ÖTANAZİ-İnsanların yaşam ve ölüm konularında karar verme hakkı olmalı mı?

Dayanılmaz acıyı dindirmek ve çaresi bulunmayan hastalığa sahip hayatları acısız bir şekilde sonlandırmak anlamına gelen ötanazinin (Yunanca: ευθανασία – ευ, eu, “iyi,güzel”; θάνατος, thanatos, “ölüm”), gönüllü, gönüllü olmayan ve istemsiz çeşitleri bulunmaktadır. Gönüllü ötanazi hastanın izniyle gerçekleştirilir. Belçika, Lüksemburg, Hollanda, İsviçre, Amerika Birleşik Devletleri’nin Oregon ve Washington eyaletlerinde yasaldır. Gönüllü olmayan ötanazinin yapılması ise hastanın sağlık koşullarına bağlı olarak kendisinden izin alınması mümkün olmayan durumlarda onun adına karar alma hakkına sahip yakınlarına bağlıdır. İstemsiz ötanazi, bilgilendirilmiş onam alınabilecek kişilerden onay alınmaksızın veya onlara haber verilmeksizin gerçekleştirilir ve cinayet olarak tanımlanır.

Ötanazi uygulamasında aksiyon almak (karbondioksit, letal düzeyde ilaç enjeksiyonu, servikal dislokasyon, captive bolt pistol, ateşli silah, mikrodalga ışınlaması, trikain mesilat) veya hiçbir şey yapmamak (hastanın yaşamak için ihtiyacı olan ve yardım alarak gerçekleştirdiği eylemleri kesmek (besleme tüpünü, aspirasyon sondasını çıkarmak) olmak üzere iki yol izlenmektedir.

Sağlık çalışanlarının hastayı hayatta tutma sorumluluğunun tam tersi olarak görülen ötanazi uygulamasında tartışılan konulardan biri de hastanın acısını hafifletmek için verilen ilaçların hastanın daha kısa zamanda ölümüne sebep olması durumunda bu eylemin ötanazi olarak tanımlanıp tanımlanamayacağıdır. Bu durum kimileri tarafından pasif ötenazi olarak tanımlanırken kimilerine göre doktorun niyeti hastayı öldürmek değil de acısını dindirmek olduğu için ötanazi olarak kabul edilmemektedir. Ötanazi olarak kabul edilmemesi gerektiğini savunan inancın dayanağı ise çifte etki doktrinidir. Çifte etki doktrinine göre kötü yan etkilere yol açsa dahi eylemin niyeti iyi olduğu sürece etik açıdan kabul edilebilirdir.

Hipokrat zamanından günümüze kadar değişen dünyada Hipokrat Yemini’nin de bu konuda değişmesi gerektiğini savunan ülkeler bulunmaktadır. Orijinali “Ölümcül ilacı ne isteyene veririm ne de bu yönde bir öneride bulunurum.” olan kısmın modernize edilmiş versiyonu: “Eğer bana bir hayat kurtarmam nasip olduysa, hepsine teşekkürler. Ama can almak da benim elimde olabilir; bu müthiş sorumluluk, büyük bir alçakgönüllülükle ve kendi zayıflığımın farkındalığıyla karşılanmalıdır.”

Ötanazi isteğinin en büyük sebebinin dayanılmaz acı olduğu düşünülse de ABD ve Hollanda’da yapılan anketlerde bu yolu seçen insanların üçte birinden azının dayanılmaz acı içinde olduğu görülmüştür. Günlük hayatlarını devam ettiremeyecek fiziksel sorunlar (idrar kaçırma, bulantı ve kusma, nefes darlığı, felç, yutma), mental açıdan zorluk çıkaran sorunlar (depresyon, kontrolünü veya saygınlığını yitirme korkusu, başkalarına bağımlı olmaktan hoşlanmama) ötanazi tercih edilmesinde büyük etkenlerdir.

KAYNAKÇA

https://www.medicalnewstoday.com/articles/182951#euthanasia-and-assisted-suicide-

https://en.wikipedia.org/wiki/Euthanasia

https://www.ama-assn.org/delivering-care/ethics/euthanasia

https://www.britannica.com/topic/euthanasia

https://www.nhs.uk/conditions/euthanasia-and-assisted-suicide/

https://www.bbc.co.uk/ethics/euthanasia/overview/introduction.shtml

https://www.nap.edu/read/1542/chapter/8#107

https://www.bbc.co.uk/ethics/euthanasia/overview/doubleeffect.shtml

Ece Gökhan

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 4 Öğrencisi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.