EDEBİYATIN VE SİNİRBİLİMİNİN MÜNAKAŞASI; SANCILI NÖBETLERDEN DÜNYA KLASİĞİNE DOSTOYEVSKY

   En dokunaklı romanlara imzasını atan Rusya’nın sınırlarında kalmayıp dünyaya düşüncelerini aktaran Rus roman yazarı Fyodor Mihayloviç Dostoyevsky. 11 Kasım 1821’de henüz kendisini neyin beklediğinden habersiz dünyaya gelmiştir. Mutlu aile tablosu, Dostoyevsky’i  de ıskalamış, hayat onu hasta bir anne ve sarhoş bir babanın evladı yapmıştı. Babası disiplinli aynı zamanda bir o kadar da sinirli bir cerrah. Dostoyevsky babasının hastalarıyla zaman geçirmeyi, onların sıkıntılarını, hayat hikâyelerini dinlemeyi sevdiğini dile getirmiştir. Kim bilir dinleyerek kafasında başka evrenler oluşturup olay zinciri kurmuş bunlar da eserlerine konu olmuştur. Askeri mühendis olup ilerleyen zamanlarda istifa etmiştir. Ardından edebiyata yönelmiştir. Tabi bu süre zarfında annesinin tüberkülozdan vefatının bıraktığı acı ve derin boşluk onda büyük yaralar açar. Okulda iken sinirli ama duyarlı yapısı nedeniyle arkadaşları ona ‘’Ateş Fedya’’ lakabını takmışlardır. Babasından nefret etmesine rağmen babasının karakterini taşıyor olması bizi düşündürdüğü kadar kendisini de düşündürmüştür muhakkak.

Dostoyevsky
Dostoyevsky

İlk kitabı olan ‘’İnsancıklar’’ çevresinde çok büyük ses getirmiştir. İç çatışmalarıyla zihnimizde yer edinen Dostoyevsky ve toplumda ilgiyle karşılanan bu eser çok fazla övgü almıştır. Ardından Petersburg’da yazılan ‘’ Ezilenler, Ölü Evinden Anılar’’ ve daha birçok eseri insanlığa damga vurmuştur. Her eserinin bir hikâyesi, yazılma aşamasında çektiği sıkıntıları vardır. Yeraltından Notlar romanını, hasta eşinin başucunda yazmıştır. Kumarbaz’ı kendi kumarının dürüst bir tanığı olarak yazmıştır. Kendine has üslubu vardır. Hatta epilepsinin etkilerini diline yansıtmıştır. Bazen ifadeleri uzun ve karmaşık, bazen ise aşırı kısa. Olaylar yavaş yavaş giriş içermeyip birden oluyor. Bunun yanında zor ve bir o kadar kapsamlı yazıları, ahlaki etik konuları içeriyor.  Maxim Gorky’e göre “ kötü dehamız’’ olarak nitelendirilmiştir.  Başarısızlığa mahrum kalan eserleri olsa da ‘’Yeraltından Notlar, Suç ve Ceza, Kumarbaz, Budala,…’’ daha birçok eser dünyaya bambaşka pencereler açmıştır.  

  Lakin onun için hayat, eserlerindeki başarılar kadar zirvede ilerlemeyecektir. Babasının vefatıyla başlayan epilepsi nöbetleri ve girdiği depresyon ömür boyu yakasında olacaktır. Babasının nasıl öldüğü net olarak bilinememekle birlikte babasının ölmesini istediği için kendini kötü hissetmiştir. Kızının vefatıyla ise hayat Dostoyevsky’e yeni bir tokat atmıştır.

  Sürgünde geçirdiği nöbetler hayatında yeni hasarlar bırakır. Burada İncil’i okuma fırsatı elde eder. Aynı zamanda mahkûmların düşüncelerini, hayatını keşfeder. Bir süre sonra işe tekrar başlar ama sağlığının kötü olması nedeniyle görevine son verilir. Hatta doktoru, amnezi, kloniform hareketler, ağız çevresinde köpük birikmesi, düzensiz nabızla seyreden epileptik atağının 15 dakika sürdüğünü, her ayın sonlarına doğru olduğunu belirtmiştir. Nöbetleri ve kumar bağımlılığı onu fırtınalı günlere sürükleyecektir.

    Geschwind Sendromu= Dostoyevsky Sendromu

Diğer bir ifadeyle Dostoyevsky Sendromu. Nöbetlerinin mezial temporal lobdan kaynaklandığı düşünülmektedir. Fakat hala muammalı bir konudur. Temporal lob epilepsisi olduğu yönünde kanılar vardır. Bazı çalışmalar, birincil jeneralize epilepsiyi de çağrıştırmaktadır. Bunun yanında genetik yatkınlık olabileceğini( oğlunda ve babasında olduğu için) de göz önünde bulundurmuşlardır. Hatta interiktal nöropsikolojik eksiklikler olmadığı için bu ihtimal de güçlüdür.

    Temporal loblar edebiyat üretmek için önemlidir. Aynı zamanda temporal lobdaki değişiklikler hipergrafi üretebilir. Kısaca yaratıcılık ve dürtülerimiz temporal lobdadır. Yaratıcı yazmaya yardımcı ikinci bölgemiz ise duygularımızın kontrol edildiği bölge olan limbik sistemdir. Limbik sistem aynı zamanda ruh hali değişimlerinin yaratıcılığı kontrolünde görev alıyor. Kaufman’ın araştırmalarında yaratıcılıkla artan kortikal uyarılma bazal cilt iletkenliği ve EEG arasında güçlü ilişki olduğu yönündedir. Akıllarda soru işareti bırakan diğer bir husus ise; uyuşturucu veya çeşitli ilaçlar yoluyla limbik temporal bölgeyi uyarıp ilham verebilir mi? Cevap araştırmalara göre; evet. Lakin yaratıcı kurgu yazmak, sadece nörolojik değil bilişsel temellere de dayanmaktadır. Bu doğrultuda araştırmalar yazma hırsının farklı bilişsel ihtiyaçlardan kaynaklanabileceğini gösteriyor. Duygusal, sosyal, entelektüel şekilde kendini gösteriyor. Hipergrafide iki farklı nörodavranışsal anomali tespit edilmiş, biri temporal lob epilepsilerinde sağ hemiserebral inmelerin akut aşamasında tanımlanmış ve bu durum Dostoyevsky’i yazma nöbetlerine itmiştir. Ortaya atılan düşüncelerden birisi budur. Geschwind Sendromu, beş kişilik özelliği oluşturur. Romanlarında da bu kişiliklere yer vermiştir.

     Freud ortaya attığı histeroepilepsi ise başka bir olasılığı ortaya atar. İlk olasılık; babasının vefatının ardından başlayan psikojenik nöbetleri olduğu. (Fakat bazı biyografilerde yirmi beş yaşında ilk nöbete yakalandığı bilgisi vardır.) Epileptik karakterini psikiyatrik-psikojenik tarzda yorumlamıştır. Çocukluğunda işitsel halüsinasyonlarla baş etmek zorunda kalmış olabilir. Hatta edebi eserinin ilk bilimsel yorumunu yapan Tchich, Dostoyevsky’in erken çocukluk döneminde halüsinasyonlardan muzdarip olduğunu dile getirmiştir ve psikopatolojide bu kadar kapsamlı deneyimlerini yazdığını şaşkınlıkla ifade etmiştir.

    Arkadaşı Strakhov da, ondan korktuğunu, şaşırdığını ve çoğu zaman kendi hastalıklı ruh hallerini tarif ettiğini hissettiğini söylemiştir.

Geschwind Sendromu- Hipergrafi örneğini gösteren bir görsel. Sayfanın her boş alanını titizlikle doldurmuş, aşırı dindarlık çizimleri yer almış.
Dostoyevsky’in detaylı yazıları

      Sendroma ismini veren Gescwind, Freud’un aksine temporal lob epilepsisi olduğunu kanıtlamaya çalışmıştır. İnteriktal (nöbetler arası) zamanda sendromun klasik özellikleri göze çarpmaktadır. Hipergrafi, özelliklerin başında gelmektedir. Aşırı detaycılık, dini kaygılar, fazla duygusallık başlıca özelliklerdir. Kimi hastalar okuduklarının defalarca farklı kalemlerle altını çizer, kimileri şiirler, aforizmalar yazarlar. Günlüklerini aşırı detaylı yazarlar. Günlüklerinin belli zaman dilimlerinde özetini çıkarırlar. Agresifleşebilirler. Gereksiz ayrıntılarda boğulurlar.

      Hastalığından ötürü romanlarında epileptik karakterler bolca yer bulmuştur.

‘’Aptal’’ romanında, prens karakteri, tıpkı kendisinin aynasıdır. Romanın konusu ise affetmek. Epileptik aura ve ataklardan muzdarip karakter herkesi affediyordu.

     Bütün bunlara ilave diğer bir çalışma ise; Reyport ve Schell’in yaptığı ‘’Budala’’ romanı ile epilepsi semptomlarının karşılaştırılmasıdır. Dostoyevsky, romanında epilepsiden muzdarip İsa benzeri bir figürü betimlemektedir.

    En büyük romanı olarak görülen ‘’Karamazov Kardeşler’’de ise epilepsi kilit noktadır. Karakterin babası defalarca öldürülür romanda. Karakter ise olay esnasında satatus epilepticus mazeretini kullanır. Ama cinayetin ardından sahiden de epilepsisi kötüye gider. Sigmund Freud da, Karamazov Kardeşler romanındaki baba katilini, Dostoyevsky’in babasına karşı nefretinden türediğini düşünmüştür.

   Birbirini destekleyen araştırmaların yanına çelişen çalışmalar da eklenmiş nitekim yaşamının izlerinde bütün olasılıkları barındırmıştır Dostoyevsky.  

      Yaşı ilerledikçe daha ağır ve sık epileptik ataklar geçiren Dostoyevsky aynı zamanda akciğer hastalığına yakalanmıştır. 9 Şubat 1881’de eserlerini bize emanet edip, amfizem ya da tüberküloz (net bilinememektedir) nedeniyle gözlerini kapatmıştır.

      Sonuç olarak akıllardaki soru; bu muhteşem eserleri inşa eden Dostoyevsky, sinirbilim ve edebiyatı münakaşaya sokan yazar, sancılı nöbetlerinin gölgesinde mi yazdı, epilepsi illeti mi onu zirveye taşıdı yoksa gerçek kişiliği miydi? Böylece evrenin çözülemeyen gizemine yeni bir soru daha eklenmiş oldu.

   Kaynakça;

https://www.seizure-journal.com/article/S1059-1311(05)00066-X/fulltext

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/15878292/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/21893368/

https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2173580814000686https://www.sciencedaily.com/releases/2016/01/160121110913.htm

https://www.notablebiographies.com/De-Du/Dostoevsky-Fyodor.html

https://www.sciencedaily.com/releases/2011/09/110929122749.htmhttps://flic.kr/p/5D4w

Görseller için;

https://commons.m.wikimedia.org/wiki/File:Fyodor_Dostoyevsky_1881_(cropped).jpg

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.