BESİM ÖMER AKALIN: Titanik Faciasından Kurtulan Türk Doktor

Besim Ömer Akalın; Türkiye’nin ilk doğumevini açan, doğum üzerine ilk çağdaş kitabı yayımlayan doğum biliminin öncülerindendir. Ülkede tıbbi yayıncılığı başlatmıştır. Ebeliğin kurumsallaştırılmasına büyük katkılar sağlamış, ‘’Ebelerin Ebesi’’ olarak anılmaktadır. Toplum sağlığı ve koruyucu hekimliğe önem veren ilk bilim insanlarındandır. Kadın sağlığı, doğum, ebelik, çocuk sağlığı, hasta bakıcılığı, verem ve tıp tarihi alanlarında önemli çalışmalarda bulunmuştur.  Bugünkü Çocuk Esirgeme Kurumu olan Himaye-i Etfal Cemiyeti, Hilal-i Ahmer Cemiyetinin (Kızılay) Kadınlar Kolu, Veremle Mücadele Cemiyeti gibi birçok sivil toplum örgütünün kuruluş dönemlerinde kurucu üye ya da ilk genel başkan olarak görev yapmıştır.

Türk tıbbı ve sivil toplum konusunda birçok yenilik yapan Besim Ömer, 19 Mart 1940 yılında hayatını kaybetmiştir. Ölümünün 81. yılında büyük saygıyla anıyoruz.

Besim Ömer Akalın Kaynak: wikipedia

Besim Ömer Akalın’ın Hayatı ve Türk Tıbbına Katkıları

Besim Ömer Akalın 1 Temmuz 1862’de İstanbul’da doğdu. Babası Nardalı Ömer Şevki Paşa, ilk Osmanlı Meclis-i Mebûsan’ında Sinop milletvekiliydi; annesi Afife Hanım ise Yaşar Paşa’nın kızıydı.  

İlköğrenimini Priştine’de yaptı. Ortaöğrenimine Kosova Mülkî Rüştiyesinde başladı, Kuleli Askerî Tıbbiye İdâdisi’nde tamamladı. Yüksek öğrenimini Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne’de askerî öğrenci olarak ve her sınıfta birinci olarak 1885’te bitirdi. 

Bir süre askeri hekim olarak Yunanistan sınırında görev yaptı. Tifoya yakalanınca İstanbul’a döndü ve Tıp Okulu’nda doğum kliniğinde Mehmet Vahit Bey’in yanında öğretmen yardımcısı olarak çalıştı. Uzmanlık eğitimi için 1887’ de Paris’e gönderildi ve eğitimini Chartie Hastanesi’nde Prof. Dr. Budin ve Prof Dr. Pinard’ın yanında asistan olarak çalışarak 1891 yılında tamamladı. Paris’teki deneyimlerini iki kitap haline getirdi. Doğum Tarihi adlı kitabı, Türkiye’de doğumla ilgili ilk çağdaş eser olarak tanınmaktadır. Aynı yıllarda çeşitli yabancı dillerde yapılan tıp eğitiminin Türkçeleşmesine katkı sağlamıştır. 

Dr. Besim Ömer, 1888 yılında hocası Budin’in Doğum kliniğindeki
derslerinden tuttuğu notlar ile Tarnier, Chantreuil ve Budin’in yenidoğan beslenmesi ve hijyeni konularında verdikleri bilgileri Zayıf ve Vakitsiz Doğan Çocuklara Edilecek Tekayyüdat: Kuvöz ve Gavaj isimli Paris’te kaleme aldığı kitabında bir araya getirmiştir. Prematüre çocuk bakımı alanında Türkçe tıp literatüründe yazılmış ilk eser olan kitap, prematüre yenidoğan hastalıkları, beslenmesi, yeterince gelişmemiş bebeklere kuvözde verilen destek tedavisi ve sonda ile beslenme (gavaj) gibi konuları içermektedir. Ön kapağı Osmanlıca arka kapağı Fransızca olarak İstanbul’da basılmıştır.

1893 yılında; Brüksel’de toplanan uluslararası kongreye devlet tarafından gönderildi. Aynı yıl; Dr. M. Nizamettin ile birlikte “Kadın Hastalıkları” isimli bir kitabı Osmanlıcaya çevirdi. Besim Ömer; kadın sağlığı ve doğumun yanında çocuk sağlığı alanında da eserler vermiştir. Ayrıca tıp hijyeni, asepsi ve antisepsi konularında da çalışmaları olmuştur. 

İlk Doğumhane

 Bir doğum kliniği açmak için defalarca talepte bulunduysa da II. Abdülhamit tarafından reddilmiştir. 1892’de saraydan gizlice bir doğum kliniği açmıştır. Ülkede doğumların evde sağlıksız koşullarda yapılması ve doğum sonrası ölüm oranlarının yüksek olması nedeniyle bu doğum kliniği oldukça önemlidir. Mekteb-i Tıbbiye yakınındaki üç odalı küçük binayı 14 yataklı bir doğumhaneye çevirmiştir. Burası ülkenin ilk doğumhanesidir. Çocuk hastalıkları ve çocuk ölümlerine karşı yürütülen mücadelenin başarısı, açılan bu doğumhane sayesinde görülür. İstanbul’da ünü ve başarısı yayılır ve halkın yoğun talebi üzerine II.Abdülhamit yeni doğumhane yapımına izin verir. Kuruluşundan 17 yıl sonra Kadırga’da yapılan yeni kliniğe geçilir. 

Çağdaş Ebelik Çalışmaları

1895 yılında ek görev olarak Ebe Okulunda muallim olarak görev yapmıştır. İstanbul’da ebelik yapanlar Tıp Fakültesine çağırılmış ve Besim Ömer Paşa tarafından eğitim almaları sağlanmıştır. Türk
kadınlarının erkek bir öğretmenden ders alması bu olayla başlamış olup modern eğitime geçiş aşamasında önem arz etmektedir.

Ebelik alanında ilk kitaplar olan “Doğurduktan Sonra”, “Ebe Hanımlara Öğütlerim” ve “Ebelik” adlı kitapları yayımlayarak çağdaş ebeliğin ülkedeki kurucusu olmuştur. 1899 yılında ise Tıp Fakültesi Doğum Kliniği Şefi olmuştur. 

Hemşirelik ve Hasta Bakımı Çalışmaları

Paris’te çalıştığı dönemde, hemşirelik okulundan mezun olan kadın hemşirelerin hastalara verdikleri hizmetten çok etkilenmiştir. 1887’de Londra’ya gitmiş ve Florence Nightingale Hemşirelik Okulunu ziyaret etmiştir. Okulun düzen ve disiplininden etkilenmiş, hasta bakımının önemini kavramıştır. 

Türkiye’de kadınların çalışmasına ve meslek gereği dahi olsa erkeğe el sürmelerine engel olan anlayışın karşısında durarak Japonya’da ilk defa kadın hastabakıcı yetiştirilmesinde uygulanan yöntemi İstanbul’da uygulamıştır. Trablusgarp ve Balkan Savaşlarında askerlerin gerekli tedaviyi alamadıkları için şehit olması nedeniyle hasta bakımının önemi anlaşılmıştır. Hemşire ve hasta bakımı ihtiyacı görülmüştür.

1911 yılında İstanbul’un en tanınmış ailelerinin kızlarını, derslerini kendisinin yürüttüğü Gönüllü Hastabakıcılık Kursu’na çağırmıştır. 6 aylık kurs gören Müslüman Türk kadınları, ilk defa yaralı askerlerin bakımına katılabilmişlerdir. Bu kurslarda 300’den fazla hasta bakıcı yetiştirilmiştir. I.Dünya Savaşı’nın öncelikle Çanakkale Cephesi olmak üzere diğer cephelerde de görev almışlardır. Bu hemşirelerden birisi ise ilk Türk hemşire olan Safiye Hüseyin Hanım’dır. 

Besim Ömer Akalın Birinci Dünya Savaşı sırasında doktor olarak cephede bulunmuştur. Kaynak: Yeni Şafak

Hilal-i Ahmer Cemiyetine Katkıları

Ömer Paşa, kurumun adeta küllerinden yeniden doğarcasına canlan-dırılması çalışmalarına önderlik etmiştir. Öncelikle devleti temsilen katıldığı, 8. Uluslararası Kızıl Haç (Salib-i Ahmer) Kongresi’nde (Londra, 1907), Kızılay’ın bugünkü ambleminin benimsenmesini kabul ettirmiştir. Derneğin yeniden düzenlenmesi için oluşturulan kurula başkanlık etmiş, 20 Nisan 1911’de yapılan ilk toplantıda Hilal-i Ahmer Cemiyeti Genel Merkez İdare Heyeti’ne seçilmiş, evinde yapılan yeniden yapılanma toplantılarında derneğin tüzüğü kaleme alınmıştır.

1911 yılında Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin yenilen yapılanmasında aktif rol oynayan burada hemşire yetişmesi için dersler veren Besim Ömer Akalın, Divanyolu’ndaki Babıali Caddesi üzerindeki konağını eğitim merkezine çevirmiş ve 27 kadın ilk diplomalarını almıştır. Yaklaşık bir yıl sonra 20 Aralık 1912’de Besim Ömer Konağı, Osmanlı Hilal-i Ahmer Hanımlar Heyeti Merkezi olarak kabul edilir. Kuruluşundan üç gün sonra Sultan Reşat’ın ilk eşi Kamuran Kadınefendi -Bazı kaynaklarda sultanın annesi olarak geçmektedir.- bu merkezin fahri başkanlığını üstlenir. Burada yetişen hanımlar savaşta askerlere bakmış, yiyeceği ve giyeceği ile ilgilenmiş, cephe gerisinde sivil halka ve göçmenlere yardım etmişlerdir. Birinci Dünya Savaşı sırasında yetiştirdiği 284 hemşirenin hizmet verdiği kayıtlarda yer almaktadır.

Hilal-i Ahmer’in savaşta görev alan hastabakıcıları ve Dr. Besim Ömer. Kaynak: Yeni Şafak

7-12 Mayıs 1912 tarihlerinde Washington’da düzenlenen 9. Uluslararası Kızıl Haç (Salib-i Ahmer) kongresine de Osmanlı Devleti’ni temsilen katılarak, bu toplantı hakkında görüşlerinden yola çıkarak oluşturduğu ve Hilal-i Ahmer için öneriler niteliğindeki raporunu hükümete sunmuştur.

Besim Ömer Paşa, Çanakkale Savaşı sırasında Kızılay Genel Müdürlüğü yapmıştır. Kızılay’ın yeniden örgütlenmesinde, yurtdışında temsil edilmesinde, simge olarak hilalin kullanılması gibi önemli katkılarda bulunmuştur. 

Doktor Besim Ömer’in Diğer Görevleri

✦Dr. Besim Ömer Paşa, Tıp Fakültesi Reisliğine (dekan) 1914 yılında seçilerek göreve atanmıştır. I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte öğrencilerin önemli bir kısmı silah altına alınmış, bu nedenle Besim Ömer Paşa fakültedeki derslerin yapılmaması gibi ciddi bir sorunla karşılaşmıştır. Zorlu savaş yıllarına karşın Besim Ömer Paşa dekanlığı altındaki Tıp Fakültesi 1916 yılının Mart ayından itibaren “Tıp
Fakültesi Mecmuası” adıyla bir derginin yayımına başlamıştır.

✦1919 yılında Darülfünun’a “Emîn” (rektör) seçilmiştir. 1922 yılında Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ye bir grup kız öğrenciyi kayıt ettirerek Türkiye’nin ilk kadın doktorlarının yetişmesine öncü olmuştur. 1928 yılında mezun olan 6 öğrenci; Dr. Suat Rasim, Dr. Fitnat Celal ve Dr. İffet Naim, Dr. Sabiha Süleyman, Dr. Hamdiye Abdürrahim, Dr. Müfide Kazım Hanımlardır.  

1933 yılında çıkan üniversite reformundan sonra kadro dışı kalmıştır.

İlk kadın doktorlardan Safiye Ali ile birlikte. Besim Ömer kadınların tıp fakültesinde eğitimi için büyük emek harcamış bir isim. Kaynak: Yeni Şafak

Türk Tıp Tarihi Kurumu, tıp tarihi ile ilgili alanlarda eğitim, araştırma ve yayın yapan kişi ve kurumlara destek sağlayarak gelişmelerine yardımcı olmak amacıyla, 10 Ocak 1939 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Kurumun kurucuları arasında Besim Ömer Paşa da yer almış, Kurum içinde yapılan oylamada ilk başkanlığa seçilmiştir.

6 Ekim 1938 tarihinde kurulan Türk Tıp Tarihi Kurumu’nun Kurucu Üyeleri:
Ön sıra soldan Fuat Kâmil Beksan, Rusçuklu Hakkı Üzel, Besim Ömer Akalın, Akil Muhtar Özden; arka sıra soldan Metine Belger, Feridun Nafiz Uzluk, Ahmet Süheyl Ünver ve İhsan Ünal. Kaynak: Türk Tıp Tarihi Kurumu

✦Akalın’ın üstlendiği son görev 1933 ve 1939 yıllarında iki dönem (V. ve VI. Dönemler) Bilecik milletvekilliğidir. İkinci kez seçildiğinde en yaşlı üye sıfatıyla Meclis oturumuna başkanlık etmiştir. Milletvekilliği esnasında 1935 yılında, Kilisli Rıfat Kardam ve Mazlum Boysan ile birlikte Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti Yüksek Sağlık Şurası başkanlığında da bulunmuştur ve bu görevdeyken ülkenin o dönemdeki sağlık durumu ile ilgili 8 sayfalık bir rapor hazırlayarak Meclis’e sunmuştur.

Besim Ömer Akalın’ın Vefatı

Besim Ömer Paşa, her günkü gibi 19 Mart sabahı da Büyük Millet Meclisi’ne gelmiş ve kütüphanede öğleye kadar çalışmada bulunduktan sonra öğle yemeği için lokantaya gitmiştir. Antalya Milletvekili Numan Aksoy ile birlikte yemek yiyecekleri esnada Besim Ömer Paşa fenalaşarak kalp krizi geçirmiş, etraftaki doktor ve milletvekilleri müdahale etmişlerse de Paşa kurtarılamayarak 19 Mart 1940 tarihinde ve 78 yaşında hayata gözlerini yummuştur.

Titanik’ten Kurtuluşu

Ünlü Türk doktor Besim Ömer 1912 senesinde New York‘ta düzenlenen bir sağlık kongresine gitmek için, Titanik‘te, bir ay öncesinden kendisine kamara ayırtmıştı. Yolculuğa, Titanik’in Southampton‘dan sonra ki uğrayacağı liman olan Fransa’nın Cherbourg limanından binecekti. Fakat Besim Ömer‘in içinde bulunduğu tren, şiddetli yağışlar sonrasında oluşan toprak kaymasının yolu kapatmasından ötürü 16 saat mahsur kaldı. Ünlü doktor Cherbourg’a ulaştığında RMS Titanic‘in limandan ayrılalı 4 saat olduğunu öğrendi. Besim Ömer, New York’a gidecek olan başka bir gemi için beklerken, Titanic’in battığı haberi geldi. 

Kazada hayatını kaybedenlerin listesini görünce çok şaşırdı. Çünkü listede kendi ismi de vardı. Gemiye Cherbourg limanından binecek olup, gemiyi kaçıran tek kişi Besim Ömer Akalın‘dı fakat yolcu listesinden çıkarılmamıştı. 

‘’HAYATIMI, BİR VAPURU KAÇIRMAMA BORÇLUYUM”

Kaynakça

Yeşim Işıl Ulman, Osmanlıdan Cumhuriyete Geçiş Döneminde bir aydının tarihi / Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş sürecinde bir elitin portresi: Besim Ömer Akalın (1861-1940), Nisan 2005/ Erişim Tarihi: 16 Mart 2021

Sabahattin Ödemiş, Besim Ömer Paşa, 2013/ Erişim Tarihi: 18 Mart 2021 pdf

Besim Ömer Akalın wikipedia

Türk Tıp Tarihi Kurumu

Hilal Türkan

UluBAT Blog Koordinatörü, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 4 Öğrencisi

2 thoughts on “BESİM ÖMER AKALIN: Titanik Faciasından Kurtulan Türk Doktor

  • 19 Nisan 2021 tarihinde, saat 12:53
    Permalink

    Çok güzel bir yazı olmuş. Ülkemizin gelişmesi için emeklerle dolu bir yaşam öyküsü…

    Yanıtla
    • 19 Nisan 2021 tarihinde, saat 15:03
      Permalink

      Çok teşekkür ederim. Besim Ömer’in Türk sağlığına katkıları için minnettarız

      Yanıtla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.