Hayatımızı Çok Etkileyen Bir Şey: UYKUSUZLUK

Uykunun biyolojik ve herkesin ihtiyacı olduğu bir döngü olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat aynı zamanda hemen hemen hepimiz uykusuzluk çekiyoruz. Bu uykusuzluğun sebebi her zaman farklılık gösterse de yeterli olmayan uyku her seferinde birçok sonuç doğurabiliyor. Bu sonuçlar bazen kilo alımı, insülin direnci gibi şeyleri bazen de duyguları etkileyebiliyor, anksiyeteye sebep olabiliyor hatta ne kadar uyuduğumuz gün içinde ne kadar cömert olduğumuza kadar bizi etkileyebiliyor.

1990’lardan beri bilim insanları; eksik uykunun kişinin metabolik sağlığını etkileyebileceğini, obezite ve tip 2 diyabete yol açabilecek davranışsal ve fizyolojik değişikliklere neden olabileceğini söylüyorlar.

Colorado Boulder Üniversitesi’nde uyku fizyoloğu olan Christopher Depner ve meslektaşları, 20’li yaşların ortasındaki üç genç yetişkin grubunu yaklaşık iki hafta boyunca farklı uyku rejimlerine tabi tuttu. Bir grup her gece yaklaşık sekiz saat uyudu, bir başkası gecede kabaca beş saat, üçüncüsü ise hafta içi geceleri beş saat kadar vakit geçiriyor ve bir hafta sonu boyunca istedikleri zaman ve istedikleri kadar uyuyorlardı. Araştırmacılar, üçüncü grubun hafta sonu daha çok uyumasına rağmen hafta içi olan uykusuzluklarını telafi edemediklerini bildiriyor. Yani, hafta içi kaybettikleri uykuyu geri alamıyorlar. Tabii ki her gece çok az uyuyan grup (ikinci grup) da hafta sonu uyuyanlar grup (üçüncü grup) da bir şeyler kazanıyorlar: kilo.

Depner, uyku eksikliğinin leptin gibi iştahı kontrol eden hormonları bozduğunu söylüyor. Çalışma haftaları boyunca her iki grup da (ikinci ve üçüncü grup) simit, yoğurt ve patates cipsi gibi gece geç saatlerde atıştırmalıklarda yaklaşık 400 ila 650 kalori tüketiyorlar. Deneyin sonunda, her iki gruptaki insanlar ortalama olarak yaklaşık 1,5 kilo aldılar. Ancak iş insülin duyarlılığına gelince iki grup birbirinden ayrıldı. Her iki grubun da temel duyarlılıkları deneyden öncekine göre büyük oranda düşmüş olsa da üçüncü gruptaki düşüş oranı daha fazlaydı. Ayrıca, üçüncü grup karaciğer ve kas hücreleri aktifliğinde önemli düşüşler de yaşadı ki bildiğiniz üzere her ikisi de gıda sindirimi için çok önemli.

Sonrasında, UCLA’da uyku endokrinoloğu olan Peter Liu, bu sonuçların özellikle kronik olarak uykusuzluk çeken kişilerde geniş çapta uygulanabilir olup olmadığını sorguluyor. Yeterince uyumadığını bildiren kişilerle yaptığı çalışmalarda, fazladan birkaç saat uyumanın insülin duyarlılığı için faydalı olduğunu buluyor.

Başka bir deneyde uyku kaybı ve cömertlik arasındaki bağlantıyı test etmek için California Üniversitesi’nden sinirbilimci Eti Ben Simon ve ekibi, 23 genç yetişkinle bir deney yaptılar. Katılımcılar bir gece uyudular ve bir gece de uyanık kaldılar. Sabahları ise katılımcılar, çeşitli senaryolarla yabancılara veya tanıdıklarına yardım etme olasılıklarını değerlendiren standart bir anketi doldurdular. Katılımcıların yaklaşık yüzde 80’i, uykudan mahrum kaldıklarında dinlendikleri zamana göre başkalarına yardım etme olasılığının daha düşük olduğunu gösterdi.

Araştırmacılar daha sonra, katılımcıların sinirsel aktivitelerini MRI makinesinde gözlemlediler ve her katılımcının kendi dinlenmiş ve uykusuz sinirsel aktivitesini birbiri ile karşılaştırdılar. Bu da, uyku yoksunluğunun başkalarıyla empati kurma yeteneğiyle bağlantılı bir beyin bölgeleri ağındaki aktiviteyi azalttığını gösterdi.

Başka bir deneyde, araştırmacılar çevrimiçi olarak 136 katılımcıyı işe aldı ve dört gece boyunca uyku günlüğü tutmalarını istedi. Her katılımcı uyandıktan sonra anketin alt kümelerini saat 13.00’den önce tamamladı. Araştırmacılar, katılımcıların yatakta ne kadar uzun süre uyanık kalırlarsa cömertlik puanlarının o kadar düşük olduğunu buldular.

Yaz saati uygulamasına odaklanan son deneyde araştırmacılar, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki okul projeleri için para toplayan kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan 2001’den 2016’ya kadar hayırsever bağışlara baktılar. Ben Simon, zaman değişikliğini takip eden çalışma haftasında tipik olarak günde ortalama 82 dolar olan toplam bağışların günde yaklaşık 73 dolara düştüğünü söylüyor.

Anksiyeteyle ilgili yapılan bir araştırma: Berkeley’deki California Üniversitesi’nden uyku araştırmacıları Eti Ben Simon ve Matthew Walker, 18 sağlıklı insanın kaygı düzeylerini inceledi. Ya bir gece uyuduktan ya da bir gece uyanık kaldıktan sonra, bu insanlar ertesi sabah kaygı testleri yaptılar. Uyku yoksunluğundan sonra, bu sağlıklı kişilerde kaygı düzeyleri uyudukları zamana göre yüzde 30 daha yüksekti. Ben Simon, ortalama olarak kaygı puanlarının kaygı bozukluğu olan kişilerde görülen seviyelere ulaştığını söyledi.

Dahası, uykusuz insanların beyin aktiviteleri değişti. Duygusal videolara yanıt olarak fonksiyonel MRI taramaları, duygularla ilgili beyin bölgelerini daha aktif ve kaygıyı frenleyebilen bir alan olan prefrontal korteks daha az aktif olduğunu gösterdi.

Yazar: Senanur Gülce

Editörler:  İdil Altıntaş, Hilal Türkan

Sleeping in on the weekend can’t make up for lost sleep:

A lack of sleep can induce anxiety:

Sleep deprivation may make people less generous:https://www.sciencenews.org/article/sleep-deprivation-people-selfish-less-generous-brain-activity

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.