Nüfusun Büyük Bölümünü Enfekte Eden Sitomegalovirüs İntiharla İlişkilendirildi

Sitomegalovirüs Nedir?

Sitomegalovirüs (CMV), Herpes virüs ailesine mensup bir DNA virüsüdür. Yapılan bir araştırmaya göre ABD nüfusunun %60’ı bu virüs tarafından enfekte edilmiştir. Enfeksiyon oranı yaşla doğru orantılı artmaktadır. Örneğin ABD’de 6-11 yaş çocuklarda CMV seropozitivitesi %36 iken, bu oran 80 yaş üstü bireylerde %91’dir. Ayrıca sosyoekonomik koşullar, milliyet, ülkenin gelişmişlik seviyesi de virüs yayılımında etkilidir. CMV enfeksiyonları genelde asemptomatiktir ancak immün depresif kişilerde bu enfeksiyonlar ciddi sonuçlar doğurabilir. Konjenital enfeksiyonlar ise yenidoğanlarda sağırlığa ve nörolojik anomalilere neden olabilir.

Mikroorganizmalar ve İnsanlar

Son dönemde yapılan araştırmalar sayesinde hepimiz artık biliyoruz ki vücudumuz sadece bize ait değil. Milyarlarca bakteri, virüs, parazit vücudumuzda yaşıyor ve bu mikroorganizmaların sayısı bizim vücudumuzdaki hücre sayısından bile daha fazla. Bizse bu mikroorganizmaların üzerimizdeki etkileri hakkında belki de ancak bir bebeğin dünya hakkında bildikleri kadar şey biliyoruz. Sadece bağırsak floramızdaki bakterilerin yaşayışımız üzerindeki bilinen etkisi dahi mikroorganizmaların ne büyük bir potansiyel taşıdıklarını tahmin etmemizde etkili olabilir.

Sitomegalovirüs Üzerine Bir Araştırma

Yukarıdaki bilgilere nazaran CMV hayatımızda sandığımızdan daha büyük bir yere sahip olabilir. Danimarka’da yirmiden fazla araştırmacının katılımıyla yapılan bir çalışma çarpıcı sonuçlar ortaya koymuş. Danimarkalı 80 binden fazla kan donörünün örneklerinin saklandığı Danish Blood Donor Study havuzu çalışmada kullanılmış. Vaka ve kontrol gruplarının seçilmesinden sonra örnekler CMV antikorlarına karşı immünolojik testlere tabii tutulmuş ve sonuçlar donörlerin bilgileriyle eşleştirilmiş (trafik kazası geçmişi, intihar girişimi, psikiyatri geçmişi vs.). Sonuç olarak çalışma grubunun %60,8’nin CMV tarafından enfekte edildiği saptanmış. CMV’nin psikiyatrik rahatsızlıklarla ve intiharla arasındaki ilişki istatiksel olarak doğrulanmış. Bununla birlikte sadece kan örnekleri alındıktan sonraki vakalar baz alındığında CMV’nin psikiyatrik bozukluklarla olan ilişkisi istatiksel olarak anlamlı kalırken intiharla olan bağlantısı anlamsız olarak bulunmuş. Bunun sebebinin de kan örnekleri alındıktan sonraki vaka sayısının azlığı olabileceği düşünülmüş. Ayrıca çalışmada donörlerin sosyoekonomik durumunu incelenmemiş.

Sonuç

Sonuç olarak mikroorganizmalar hakkında bildiklerimiz her geçen sene katlanarak artsa da bilgilerimiz hala yeterli değil. CMV’nin yaşantımız üstündeki etkilerini anlamak için çok daha fazla araştırma yapmamız gerekiyor. Araştırmalardan öğreneceklerimiz de hem halk sağlığı hem klinik uygulamalarda çok önemli olabilir.

Not: Ben yazıyı hazırlarken ilgili kısımları özetleyerek aktarmak mecburiyetindeydim ancak makale çok daha kapsamlı. Makalede CMV’nin yanında Toxoplasma Gondii de incelenmiş. Toxoplasma Gondii şizofreni ve trafik kazalarıyla ilişkilendirilmiş. İlgi duyuyorsanız kesinlikle okumanızı öneririm.

Kaynaklar:

  • https://emedicine.medscape.com/article/215702-overview?reg=1#a5
  • https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0889159118306998?via%3Dihub

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.