ZİHİN GÖZÜ KÖRLÜĞÜ: APHANTASIA

  Aile  üyelerini, en sevdiğiniz arkadaşınızı, yemekleri, herhangi bir manzarayı ya da anlatılan herhangi bir betimleme cümlesini dinlerken hayal kuramadığınızı düşünün. Birisi size yol tarifi veriyor ancak siz, onu hayal edemiyorsunuz. Bir arkadaşınızla yüz yüze sohbet ediyorsunuz ancak ayrıldığınızda arkadaşınızın yüzünü zihninizde canlandıramıyorsunuz. Uykuya dalmadan önce aileniz size koyunları say diyor ancak sayılacak koyunu göremiyorsunuz. Bunun gibi tamamen görsel imge oluşturma yeteneğinden yoksunluk durumuna “aphantasia” deniliyor.

Aphantasia nedir?  

  Zihinsel imgeleme, geçmişi yeniden düşünmemize ve varsayımsal gelecekleri simüle etmemizi sağlar, böylece dünyada deneyimlediğimiz olayları karşılaştırarak esnek ve uyarlanabilir bir şekilde yorumlamamıza olanak tanır. Buna bağlı olarak hayatımızı da planlama ve  kıyaslama üzerinden yürütürüz. Ancak zihin gözü körlüğü yaşayan kişiler görsel imgelemede çok zorlanırlar ve bu duruma aphantasia denilir. Bu isim, 2015 yılında Exeter Üniversitesi’nde bilişsel ve davranışsal nörolog olan Prof. Adam Zeman tarafından bulunmuştur. Zeman, kalp ameliyatı sonrası görsel imgeleme yeteneğini kaybetmiş bir hastanın sevk edildiğinde bu fenomenin ilk kez farkına varmıştır. Zeman’ın hastasına ilişkin değerlendirmesi, cevaplardan çok soru ortaya çıkarmıştır. Hasta, bir kaleyi tanımlayabiliyor, çimenin mi yoksa çam ağacının mı daha koyu yeşil olduğunu söyleyebiliyor ancak nesneleri hayal etmeden bu cevapları bilgisine dayalı olarak söyleyebildiğini bildirmiştir .

   İnsanlar üzerinde yapılan beyin tarayıcı çalışmaları, zihinde canlandırmayla ilgili beyin alanları ağı olduğunu göstermiştir. Bunlar, birincil görme korteksi ve fusiformda yüz tanıma ile ilgili bir bölgeye yakın bir alanı içermektedir. Bu ağ ayrıca, genellikle karar verme, çalışma belleği ve dikkat ile ilgili olan frontal ve parietal lobların bölümlerini de içermektedir. Hipokampus ve medial temporal lob dahil  hafıza alanları da önemlidir. Bu belirli beyin bölgelerinin yanı sıra, “varsayılan düğüm ağı” veya “hayal kurma ağı” da söz konusudur.

   Bu alanlar genellikle beynin dinlenme durumunda ve iç gözlem yaptığımız zaman aktiftir. Zeman’ın dediği gibi, “Tarayıcıda rahatlarsanız, bu alanlar en aktif görünen alanlardır. Geçmişi düşündüğünüzde veya geleceği tahmin ettiğinizde ortaya aktif olan bir tür hayal ağı  çıkıyor.” Zeman, görsel imgelemenin içten gelen uyarılarla olabileceğini düşünüyor çünkü görselleştirdiğimizde dış dünya yerine iç uyaranlara dikkat ediyoruz.  Zeman, “Dolayısıyla, şu büyük ağın olduğunu biliyoruz: görsel, karar verme, işleyen bellek, dikkat, uzun süreli bellek ve iç gözlem.” diye özetlemiştir. “Bir ağın olduğu yerde, bu ağın birkaç farklı şekilde etkisinin bozulabileceğini tahmin edebilirsiniz, bu da neden birden fazla aphantasia türü olduğunu açıklamaya yardımcı olur.”

  Örneğin, Zeman’ın ilk hastası  kişilerin yüzlerine baktığında normal beyin aktivasyonuna sahipti, ancak o kişilerin yüzlerini hayal etmeye çalışırken aynı beyin alanları aktifleşemedi. Ona göre, belki de karar alma alanları ile görsel alanlar arasında bir bağlantı kaybı vardı. Bu durum, kalp ameliyatı sırasında küçük bir felç sonucu meydana gelmiş olabilir. Bunun gibi ameliyat sonrası olanların dışında aphantasialı diğer insanlar için nöral temelin farklı olması muhtemeldir.

Aphantasialı bir kişi rüya görebilir mi?

Zeman bunun göründüğü kadar tuhaf olduğunu düşünmüyor. “Beynin uyanıkken ve rüya görürken yaptığı şey farklıdır” diyor. Zeman, rüya görmeyi beyin sapından organize edilen “aşağıdan yukarıya” bir süreç olarak tanımlarken, bilinçli olarak görselleştirme korteks tarafından yönlendirilen “yukarıdan aşağıya” bir süreç olduğunu söylüyor. Bunun, bazı insanların rüya görürken ve uyanıkken görselleştirme yetenekleri arasında farklılıklara neden olabileceğini düşünüyor. . Zeman’ın ilk hastası gibi bazı kişiler görüntülü bir rüya göremezken diğerleri uyanıkken görselleri zihinlerinde canlandıramamalarına rağmen rüya görebilir.

  Henüz yayınlanmış yeterince çalışma bulunmuyor. Zihin gözü körlüğünde, sinirsel olarak her ne kadar etki varsa da, bir dereceye kadar kalıtımsal etkinin de olduğu görülmektedir. Aphantasialı kişilerin, aynı zamanda hayal etmekte  zorlanan yakın bir akrabası (ebeveyn, kardeş veya çocuk) olma olasılığı da yüksektir. Aphantasianın bu kadar uzun süredir isimsiz ve üzerinde fazla araştırılmamış olmasının bir nedeni, büyük bir sorun olmamasıdır. Bu durum nesneleri hayal gücünden çizmeyi imkansız kılarken ve görselleştirme stratejilerini bir şeyleri ezberlemek için kullanamazken, bilgiyi zihinsel olarak kullanmanın ve aktarmanın başka yolları da vardır. Bazı insanlar kelimeler veya semboller kullanır, bazıları ise “zihin gözü” yerine iyi bir “aklın kulağı” veya “aklın burnu” olduğunu düşünür  ya da kinestetik (hareket temelli) görüntülere sahip olduklarını söyler. Zeman, “Zihinde canlandırmadan da yaratıcı olmak tamamen mümkün,” diyor.

Zeman aphantasia olan kişilerin teşhis ve tedaviye ihtiyacı olduğunu düşünmüyor. Bunun hakkında, “Bu bir bozukluk değil, insan deneyimindeki ilgi çekici bir varyasyon” diyor. Gerçekten de, aphantasia olan bazı bilim adamları, bu durumun bilimsel problemlere konsantre olmasında yardımcı olduğunu söylemiştir. Diğer yandan aphantasialı birçok insan, dünyayı diğer insanlardan farklı yaşadıklarını bilmeyebilir ve normal hayatlarını yaşamaya devam edebilirler.

Korkutucu bir senaryoyu okuduklarında korkuyorlar mı?

  Son yapılan araştırmalarda aphantasia olan ve olmayan kişilerin korkunç senaryolar karşısındaki tepkileri karşılaştırılmıştır. Bunu test etmek için iki grubun cilt iletkenlik seviyeleri karşılaştırılmıştır. Bir kişi korku gibi güçlü duygular hissettiğinde cildin daha iyi bir elektrik iletkeni haline geldiği bilinmektedir. Aphantasia olan ve olmayan iki gruba karanlık bir odada karşılarına bir ekrana korkutucu hikayeler yansıtılmıştır. Hikayeleri okudukça hayal edebilen kişilerin cilt iletkenlikleri artmış ancak zihinlerinde canlandırmayanların cilt iletkenlik seviyeleri düz bir şekilde kalmıştır. Daha sonra ekrana korkutucu resimler yansıtılmış ve her iki grubun da cilt iletkenlik seviyeleri benzer şekilde görülmüştür. Bu çalışmayla aphantasialı kişilerin duygu eksikliği yaşamadığı, sadece okudukları senaryoyu zihinlerinde canlandırmakta sorun olduğu ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda bu çalışma, iki grup arasındaki fiziksel farkı net bir şekilde ortaya koymuştur.

   Bazı araştırmacılar aphantasianın aynı zamanda depresyon , anksiyete ve dissosiyatif bozukluklarla da ilişkili olduğu için psikolojik bir kökene sahip olabileceğini düşünmüşlerdir ancak bağlantıyı anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Daha fazla bilgi sahibi olmak için:

Thorudottir S., Sigurdardottir H., Rice G.,” The Architect Who Lost the Ability to Imagine: The Cerebral Basis of Visual Imagery” Brain Sciences,10(2): 59., 2020, Erişim Tarihi:19 Mart 2021, Doi: https://dx.doi.org/10.3390%2Fbrainsci10020059

Dawes A., Keogh R.,” A Cognitive Profile of Multi-Sensory Imagery, Memory and Dreaming in Aphantasia” Scientific Reports, 10: 10022., 2020, Erişim Tarihi:19 Mart 2021, Doi: https://dx.doi.org/10.1038%2Fs41598-020-65705-7

Yetman D.,(14 Mart 2021)” Is There a Cure for Aphantasia?”Healthline, Erişim Tarihi:23 Mart 2021, https://www.healthline.com/health/aphantasia-cure

Science Focus,(14 Kasım 2019)” Aphantasia: What It’s Like to Live With No Mind’s Eye” Erişim Tarihi:23 Mart 2021,https://www.sciencefocus.com/the-human-body/aphantasia-life-with-no-minds-eye/

Pultarova T.,(13 Aralık2017)” Hard to Imagine: What Is Aphantasia?”Live Science, Erişim Tarihi:22 Mart 2021, https://www.livescience.com/61183-what-is-aphantasia.html

Gallagather J.,(26 Ağustos 2015)”Aphantasia: A Life Without Mental Images” BBC News, Erişim Tarihi:22 Mart 2021, https://www.bbc.com/news/health-34039054

Science Daily,(10 Mart 2021) I Ain’t Afraid of No Ghosts: People With Mind-Blindness Not So Easily Spooked” Erişim Tarihi:23 Mart 2021, https://www.sciencedaily.com/releases/2021/03/210310122434.htm

Günsu GÜRGÜN

Ondokuzmayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi

2 thoughts on “ZİHİN GÖZÜ KÖRLÜĞÜ: APHANTASIA

  • 27 Mart 2021 tarihinde, saat 20:00
    Permalink

    Güzel bir konu, özveri ile hazırlanmış bir çalışma, belki insanların farkında olmadan yaşadıkları bir probleme değinilmiş

    Yanıtla
    • 27 Mart 2021 tarihinde, saat 22:19
      Permalink

      Bu değerli yorum için teşekkür ederim

      Yanıtla

Günsu GÜRGÜN için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.