Normalin Dışında Stres : Kaygı Bozukluğu

Her birimiz hayatımızla ilgili çeşitli konularda kaygılanmışızdır. İşimiz okulumuz ailemiz veya toplumsal olaylar için beslediğimiz bu stres yerinde ve hayatın devamlılığı için gereklidir. Çünkü sahip olduğumuzdan bahsettiğimiz bu kaygı bizi bazı tehlikelere karşı korumak için geliştirilmiş bir mekanizmadır.

Ancak her şeyin ölçülü olması gerektiği göz önüne alındığında kaygının da az veya çok olması bazı olumsuzluklar doğurabilir. Kaygılanmanın aşırıya kaçtığı bazı durumlar belli patolojiler ortaya çıkarmakta yaşam kalitesini düşürmekte insanları hayatları ile ilgili olmayacak endişelere sokmaktadır. Bu durum için daha açıklayıcı olmak gerekirse eğer şunu söyleyebiliriz kaygı bozukluğu geleceği ilgilendiren durumlara karşı olmayacak senaryolar üreten beyinlerde görülür. Örneğin bir kişi karşıdan karşıya geçerken yola adım attığında bir arabanın ona çarpacağını düşünüp bu yüzden yola çıkmaktan bir hayli çekinmekte ise bu kaygı bozukluğuna işaret olarak gösterilebilir. Ya da eline bir çaydanlık aldığı zaman döküleceği düşüncesi ile çay içmeyi bıraktıysa…

Kaygı yani bir diğer ismi ile anksiyete bozukluğunun duygusal bazı belirtileri vardır. Endişeli halde geçen bir hayat sürekli sinirli olma ve kötüye odaklanma gergin hissetme geçmeyen huzursuzluk bu belirtilerin başında gelir. Fiziksel olarak ise bağ arısı halsizlik titreme nefes almada zorluk gibi belirtilerle karşılaşırız.

Peki kaygı bozukluğunun tanı ve tedavisi nasıldır?

Öncelikle bir psikiyatriste başvurulması gerekmektedir. Tanısında öncelikle uyarıcı bir ortamda kişinin kaygıdan kurtulabilme yeteneğine bakılır. Tedavi için bilişsel davranışçı terapi (BDT) uygulanır.

BDT’de Temel İlkeler

  1. Kaygı bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde BDT’nin öncelikli hedefi uygun olmayan öğrenme ve düşünme örüntülerini değiştirmektir.

  2. İlk olarak “şimdi ve burada” yaklaşımıyla şu anki problemlerin kökenleri anlaşılmaya çalışılır.  Tedavide ağırlıklı olarak çocuğun belirtilerini sürdüren etmenler üzerinde durulur.

  3. BDT, beceri inşa eden bir yaklaşımdır.

Terapistler yönlendirici ve seanslar çok öğretici olarak düşünülebilir; ancak seanslar sadece öğrenme sürecinin başlangıcı olarak görülmektedir.

  4. Oturumlarda çocuk ve aileye bazı beceriler öğretilir ve seans içerisinde pratik yapması

sağlanır. Ayrıca seans dışında uygulaması için verilen ev ödevleriyle de çocuğun beceri

kazanması ve bu becerileri geliştirmesi amaçlanır (Friedberg ve Brelsford 2011).

  5. Tedavi, zaman sınırlıdır. Hedefler, çocuk ve ailesi tarafından terapistle işbirliği içinde belirlenir. Yeterli beceri geliştiğinde ve tedavi

hedeflerine ulaşıldığında tedavi sonlandırılır. Kaygı bozukluğu olan pek çok çocuk ve ergende tedavi genellikle on iki veya on altı hafta sürer; nadiren altı aya kadar uzadığı görülür (Woody ve Ollendick 2006).

Kısaca kaygı bozukluğunun ne olduğu konusuna değindik. Umarım keyifli bir okuma süreci yaşamışsınızdır. İyi günler dilerim.

Kaynakça:

https://cemkaya.net/sorunlar/kaygi-bozuklugu-69
https://www.okanhastanesi.com.tr/kaygi-bozuklugu
https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kaygi-bozuklugu-ile-bas-etmek-icin-onemli-oneriler
https://psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/25/yaygin-anksiyete-bozuklugu
https://www.jcbpr.org/fulltext/77-1366288222.pdf
https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRBMU1qZ3dNQT09

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.