FEKAL MİKROBİYOTA TRANSPLANTASYONU (FMT)
Kökeni 4. yüzyıla dayanan ama bakteri genetiği ve işlevi ile ilişkili araştırmalar son yıllarda hız kazandığı için ancak günümüzde popülerleşebilmiş “Fekal Mikrobiyota Transplantasyonu”Sağlıklı bir insanın dışkısından elde edilen mikrobiyal solusyonun hasta kişinin Gastrointestinal Sistemine nakledilmesidir.
Konunun detaylarına geçmeden önce kısaca tarihçesinden bahsedecek olursak; ilk kez Çin’de 4. yüzyılda gıda zehirlenmesi ve ağır diyare geçiren insanlara oral yoldan uygulanmıştır ve solüyona “Sarı Çorba” adı verilmiştir. 16. yüzyılda hastaların diyare, kabızlık vb. gibi şikayetleri ortadan kaldırmak için uygulanırken ve 17. yüzyılda veterinerlik alanında kullanılmıştır. 2. Dünya Savaşı’nda Afrika’da Alman askerleri tarafından kullanılan FMT, modern tıpta ilk kez Eiseman B. tarafından 1958 yılında kullanılmıştır. Günümüzde ise, antibiyotik tedavisi yetersiz kaldığında tekrarlayan Clostridium difficile enfeksiyonlu hastalar için tercih edilen bir tedavi yöntemi olmuştur.
Gastrointestinal mikrobiyotasını bir doku gibi kabul etmemiz gerekir.Çünkü gastrointestinal sistemdeki mikrobiyota miktarı vücudumuzdaki tüm hücrelerin sayısından 10 kat daha fazladır. Vücudumuzda mikroorganizmalar en çok deri, solunum, genitoüriner ve gastrointestinal sistemde bulunurken, bunun %70’i kolonda bulunmaktadır.İntestinal mikrobiyotanın; canlılarda metabolik, fizyolojik ve immünolojik olaylarda rolü büyüktür. İntestinal sistem mikrobiyotasının vücuttaki bu denli önemli mekanizmalarda önemli bir rolünün olması son yıllarda kendisinin ilgi odağı olmasına sebep olmuş ve son zamalarda yapılan bilimsel çalışmaların çoğunun odak noktası olmuştur.1990’lara kadar hakkında yapılan çalışma sayısı 100 civarındayken, 2010’lu yıllara geldiğimizde hakkında yapılan çalışmaların 500’ü aşması bu konunun ne kadar da popülerleştiğinin göstergesidir.
İntestinal Mikrobiyota
İnsan gastrointestinal (GI) sistemi, insan vücudundaki konakçı, çevresel faktörler ve antijenler arasındaki en büyük arayüzlerden (250-400 m2) birini temsil eden bir sistemdir.GI kanalını kolonize eden bakteri, arke ve ökaryot topluluğuna ‘bağırsak mikrobiyotası’ denir ve karmaşık ve karşılıklı olarak yararlı bir ilişki oluştururlar.Mikrobiyota, bağırsak bütünlüğünün veya bağırsak epitelinin şekillendirilmesi hatta korunmasında, enerji sağlanmasında, patojenlere karşı korunmasında ve konakçının bağışıklığının düzenlenmesinde ve daha nice çeşitli fizyolojik fonksiyonlar düzenleyerek konakçıya birçok fayda sağlar.
İntestinal Mikrobiyotanın Gelişimi
Bebeklerde İntestinal Mikrobiyotanın kolonize olması gastrointestinal ve immün sistemin gelişiminde çok önemlidir. Doğum sırasında yenidoğanın vajinal kanaldaki birçok mikroorganizma ile karşılaşması sindirim sistemi mikrobiyotasının oluşumunda önemlidir. Doğumun gerçekleştiği yol, bebeğin sindirim sisteminin mikrobiyotasını doğrudan etkilediği bilinen bir gerçek.
İnfantlarda gastrointestinal sistem mikrobiyotasını etkileyen diğer önemli faktörler; beslenme şekli, gestasyonel yaş, hospitalizasyon ve infantil dönemde sık antibiyotik kullanımıdır.
Yetişkinlikte, intestinal mikrobiyota son şeklini alır ve intestinal mikrobiyotanın %95’ini Firmicute ve Bacteriodes kapsar.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte gastrointestinal sistemde hem bakteri sayısında hem de bakteri çeşitliliğinde belirgin azalmalar meydana gelir. Bunda ilaç kullanımı, diyet, yaşam koşulları fazlasıyla etkindir.
Fekal Mikrobiyota Transplantasyonu
Fekal Mikrobiyota Transplantasyonu sağlıklı bireyden alınan dışkının sıvı bir karışıma dönüştürülüp spesifik hastalıkları olan bireylere transfer edilmesidir. Bağırsak florasında bulunan yararlı bakterilerin transferi hem bağırsak mikrobiyomunu güçlendirmeye hem de semptomları azaltmaya yöneliktir.
Süreç ilk olarak, aile geçmişinde otoimmün, metabolik ve malignant hastalığın olup olmamasının tespitiyle ve herhangi bir potansiyel patojenin taranmasıyla başlar. Sonrasında feçes su veya tuzlu suyla karıştırılıp filtrelenir.Karışım, bir nazogastrik tüp, nazojejunal tüp, özofagogastroduodenoskopi, kolonoskopi veya tutma lavmanı yoluyla uygulanabilir. FMT ile ilgili çoğu klinik deneyim, tekrarlayan veya refrakter Clostridium difficile enfeksiyonunun tedavisinden kaynaklanmaktadır.
Fekal Mikrobiyota Transplantasyonuna Uygun Adaylar
FMT, tedavi edilmesi zor olan veya üç seferden fazla tekrarlayan Clostridium Efficile infeksiyonları için uygulanır. Fazla antibiyotik kullanımından kaynaklı yararlı bakterilerin sayıca azalması, zararlı C. Difficile bakterisinin prolifere olmasına sebebiyet verir ve bu hastalarda ciddi diyare gözlenir. C. Difficile bakterisi normalde antibiyotikle tedavi edilebilse de, bazı hastalarda antibiyotik fayda etmemektedir. İşte bu hastalara FMT uygulanır.
Fekal Mikrobiyotanın Transplantasyonunun Yan Etkileri
FMT’nin yan etkileri arasında hafif karın rahatsızlığı, kramp, şişkinlik, ishal veya kabızlık ve nadiren tarama ile test edilemeyen hastalıkların bulaşması bulunur. Ateş, şiddetli karın ağrısı veya şişlik ya da açık kırmızı veya siyah kan içeren kusma veya dışkı görürseniz, tıbbi yardım almanız gerekir.
KAYNAKLAR:
- http://guncel.tgv.org.tr/journal/56/pdf/100307.pdf
- https://www.klimik.org.tr/wp-content/uploads/2018/05/FEKAL-M%C4%B0KROB%C4%B0YOTA-TRANSPLANTASYONU-Tarkan-Karakan.pdf
- https://www.turkiyeklinikleri.com/article/tr-fekal-mikrobiyota-transplantasyonu-endikasyonlar-ve-uygulamalar-83142.html
- https://dergipark.org.tr/download/article-file/378365
- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5433529/
- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4749851/
- https://academic.oup.com/femsec/article/79/3/763/492968
- https://aga-cms-assets.s3.amazonaws.com/201951716551—CGHPDF_FMT.pdf
- https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/2635633
- https://dergipark.org.tr/download/article-file/422718