Caz Şizofreniden Doğmuş Olabilir Mi?
Buddy Bolden, bütün zamanların gelmiş geçmiş en yaratıcı müzisyenlerinden biri kabul edilen ve bildiğimiz anlamdaki Caz’ın temelini oluşturan ‘‘Ragtime’’ın babası. 1890’lı yılların sonlarına doğru New Orleans’ın en başarılı gruplarından birini yöneten ve kendi döneminde ‘‘Unutan kral’’ lakabıyla ünlenmiş Bolden’ın, nörobilimin araştırma radarına takılma sebebi ise otuzlu yaşlarında şizofreni tanısı almasıdır. Peki, bu durumun Buddy’nin yaratıcı kabiliyeti üzerinde nasıl etkileri olmuş olabilir?
Öncelikle buna bir açıklama getirebilmek için Şizofreni’nin ne olduğunun ve beyin üzerindeki etkilerinin iyi anlaşılması gerekir. Şizofreni, temelde insanların gerçeklik algısında bozulmaya sebep olan psikotik bir hastalıktır. Daha spesifik olarak da etkilerini psikomotor faaliyetlerde yavaşlama şeklinde gösterir (daha uzun tepki sürelerinin yanı sıra motor koordinasyondaki eksiklikler, karmaşık motor görevlerde zayıf performans). Bu duruma iyi bir örnek ise Buddy Bolden’ın nota okuyamıyor olması ve buna bağlı olarak gelişim gösteren doğaçlama yeteneğidir.
Doğaçlamanın Nörofizyolojisi
Müzikal doğaçlama; çok çeşitli melodik, harmonik ve ritmik unsurlar içerdiği ve improvizasyonun doğası gereği eserin müziksel bütünlüğünü sağlamak zor olduğu için 2008’de Limb ve Braun doğaçlamanın nörofizyolojisini incelemeye karar vermişler.
Limb ve Braun’un fMRI çalışmalarının bulgularına göre müziğin doğaçlanarak bestelenme süreci ile prefrontal korteks aktiviteleri arasında doğrudan bir ilişki olduğunu söylemek mümkün. Bu ilişki ise doğaçlamanın, müzikal karmaşıklığın derecesinden bağımsız olarak, medial prefrontal korteksin fokal aktivasyonu ile birlikte, prefrontal korteksin yan kısımlarının yaygın deaktivasyonu ile oluştuğu şeklinde karakterize edilmiş. Prefrontal korteksteki bu değişimlere, neocortical sensorimotor alanların( müzikal performans sürecini kontrol eden bölgeler) aktivasyonunun ve limbik yapıların( motivasyonu ve duygusal tonu regüle eden yapılar) deaktivasyonunun eşlik edişinin, doğaçlama için bilişsel bir temel oluşturabileceği de ortaya konmuş.
Müzikal Halüsinasyonların Yaratım Sürecine Etkisi
Bilinçdışı düzeyde gerçekleşen ve Şizofreni ile sıklıkla ilişkilendirien semptomlardan olan müzikal halüsinasyonların yaratım sürecine ve improvizasyona katkı sunup sunmadığı da başka bir araştırma konusu olarak karşımıza çıkıyor. Baba A. ve Hamada H.’nin, müzikal halüsinasyonların, şizofreni hastalarında, hastalığın ilerlemesi esnasında gerçek halüsinasyonlara dönüşebilen ve hafıza ile ilişkilendirilen bir dizi evreden oluştuğunu ileri sürmesinin ardından terminolojiye kazandırılan ve bu evrelerden birinin karakteristik özelliklerinden olan ‘‘Xenopathic Deneyimleme’’ ( Halüsinasyonların ikinci evresinde, birinci evrede meydana gelmiş olan melodiye şarkı sözlerinin eklenmesi) de müzikal halüsinasyonların yaratım sürecine katkıda bulunabileceğini gösteriyor.
‘‘Every act of perception, is to some degree an act of creation, and every act of memory is to some degree an act of imagination.’
Oliver Sacks
Duygusal Bir Dışavurum Olarak Caz
Şizofreni hastalarında gözlenen belirtilerden bir diğeri ise duygusal körelmişlik veya ‘‘Flat Etkisi’’dir. Bu etki, akıllara duygunun evrensel dili olan müziğin Bolden’ın durumunda bir kurtarıcı olabileceği düşüncesini getiriyor. Yani Bolden hissettiklerini normal insanlarda olduğu gibi mimikleriyle veya ses tonuyla yansıtamadığından, Caz’ı duygularını aktarmada bir aracı olarak kullanmış olabilir. Bolden’ın, hastalıkla uzun yıllar mücadelesinin ardından annesine saldırması üzerine hayatının geriye kalan yirmi dört yılını geçirdiği Louisiana Asylum’a yatırılış süreciyle parelel olarak müziği bırakması ise hastalığının artık iletişim kurmasını engelleyecek düzeyde ciddi seyrettiğine işaret ediyor.
Sonuç olarak prefrontal korteksin spesifik bölgeleri arasındaki etkileşimler, ‘‘Xenopathic Deneyimleme’’ ve ‘‘Flat Etkisi’’ Bolden’ın yaratımlarına katkıda bulunuyor. Tüm bu araştırma sonuçlarının yanında unutulmaması gereken en önemli nokta ise Şizofreni hastalarının düzenli ilaç kullandıklarında toplum için hiçbir tehlike arz etmeyen bireyler olduğu gerçeğidir. Hatta ‘‘normal’’ bireylere kıyasla efsanevi sayılabilecek işlere imza atabiliyorlar, tıpkı Leonard Feather’ın Encyclopedia of Jazz’da söylediği gibi:
‘‘Buddy Bolden’dan geriye yalnızca efsanesi kaldı.’’
Kaynakça:
Hersa ArantiElizabeth, Elizabeth Kristi Poerwandari, Agustin Sukarlan Basri/ Schizophrenia Behind the Great Jazz Schizophrenia Behind the Great Jazz, Eylül 2019/ Erişim Tarihi: 26/10/2020, Researchgate
Matt Micucci/ A Short History of… The Legend of Buddy Bolden, 6 Mart 2019/ Erişim Tarihi: 27/10/2020, Jazziz.com
Charles J. Limb ,Allen R. Braun/ Neural Substrates of Spontaneous Musical Performance: An fMRI Study of Jazz Improvisation, 27 Şubat 2008/ Erişim Tarihi: 30/10/2020,Journals.plos.org
Catherine Harrison, PhD / Schizophrenia and the Flat Affect, 5 Ocak 2020/ Erişim Tarihi: 30/10/2020, verywellmind.
Jessica Galant,Swafford and Robert Bota/ Musical Hallucinations in Schizophrenia, 24 Şubat 2015/ Erişim Tarihi: 30/10/2020 ncbi
Çok dolu ve değerli bilgiler içeren bu yazı için teşekkürler. Cazdan öğrenilecek hala ne çok şey var..
Asıl ben teşekkür ederim güzel yorumunuz için