KORKULARIMIZIN DOĞUŞU

   Bizi biz yapan değerleri düşündüğümüzde aklınıza ilk ne gelir? Benim aklıma ilk gelen şey duygulardır.Her ne kadar mantıkla hareket eden bir insan olsak da duygular,karakterimizin oluşmasındaki başrol oyuncudur. Peki duygu dendiğinde ne düşünürüz? Mutluluk,öfke,üzüntü ya da korku mu? Hayatımıza yön veren bu hisler bize yaradan tarafından bir bağış mıdır yoksa dünyada farkında olmadan öğrendiğimiz birçok şeyden biri midir? Bu merak konusu yıllardır araştırılıyor. Çeşitli deneyler ve araştırmalar hala devam etmektedir.

   Bu konuyla ilgili ciddi etik tartışmalara yol açan ünlü bir deneyden bahsedeceğim.  9 aylık bir bebek üzerinde uygulanan bir deney. Psikolog Watson tarafından tasarlanan ve yönetilen deney sahte ismi Albert B. olan bebeğe uygulanıyor. Albert bebek; beyaz fare, maymun, tavşan, maske , peruk, yanmış kağıt parçaları gibi bazı obje ve canlılarla buluşturuldu. Ve sonuç şaşırtıcıydı.Hiçbir korku belirtisi göstermeyen Albert bebek aksine beyaz fareye gülücükler saçıp onu yakalamaya çalıştı. Ve bu Watson için büyük bir anlam ifade ediyordu: Korku, insanların sonradan edindiği bir duyguydu!

  Peki bu öğrenme nasıl gerçekleşiyordu? Watson deneyine yeni bir yön verdi. Fareyi bebekle her buluşturduğunda çekiçle metal bir boruya vurdu ve oluşan ani yüksek sesten bebeğin irkilmesini sağladı. Her defasında bu sesin ardıdan göz yaşlarına boğulan bebek belli bir zamandan sonra bu yüksek sese ihtiyaç duymadı. Beyaz fare ile her buluştuğunda korku ile ağlamaya başladı. Psikolog Watson raporunda: “Fare gösterildiği an, bebek ağlamaya başlıyordu. Bir seferinde, fareyi görünce aniden sol tarafına  döndü ve düştü. Kaldırdıktan sonra, hızlı bir şekilde fareden uzaklaşmaya çalıştı. Masadan düşmeden önce onu son anda yakalayabildik.” İfadelerini kullandı. Buradan bebeğin yaşadığı korku boyutunu bir nebze de olsa anlayabildiğimizi düşünüyorum. Sonuç olarak klasik koşullanma ile öğrenme duygularda kendini gösterdi. Yani korktuğumuz çoğu şeyden koşullandığımız için korkarız.

    Bu çalışma psikoloji alanına büyük katkılar sağlasa da 7 hafta süren bu deney gerçek adı sonradan açıklanan Douglass Merritte isimli bebekte yıkıcı etkiler yarattı.  10 Mayıs 1925 tarihinde hidrosefalus (beyinde su toplanması) sebebiyle altı yaşında hayatını kaybetmiştir.

   Çeşitli korku ve kaygılarımızın öne çıktığı bu dönemde korku duygusu ile ilgili bir yazı yazmak istedim. Okuduğunuz için teşekkürler.   

  Bir başka yazımda görüşmek üzere…

  Yazar: Sümeyye İPEK

  Editör: Nur Banu OKUR

Kaynakça

https://www.haberler.com/korkuyu-dogustan-mi-biliriz-yoksa-sonradan-mi-11728622-haberi/

https://www.ntv.com.tr/yazarlar/sadik-gultekin/korku-dogustan-mi-yoksa-sonradan-mi-edinilir,jlUFNaXxvEmCsyGNnj3s4Q

Görseller

https://images.app.goo.gl/ZMkYyF5D4TgyUMU4A

https://images.app.goo.gl/ZMkYyF5D4TgyUMU4A

One thought on “KORKULARIMIZIN DOĞUŞU

  • 31 Aralık 2020 tarihinde, saat 12:21
    Permalink

    korkularımızın deneyimlerimizden doğduğunu açıklayan çok güzel bir yazı olmuş

    Yanıtla

Hilal Türkan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.