Lady Macbeth Etkisi ve OKB

“Dışarı, lanet nokta! Dışarı diyorum! “

Bu duyduğunuz; Shakespeare’in büyük trajedisinin kadın baş karakteri olan, güce aç ve her yönden cinayet düşkünü Lady Macbeth’in çığlığıdır. Macbeth, kocasının kral olabilmesi için cinayet işledikten sonra; Kral Duncan’ın kanını elinden yıkamayacağına ikna olur. Düşünceler, zihninde devamlı konuşur; suçluluk, delilikle kendini gösterir ve birtakım arketipler doğar. 

Kaynak: Flickr

Macbeth’in beşinci perdesinde, Lady Macbeth, Duncan’ın hain cinayetindeki rolünün karşılığını yüksek bir ücretle alır. Sonrasında; suçlu vicdanını hafifletmek ve halüsinasyonlu kan lekesini çıkarmak için takıntılı bir şekilde ellerini yıkamaya başlar. Bugün -Shakespeare’in oyununu kaleme almasından yaklaşık dört yüzyıl sonra- bilim adamları, fiziksel ve ahlaki temizliğin; oyunun da öne çıkardığı gibi ayrılmaz bir biçimde bağlantılı olduğunu keşfettiler.

2006 yılında Science dergisinde yayınlanan “Günahlarınızı Yıkamak: Tehdit Altındaki Ahlak ve Fiziksel Temizlik” başlıklı makale, cinayet eğilimi olmayan normal kişilerde fiziksel temizlik ve ahlak arasındaki bağlantıyı incelemiştir. Araştırmacılar, suçluluk duyguları ile çeşitli fiziksel temizlik davranışları arasında güçlü bir bağlantı buldular ve buna bir isim verdiler: 

Lady Macbeth Etkisi.

Lady Macbeth

Kaynak: Pixabay

Bedensel temizlik ve ahlaki saflık arasındaki bağlantı dünya kültürlerinde de açıkça görülmektedir. Dinlerde temizlik törenleri yaygındır. Hristiyanlar vaftiz yoluyla günahlarını temizlerken, Müslümanlar abdest yoluyla bedenlerini temizleyerek ibadete hazırlanırlar. Bir Fransız atasözü de bu örtüşmenin ipuçlarını açığa çıkarmaktadır: “Temiz bir vicdan kadar yumuşak bir yastık yoktur.’’ Kirli ise hırsızlar ve hainler için kullanılan bir kelimedir.

Toronto Üniversitesinden Chen-Bo Zhong ve Northwestern Üniversitesi’nden yüksek lisans öğrencisi Katie Liljenquist, bir dizi zekice psikolojik deneyle; lekesiz eller ve lekesiz kalpler arasındaki güçlü bağlantının mecazi olmaktan çok daha fazlası olduğunu ortaya çıkardı. 

Kaynak: Pixabay

İki grup insandan geçmişlerinden iyi veya kötü bir eylemi hatırlamalarını istediler. Daha sonra gönüllüler, eksik harfleri üç eksik kelimeye tamamlayarak basit bir bulmaca çözdüler: 

W_ _H, SH_ _ER ve S_ _P. 

Dikkat çekici bir şekilde, etik olmayan eylemleri hatırlayanlar, duş(wash), yıkama(shower) ve sabun(soap)gibi temizlik ile ilgili kelimeleri, dilek(wish), karıştırıcı(shaker) ve adım(step) gibi eşit derecede uygun olabilecek diğer kelimelere kıyasla % 60 daha sık düşündüler. Etik eylemleri hatırlayanlarda ise böyle bir tercih görülmedi.

Araştırmacılar, daha sonra bu tür davranışların algılar üzerindeki etkisini incelemeye karar verdiler. Katılımcılardan geçmişteki ahlaksız veya bencil davranışlarını hatırlamaları istendi. Ödül olarak; çeşitli küçük ve ucuz ögeler teklif edildi.  Şaşırtıcı olmayan bir biçimde, el mendili ve kalem arasında seçim yapanlar arasında, etik olmayan bir eylemi hatırlayan katılımcıların dörtte üçü mendili seçti. Etik olmayan bir eylem hatırlayamayanların ise yalnızca üçte biri bu seçimi yaptı.

Kaynak: Flickr

Başka bir deneyde; yine bir grup insana, el yazısı ile kişilik arasındaki bağlantıları araştıran bir çalışmaya katıldıklarını bildirdiler. Herkesten, ana kahramanın bir meslektaşına yardım ettiği veya onun hayatını altüst ettiği birinci ağızdan kısa öyküleri kopyalamalarını istediler.

Sonrasında; deneklerden, belirli ev ürünlerini arzu edilirlik açısından derecelendirmeleri istendi. Bencil hikayeleri kopyalayanların, özverili hikayeleri kopyalayanlara kıyasla sabun ve diş macunu gibi temizlik ürünlerini puanlama oranlarının çok daha yüksek olduğu görüldü. Her iki grup da piller ve post-itler gibi rastgele ürünler için eşit tercih eğilimleri gösterdi.

Zhong ve Liljenquist daha sonra deneyi bir adım daha ileri götürmek ve fiziksel temizliğin suçluluk duygusu üzerinde herhangi bir etkisi olup olmadığını test etmek istedi. Tüm katılımcılardan etik olmayan bir eylemi hatırlamalarını ve bir bilgisayara bunun bir tanımını yazmaları istendikten sonra, deneklerin yarısına ellerini yıkama fırsatı verildi. Kimi katılımcılar ellerinden metaforik kanı yıkayıp döndükten sonra araştırmacılar, tüm katılımcılara; bir çalışma için ücretsiz deneklere ihtiyaç duyan çaresiz bir yüksek lisans öğrencisine yardım edip etmeyeceklerini sordu. Ellerini yıkayanların ,dolayısıyla temiz vicdanı olanların, gönüllü olma olasılıkları yaklaşık %50 daha azdı. Bu da yeni temizlendiklerinden kendilerini daha az suçlu hissettiklerini ve dolayısıyla kendilerini insanlara iyilik yapmak suretiyle; affetmeye daha az ihtiyaç duyduklarını gösteriyordu.

Zhong, araştırmasının sonuçlarını değerlendirdi ve “Temizlik, ahlaki saflıkla ilgiliyse, o zaman kişinin çevresinin temizliğinin ahlaki davranış üzerinde bir etkisi olabilir.” dedi; ancak temiz bir çevrenin, ruhsal temizliğe teşvik etmeyeceğinden ötürü; etik olmayan davranışlara sebep olup olmayacağını da vurguladı.

Kaynak: Pixabay

Açıktır ki, etik olmayan hatıraların -kişinin kendisine ait olmasa bile- temizlik düşüncelerini zihnin önüne getirebilir. Zhong ve Liljenquist, tiksinme seviyemizi azaltan fiziksel eylemlerin bizi ahlaki olarak daha saf hissetmeye yönelten zincirleme bir etkiye sahip olduğuna inanıyor. Çünkü, tiksindirici kokular veya yorumlar sonucu yüz tepkilerini ortaya çıkaran beyin bölgeleri; fiziksel ve ahlaki tiksintiyi harekete geçiren bölgeler ile çok benzer.

Fiziksel temizlik açıkça ahlaki bütünlüğü geri kazanmanın bir yolunu bulsa da, hijyenin suçluluk için mücadelede mucizevi bir tedavi olduğunu varsaymak elbette ki saçma olacaktır. Zhong ve Liljenquist’in kendilerinin de kabul ettiği gibi: “Bir parça sabun tarafından sağlanan bağışlamanın da sınırları vardır.”

Kaynak: Pixabay


Takıntı hastalığı, tıp literatüründe Obsesif Kompülsif Bozukluk(OKB) olarak tanımlanır. Saplantı hastalığı da denir. Sadece bilimsel arenada değil, edebiyat ve sinemaya da birçok kez konu olmuş bir hastalıktır. En çarpıcı ve meşhur örneği Shakespeare’in Macbeth adlı eserinde hayat bulmuştur. Leydi Macbeth, “İşte hâlâ kan kokuyor. Arabistan’ın bütün ıtırları şu ellerin kokusunu temizleyemez. Ah! Ah! Ah!” der ve ellerini yıkamaya devam eder…

Kaynak: Flickr

Takıntılar, insanın aklına istenmeden ve elinde olmadan gelen rahatsız edici düşüncelerdir. Bu düşünceler geldiği zaman kişide büyük bir sıkıntı oluşur ve kişi bu sıkıntıları ortadan kaldırmak için uygunsuz ve saçma bulduğu halde kendini yapmaktan alıkoyamadığı bazı hareketleri yinelemeye başlar. Bu hareketlere kompulsiyon (zorlantı) adı verilir. Sürekli tekrar eden davranışlarda bulunulmasıyla karakterize bir durumdur. Mesela, kirlilik düşünceleri olan kişilerin sık sık ellerini yıkaması kompulsiyona bir örnektir. 

Obsesyon ve kompulsiyonlar, günlük hayatta belirgin bir sıkıntıya neden olur. Kişi çok ciddi bir zaman dilimini bu yakınmaları ile uğraşarak geçirir. Kişinin olağan günlük işlerini, mesleki görevlerini ya da olağan toplumsal işlevlerini önemli ölçüde bozar. Dünya Sağlık Örgütü tarafından, en fazla yeti yitimi oluşturan 10 hastalık içinde OKB de tanımlanmıştır.

Peki bu hastalığın nedenleri nelerdir?

Obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) nedeni tam olarak anlaşılamamasına rağmen, biyolojik ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Vücudun normal işleyişine devam edebilmesi için beyindeki milyarlarca nöronun birbirleriyle iletişim kurması gereklidir ve nöronlar elektriksel sinyallerle haberleşir. Nörotransmitterler adı verilen özel kimyasallar, bu elektriksel mesajların nörondan nörona taşınmasına yardımcı olur. Obsesif kompulsif bozukluk durumunda, beynin belirli bölümlerinde aşırı aktivite bulunur. Hasta semptomlarını yaşadığında ise beyin normalden daha da aktif hale gelir. Bazı kişiler ise çevresel stres faktörlerinden etkilenmektedir. Bu faktörler şunları içerebilir:

Kaynak: Flickr

-Yaşam durumundaki değişiklikler

-Hastalık

-Taciz

-Sevilen birinin kaybı

-İş veya okulla ilgili değişiklikler veya sorunlar

-İlişki kaygıları vb.

Belirtileri

Obsesif kompulsif bozukluk, genellikle hem saplantı hem de kişinin kendini zorlamasını içerir; ancak, sadece obsesyon semptomları olması da mümkündür. Hastalar, takıntılı düşünceleri olduğunda endişelerini kontrol etmeye yardımcı olacak kurallar veya ritüeller oluşturabilir; fakat kontrol etme çabaları genellikle düzeltmeyi amaçladıkları sorunla gerçekçi bir şekilde ilişkili değildir.

OKB, kendini tekrarlayan bir hastalık türüdür. İstenmeyen düşünceler, sürekli müdahil olma, sıkıntı veya endişe veren dürtülerdir. Bu hastalığa sahip kişiler kendilerini zorlayarak tüm düşüncelerini görmezden gelmeye veya onlardan kurtulmaya çalışabilir; fakat hasta bu tip saplantılardan kurtulmaya çalışırken daha da zorlanabilir. Genellikle gençlik veya erken yetişkinlik yıllarında başlar. Semptomlar yavaş yavaş başlayarak tüm yaşam boyunca değişim gösterebilir. Belirtileri, kişi çok fazla stres altında kaldığında daha da kötüleşir. Genellikle yaşam boyu süren bir hastalık olarak kabul edilen OKB hafif ila orta şiddette semptomlara sahip olabilir. Başlıca belirtileri ise:

-Kirlenme korkusu

-Düzenli ve simetrik olma

-Kendisini veya sevdiklerinin zarar görmesine ait düşüncelere kapılma

-Başkalarının dokunduğu nesnelere dokunamamak

-Nesneler düzenli olmadığında strese girme

-El sıkışmaktan rahatsızlık duyma

-Sürekli el yıkama 

-Aşırı temizlik takıntısı

-Mikroplardan korkma

-Sürekli duş alma isteği

-Sürekli bir şeyleri kontrol etme ihtiyacı duyma

-Bir şeyleri sayma

-Kilitlendiklerinden emin olmak için kapıları tekrar tekrar kontrol etme

-Kapalı olduğundan emin olmak için ocağı tekrar tekrar kontrol etme

-Belirli kalıplarda sayma

-Bir duayı, kelimeyi veya ifadeyi içten içe tekrarlamak

Kaynak: Pixabay

Tanı Yöntemleri

Obsesif kompulsif bozukluk için laboratuvar ortamında gerçekleştirilebilen bir test yoktur. Teşhis, hastanın semptomları ve hastanın genel davranışları üzerine uzman bir doktor tarafından konulabilir. Psikiyatrist tarafından gerçekleştirilen psikolojik değerlendirme esnasında; düşünceler, duygular, semptomlar ve davranış kalıpları incelenir.

Tam teşhisi kimi zaman zordur. Çünkü semptomlar obsesif kompulsif kişilik bozukluğu, anksiyete bozuklukları, depresyon, şizofreni veya diğer mental sağlık bozukluklarına benzer olabilir. Kişiler hem obsesif kompulsif bozukluğa, hem de diğer mental bozukluklara sahip olabilir. Bu sebeple hastayı değerlendirecek olan psikiyatrın tüm etkenleri düşünmesi gereklidir.

Kaynak: Pixabay

Tedavi Yöntemleri

Obsesif kompulsif bozukluk tedavi edilmediği takdirde kendiliğinden iyileşmeyebilir, bu nedenle tedavi almak son derece önemlidir. Kişi, zihinsel hastalıkların teşhisi ve tedavisi için özel olarak eğitilmiş bir sağlık uzmanına yönlendirilir. En etkili yaklaşım ise ilaçları uygun terapiler ile birleştirmektir. En bilinen tedavi yöntemi davranış terapisidir. Hastalarda sıklıkla görülen abartılı veya takıntılı düşünceleri azaltmaya odaklı bir süreçtir. Amaç; OKB’li kişilere, zorlayıcı davranışlarda bulunmadan kaygı yaratan inançlarıyla yüzleşmeleri konusunda yardımcı olmaktır. Bir diğer yöntem ise; beyindeki serotonin seviyesini artırmak suretiyle uygulanan ilaç tedavisidir. 

Shakespeare’in Macbeth adlı eserini okumak isterseniz:

>>>Macbeth Tiyatrosu

Kaynakça:

1- National Geographic. ‘‘The Lady Macbeth effect – how physical cleanliness affects moral cleanliness.’’ (Last Update: 8 July 2008) (Access:) https://www.nationalgeographic.com/science/phenomena/2008/07/05/the-lady-macbeth-effect-how-physical-cleanliness-affects-moral-cleanliness/

2- by Clay Risen. The Lady Macbeth Effect. The New York Times Network. (Last Update: 10 December 2006) (Access:) https://www.nytimes.com/2006/12/10/magazine/10Section2a.t-9.html

3- Boston University. “Out, damned spot! Out, I say!” (Last Update: 1 March 2011) (Access:) https://sites.bu.edu/ombs/2011/03/01/“out-damned-spot-out-i-say”/#more-1946

4- Association for Psychological Science. ‘’ Damned Spot: Guilt, Scrubbing, and More Guilt.’’ (Last Update:26 March 2013) (Access:) https://www.psychologicalscience.org/news/were-only-human/damned-spot-guilt-scrubbing-and-more-guilt.html

5- Earp, B.D. & Everett, J. A. C. & Madva, E. N. & Hamlin J. K. (2014). Out, Damned Spot: Can the “Macbeth Effect” Be Replicated? . Basic and Applied Social Psychology. 36(1), 91-98. DOI: 10.1080/01973533.2013.856792
https://www.researchgate.net/publication/256111575_Out_Damned_Spot_Can_the_Macbeth_Effect_Be_Replicated

6- Prof. Dr. İrem Yaluğ Ulubil. ‘’Obsesif Kompulsif Bozukluk.’’ (Access:) https://www.iremyalugulubil.com/tr/article/desc/46504/obsesif-kompulsif-bozukluk.html

7- Dr. Adnan Çoban. ‘’Obsesif Kompulsif Bozukluk(Takıntı Hastalığı).’’ (Access:) https://www.adnancoban.com.tr/obsesif-kompulsif-bozukluk-takinti-hastaligi

8- Acıbadem. ‘’Obsesif Kompulsif Bozukluk.’’ (Son Güncelleme: 28 August 2018) (Access:) https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/obsesif-kompulsif-bozukluk-okb/#tani-yontemleri


TUĞBA YILDIRIM

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi BETAT Genel Sekreteri

5 thoughts on “Lady Macbeth Etkisi ve OKB

  • 20 Ocak 2021 tarihinde, saat 20:54
    Permalink

    Çok akıcıydı.. Tebriklerrr

    Yanıtla
    • 20 Ocak 2021 tarihinde, saat 21:13
      Permalink

      Beğenmene çok sevindim:))Teşekkür ederimm❣️

      Yanıtla
  • 12 Şubat 2021 tarihinde, saat 10:18
    Permalink

    Tuğba kalemine sağlık. Tek kelimeyle muhteşem olmuş diyebilirim. Çok keyif aldığım bir o kadar da çok şey öğrendiğim bir yazı oldu. OKB’un Tıbbi olarak önemli yönüne (tedavi vb) değinmen de çok faydalı olmuş. Emeğine sağlık…

    Yanıtla
    • 12 Şubat 2021 tarihinde, saat 18:26
      Permalink

      Çok teşekkür ederim

      Yanıtla
  • 17 Şubat 2021 tarihinde, saat 01:35
    Permalink

    Etik olmayan bir eylemin hatırlandığı ve daha sonra temizlik fırsatı verilen kısım ters köşe yaptı. Suçluluk duygunun getirdiği iyilik, ahlaki ve psikolojik yönleriyle incelenmeye değer bir konu.
    Ayrıca Lady Macbeth’in kişiliği aklımda daha farklı
    canlanıyordu. Tekrar bu kısmını hatırlatman farklı yorumlamamı sağladı.

    Yanıtla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.