahi GGS işlemi uygulanılan kadınlarda azalmıştır. Altı aylık izlenim sürecinde ise cerrahi GGS işlemi uygulanılan kadınlarda %27,1, tıbbı GGS işlemi uygulanılan kadınlarda %9,8 oranında cinsel ilişkide azalma olduğu görülmüş.  Özellikle tıbbı GGS işlemi uygulanan kadınların cinsel ilişkiye daha erken başladıkları tespit edilmiş. Bu hangi yöntem uygulanırsa uygulansın GGS’nin işlem sonrası cinsel ilişki üzerine etkisini göz ardı edilmemesini göstermektedir. Ayrıca bu çalışma ile birde tıbbı GGS sonrası cinsel işlevlerin daha iyi olduğu saptanmıştır.

Kaynakça:

1-https://www.haberturk.com/saglik/haber/76663-kadinlar-hala-bu-yontemleri-kullaniyor

2-https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/521632

3-http://www.journalagent.com/androloji/pdfs/AND_2014_57_141.pdf

4-http://www.thb.hacettepe.edu.tr/arsiv/2000/sayi_4/baslik4.pdf

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.