Grönholm Metodu

30 Temmuz 202230 Temmuz 2022 İsmail Yusuf Kollar 0 yorum psikiyatri, Psikoloji, sanat, Tıp, tiyatro

Acımasız iş dünyasının mobbing, şiddet, verimsizlik, mutsuzluk gibi kaçınılmaz çıktıları maalesef kariyerlerimizde daha fazla yer etmeye başladı. Gelecek planlamaları yaparken ister istemez bu sıkıntılarla karşılaşacak mıyız acaba diye düşünmeden edemiyoruz ne yazık ki. Dolayısıyla mental hırpalanmalarımız sebebiyle psikiyatrik rahatsızlıklarımız filizleniyor derinlerden.

Her ne kadar bu zorluklar dile getirilse de onların nasıl aşılacağına dair yeterli bir çözüme ulaşılmış değil. Bunun sebebi aslında henüz bu zorlukların tam anlamıyla anlaşılmaması ya da kısmen göz ardı edilebilmesi. Yeterli çözümlere ulaşabilmek için öncelikle doğru tespitlerin yapılması, isabetli bir şekilde o tespitlerin eleştirilmesi ve bu eleştiriler üzerinden onarıcı çözüm önerilerinin sunulması gerekiyor. Tüm bunları yapabilmenin yolunun tiyatrodan geçip geçmeyeceği tartışılır elbette ama sizle paylaşacağım oyun, iş dünyasının gaddar tarafını apayrı bir biçimde görmenizi sağlayarak sizleri beyin fırtınasına teşvik eden kapıları aralayacak. Sahtelik ve işkence kavramlarının bir mülakatta vücut bulmuş halini bu oyunda çok ince bir pencereden bakarak deneyimleyeceksiniz.

Grönholm Metodu’na İlk Bakış

İspanyol oyun yazarı Jordi Galceran’ın 2003 yılında kaleme aldığı kara komedi türünde eseri. Grönholm Metodu; Galceran’a dünya çapında ün getirmiş, ülkemizdeki tiyatrolar tarafından da onlarca kez uyarlanarak sahnelenmiş ve büyük bir beğeni toplamıştır.

Konu

Uluslararası bir şirketin toplantı odasında; üst düzey yönetici mülakatına gelen dört kişi, tüm hünerlerini ortaya koyup şirketin satış departmanı müdürü olabilmek için psikolojik entrikalarla dolu çeşitli sınavlardan geçiyor. Sınav süreçleri boyunca her bir adayın ahlaki tutumları, sakinlikleri ve olaylara yaklaşımları birtakım uyaranlarla test ediliyor. Böylelikle adayların da satış müdürü olabilmelerine dair yetkinlikleri analiz ediliyor.

Uyarlamalar

*Grönholm Metodu ülkemizdeki birçok devlet tiyatrosunun yanı sıra çevre tiyatrolarında ve özel tiyatrolarda da sahnelenmiştir.

*İspanya çıkışlı El Método filmi 2005 yılında, Arjantinli yönetmen Marcelo Piñeyro tarafından Grönholm Metodu’ndan uyarlanmıştır.

*Tam bir uyarlama denemez fakat meraklıları için Grönholm Metodu’na benzer içerikte 2009 çıkışlı, Stuart Hazeldine imzalı Exam de tavsiye edilebilir.

*Semaver Kumpanya, Leyla ile Mecnun’dan “İsmail Abi” olarak bildiğimiz Serkan Keskin’in hem yönetmenliğini üstlendiği hem de başrollerinden birinde yer aldığı oyunu Metot adı altında uyarlamıştır. Serkan Keskin’e Şebnem Hassanisoughi, Mustafa Kırantepe(Çukur‘dan “Medet”) ve Sarp Aydınoğlu eşlik ediyor. Medya camiasında Semaver Kumpanya’nın bu uyarlamasıyla alakalı büyük resim şöyle tarifleniyor: “Günümüz iş dünyasının acımasız yönlerini ortaya koyan oyun, genel çerçevesi itibariyle, vahşi rekabet üzerine kurulu ve kapitalizm sistemi hakkında çarpıcı bir eleştiri sunuyor. ‘Çağdaş insan kaynakları enstrümanlarıyla tütsülenmiş mülakatlarda deneyimli’ olan seyirciyi ‘kendi filminin ilk karesi’ne götürüyor. Mindere yeni çıkacak beyaz yakalılar için ise ‘psikolojik gerilim’ dozu yüksek bir örnek olay(lar) fırsatı…”

Serkan Keskin “Metot”u Gain’e Taşıyor!

https://episodedergi.com/wp-content/uploads/2021/04/metotgain-850×560.png

“Semaver Kumpanya uyarlamasının neden bu kadar üzerinde durdun ki?” diye soracak olursanız izahı Serkan Keskin olur. Çünkü kendisi Semaver Kumpanya’da çevre tiyatrosunda sergiledikleri oyunu tek mekan bir dizi haline getirerek hem oyuna gerçekçi bir bakış atmamızı sağlamış hem de dijital bir platformda yönetmenlik becerisini ilk deneyimi olduğu halde gösterebilmiş. Benim de bu oyunu tanımama vesile olan Metot‘un Gain uyarlaması oldu.

Aslında pandemi Serkan Keskin’in Metot‘u dijitale taşımasına çok güzel bir bahane olmuş. Keskin, bir röportajında pandemi ile nasıl baş ettiniz sorusuna şöyle bir yanıt veriyor: “Bilmiyorum, herhalde çalışarak baş ettim. Müzikle daha haşır neşir oldum. Tiyatrodaki anlatım dilini dönüştürmeye yönelik çalıştım, sinemaya biraz yönetmen tarafıyla kafa patlattım. Burada oynadığımız ‘Metot’ oyununu 4 bölümlük mini dizi olarak çektim. Ve hoşuma da gitti, neden daha önce yapmamışım dedim. Tiyatro kapalı, evde oturup bekleyeyim demedim. Bunlar ertelediğim şeylermiş, bu süreçte o karanlığa düşmemem için çok yardımı oldu.”