Onkogenik DNA Virüsleri: HPV, EBV, HBV

-Bildiğimiz üzere kanser oluşumunda etkili olan birçok yolak vardır. Ben bu yazımda sizlere kanser oluşumunu tetikleyen Onkogenik DNA Virüsleri’nden bahsedeceğim.

Human Papilloma Virüsü:

-Birçok farklı tipi bulunan HPV, insanda asıl olarak siğillere neden olur. Genital bölge siğillerine daha çok tip 6-11 neden olur ve düşük risklidirler fakat tip 16-18’in nedeniyle olan siğiller yüksek risklidir ve serviksle orofarinkste(özellikler tonsiller) kanserlere neden olurlar.

EM’de HPV görüntüsü

-Bu virüsteki onkogenik potansiyel E6 ve E7 adlarında iki tane gen ürünüyle bağlantılıdır. HPV genomu konak genomuna entegre olur ve E6-E7 proteinlerinde aşırı ekspresyona sebep olur. E7 proteini Rb geni üzerinden kanser progresyonuna katkıda bulunur ve ayrıca CDK inhibitörlerini de aktive eder. E6 proteini ise p53’e bağlanarak tamamlayıcı bir etki sağlar.

-HPV virüsü yukarıdaki etkilerle tek başına kansere yol açamaz. Bilim insanları virüsün çevresel faktörlerle uyum içinde çalışıp kansere yol açtığını düşünüyor.

-Son olarak, HPV enfeksiyonu sonucu servikste oluşan kanserleri HPV aşısı ile önlemek mümkün.

Epstein Barr Virüsü:

-Namıdiğer Öpücük Hastalığı’nı (mononükleoz sendromu) yapan virüstür. Kanser açısından bakarsak, ilk olarak Burkitt Lenfoma ile ilişkilendiriliyordu. Fakat daha sonrasında , HIV’li hastalarda B Hücreli Lenfoma, Hodgkin Lenfoma, T hücreli Lenfoma, Nazofarinks Kanseri gibi birçok kansere neden olduğu anlaşıldı.

EM’de EBV görüntüsü

-Lenfoma oluşumuna bakarsak, EBV ilk olarak B hücrelerini enfekte ederek , poliklonal B hücre proliferasyonuna ve B hücre lenfoblastoid hücre seri oluşumuna neden olur. EBV’deki LMP1 geni onkogenik etki yaparak ve BCL2 üzerinden apoptozu engelleyerek lenfomaya yol açar. Bu arada LMP1 geni bağışıklık sistemi tarafından tanındığı için denetim altında tutulur. Lenfoma hücreleri yalnızca translokasyonlar ve MYC aktivasyonu ile ortaya çıkabilir. Sonra da MYC geni LMP1 genini azaltarak bağışıklıktan kaçmayı sağlar.

-Burkitt Lenfomadan kısaca bahsedersek; Afrika’da belli bölgelerde endemik ve dünyanın diğer bölümlerinde sporadik olarak görülür. Burada ilginç olan bir konu var, Burkitt Lenfomada LMP1 gen ekspresyonu görülmez.

-Nazofarinks Kanseri ise; güney Çin ve bazı bölgelerde endemiktir. LMP1 ekspresyonu yanı sıra VEGF, FGF-2, MMP-9 ve COX-2 gibi onkogeneze katkıda bulunabilecek pro-anjiyogenik faktörlerde eksprese olur.

Hepatit B Virüsü:

-İlk olarak HBV ve HCV’den kısaca bahsedeceğim. Hepatosellüler kanser oluşumunda , kronik HBV ile HCV enfeksiyonları arasında kuvvetli bir bağ vardır. Dünyadaki HCC’lerin %70-95’i HBV veya HCV yoluyla meydana gelir. Bu yazımda sadece HBV’den bahsedeceğim, çünkü HCV bir DNA virüsü değildir.

EM’de HBV görüntüsü

-HBV virüsünün onkogenik etkisi çok sayıda faktöre bağlıdır; fakat en önemlisinin kronik enflamasyon yapmasının etkileri olduğu düşünülüyor. Bu etki sonucu hepatositlerde proliferasyon meydana geliyor ve anjiyogenez de teşvik ediliyor.

-Kronik enflamasyondaki aktive edilmiş bağışıklık hücreleri, hepatositlerdeki nükleer faktör yolunu uyarır ve apoptoz önlenir. Bilim insanları bu basamağın kanser oluşumundaki en önemli basamak olduğunu düşünüyor.

-Ayrıca HBV’nin genomunda HBx adlı bir gen bulunuyor. HBx geni çeşitli transkripsiyon faktörlerini ve çok sayıda sinyal iletişim yolunu aktive ediyor.

-Bu yazıyı hazırladığım gün(28 Temmuz) Dünya Hepatit günü. HAV ve HBV virüslerinin aşıları mevcut ve HCV içinde etkili bir tedavi var. Son olarak HBV aşınızı olarak bu kanserden kolaylıkla korunabilirsiniz.

Kaynakça:

1-Vinay KUMAR, Abul K. ABBAS, Jon C. ASTER, Robbins Temel Patoloji, çev., Sıtkı TUZLALI, Mine GÜLLÜOĞLU, Uğur ÇEVİKBAŞ. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevi,2013

2-Görseller: Wikimedia Commons

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.