ANKSİYETE NEREDE BAŞLAR?

Stresli ve endişeli olduğunuzda kalp atışlarımızın artması normaldir. Peki, kalbimiz korktuğumuz için mi hızlı atıyor? Yoksa hızlanan kalbimiz endişemize katkıda mı bulunuyor? Farelerde yapılan yeni bir çalışma, her ikisinin de doğru olabileceğini kanıtlıyor.
Bilim adamları, farelerin kalp atış hızlarını yapay olarak artırarak kaygı benzeri davranışlarında artma gözlemlediler. 9 Mart Nature’da yayınlanan bir çalışma, yüksek riskli durumlarda hızlı bir kalbin beyninize etki edebileceğini ve kaygıyı artırabileceğini de gösteriyor.
Stanford Üniversitesi’nden bir sinirbilimci olan Karl Deisseroth, beden duyumlarının beyindeki duygulara katkıda bulunabileceği fikrinin en azından psikolojinin kurucularından biri olan William James’e kadar uzandığını söylüyor. James’in 1890 tarihli The Principles of Psychology adlı kitabında, duyguların vücudun deneyimlediklerini takip ettiğine inandığını söyler. James bu fikri, “Ağladığımız için üzülüyoruz, vurduğumuz için kızıyoruz, titrediğimiz için korkuyoruz” şeklinde bizlere aktardı.
Beyin kesinlikle dahili vücut sinyallerini algılayabilir, bu da interosepsiyon adı verilen bir olgu olarak açıklanır. Ancak Bordeaux’daki Fransız Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırma Enstitüsü’nden sinirbilimci Anna Beyeler, bu hislerin – hızlı atan bir kalp gibi – duyguya katkıda bulunup bulunmadığını kanıtlamanın zor olduğunu söylüyor.
Deisseroth, ışık patlamalarına yanıt vermek üzere belirli hücrelerin genlerini değiştirmek için virüsleri kullanan bir teknik olan optogenetiği geliştiren bilim insanlarından biridir. Yeni çalışmada, Deisseroth ve meslektaşları, farenin kalp atış hızını değiştirmek için bir farenin genetiğiyle oynanmış kalbinin üzerindeki küçük bir yeleğe takılan bir ışık kullandılar. Işık söndüğünde, bir farenin kalbi dakikada yaklaşık 600 kere attı. Fakat ekip dakikada 900 vuruşla yanıp sönen bir ışığı yaktığında, farenin kalp atışı da aynı şeyi yaptı. Deisseroth, bu durumu “Bu, bir farenin stres veya korku anında karşılaşabileceği güzel, makul bir hızlanma” şeklinde ifade ediyor.
Araştırmacılar ayrıca artan kalp atış hızını işleyebilecek alanları bulmak için hayvanların beyinlerini taradılar. Deisseroth, en büyük sinyallerden birinin arka insuladan geldiğini gördüler. Bunu ” İnteroseptif devrelerle yüksek oranda bağlantılı olmasından dolayı insuladan bu sinyallerin gelmesi ilginçti.” diye yorumluyorlar. Ayrıca bilim insanları “Bu sinyali gördüğümüzde, bizim ilgimiz kesinlikle arttı.” diye de ekliyor.
Daha fazla optogenetik kullanan ekip, posterior insulada aktiviteyi azalttıklarında farelerin kaygı benzeri davranışlarını azalttığını gözlemlediler.
Beyeler, kalp ve beyin arasındaki bağlantıyı anlamanın, sonunda doktorların panik ve kaygıyı nasıl tedavi ettiğini etkileyebileceğini söylüyor. Ancak laboratuvar ve klinik arasındaki yolun, kalpten beyne giden yoldan çok daha dolambaçlı olduğunu da ekliyor.

Yazar: Senanur Gülce

Editörler:  İdil Altıntaş, Hilal Türkan


https://www.sciencenews.org/article/mice-anxiety-brain-heart-emotion

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.