J.S.Bach’ın Gözleri, John Taylor ve Katarakt
1685 yılında Eisanach’ta doğan Johann Sebastian Bach’ı en genel ifadeyle Alman Barok besteci olarak tanımlayabiliriz. J.S.Bach yaratıcı olma kaygısı gütmüyordu. Kendisinden önce bestelenmiş olan yapıtları alçakgönüllülükle analiz edip toparladı ve bunun sonucunda da, “Müziğin Oğlu“ sıfatını kazandı. Ölümünden yaklaşık iki yüz yıl sonra Otto von Bismarck’ın Katolikliğe karşı güttüğü “Almanlaşma” politikasında sıkça sorulan, “Alman kimdir ?” sorusunun devamı olan, “Alman müziği nedir ?” sorusunun yanıtı J.S.Bach’ın eserlerinde bulunmuş, aslında sarsılmaz ününe de bu dönemde kavuşarak en sonunda, “Müziğin Babası ” ünvanını almıştır.
J.S. Bach genç yaşlarından beri göz sorunlarından muzdaripti. Analistler, Bach’ın altmış bir yaşındayken E.G. Haussmann tarafından yapılmış olan resminden, Bach’ın göz sağlığı ve genel durumu ile ilgili bazı sonuçlar çıkardılar. Bach’ın dinç fakat obeze yakın bir görünümü olduğu çok açık, aynı resimde hafif şaşı bir ifade ve kısılmış gibi duran gözleri de fark edilebiliyor. Resimde, burun kenarının üzerindeki dikey çizgiler, (Miyopi Yunanca, “sıkma“ sözcüğünden gelmektedir.) onun miyop olduğuna işaret ediyor ve tabii ki resimde yaşlılığa bağlı göz kapağı düşüklüğü de net şekilde görülüyor. Miyop olması, ilk öğrencilik yıllarında sınıfın en çalışkanı olması ve çok okumasına yoruluyor. Muhtemelen Bach düşük dereceli bir miyopiye sahipti. Çünkü kilise orgu çaldığı sırada iki ayağıyla birlikte pedallara bastığında ellerinin dengesini kaybetmemesi için vücudunu geriye doğru yönlendirmesi gerekiyordu. Bu da ileri derecede miyop olan bir kişi için ızdırap demektir. Hakkında gözlük kullandığına dair belirli bir bilgi yok. Zaten yaşadığı yüzyılda da okuma dışında gözlük kullanımı yaygın değildi. Göz sağlığı hakkında en net bildiğimiz şey, yaşladığında göz merceğinin şeffaflığını yitirmesi olarak tanımlanan katarkt yüzünden sıkıntılar çekmesidir.
J. S. Bach altmış dört yaşına geldiğinde göz sorunları artması ve genel durumunun kötüleşmesi onu başarısızlığa itmeye başlamıştı. Bazı çevreler yüksek kilosu ve pipoya olan sevdası nedeniyle göz ağrılarının nedeninin “Ateroskleroza Bağlı Temporal Arterit”* olduğunu söyler. Bu bilgiyi kanıtlayamayacak olsak da Bach’ın net şekilde kataraktı vardı. Son eseri olan, “Füg Sanatı“ adlı eseri bu sorunlardan dolayı bitiremiyordu. Bir gün Leibzig’de halka açık konferansların birinde oftalmolog James Taylor’un Leibzig’e geleceğini duymuş ve çevresi tarafından ikna edilerek tedavi olmaya karar vermişti.
__________________________________________________________________________
*= Temporal Arterit; Bir dev hücreli atardamar iltihaplanması formudur. Genelde baş bölgesindeki atardamarlar, özellikle de şakak bölgesinde belirtiler görüldüğü için genelde temporal arterit olarak adlandırılır..(Kaynak:Giant cell arteritis,www.mayoclinic.org)
Şövalye John Taylor (1703 ya da 1708-1772) üzerinde göz resimleri olan ve Latince gramer hatalı “ Qui dat videre dat vivere (Görüş vermek hayat vermektir) ” yazan at arabasıyla şehir şehir dolaşan katarakt ameliyatlarıyla ünlenmiş bir göz doktoruydu. O dönemlerde göz doktorları mesleklerini bu şekilde icra ediyorlardı. Bu sayede hasta ameliyat sonrası göz bandını çıkarıp kör olduğunu fark ettiğinde şehri çoktan terk etmiş oluyorlardı. Taylor cerrahi eğitimini İngiltere’de tamamladı ardından Herman Boerhaave’nin (Boerhaave sendromunu tanımlayan kişi, klinik tıp eğitimin kurucusu) derslerine katılmıştı. En son Fransa’da Jean Louis Petit’ten katarakt cerrahisini öğrenerek eğitimini sona erdirmişti. Mesleki yaşamına İsviçre’de başladı. İsviçre’de yaptığı yüzlerce ameliyat körlükle sonuçlandığını kendisi de itiraf eder. Daha sonrasında Avrupa’nın büyük bir bölümüne, Rusya’ya hatta İran’a kadar uzanan seyahatlerine başladı. Taylor, zamanının en bilgin göz doktorlarındandı. Keratokonusu* tanımlayan ilk kişi oldu ve illüstrasyonlar yaparak bu konuda farkındalık oluşturdu. Yine şaşılık tedavisine de göz kaslarını kesme yaklaşımını getiren oydu.
_______________________________________________________________________
*= Keratokonus; korneanın incelmesi ve öne doğru konileşmesiyle karakterize göz hastalığı.(Kaynak:Keratoconus,www.mayoclinic.org)
John Taylor bir şehre ilk geldiğinde en az boyalı arabası kadar dikkat çeken büyük bir konferans verirdi. Hastalarından yüksek tedavi ücreti talep eder; eğer nakit alamayacaksa hastalarının altın saat gibi değerli eşyalarını alırdı. Taylor, Leibzig’e geldiğinde, “Füg Sanatı“ adlı eserini tamamlamaya kararlı olan Bach’a, aralarında bir hafta olmak üzere, iki ameliyat yaptı. İkinci ameliyatın sebebi tam bilinmiyor; Bach ya ilk ameliyatından memnun kalmamıştı ya da iki gözü için ayrı ayrı tarihler verilmişti. Sonuç olarak, bu ardışık iki ameliyatın sonucunda Bach görme yetisini tamamen kaybetmişti. Dönemin meşhur gazetesi Vosische Zeitung’un o haftaki haberine göre Bach ameliyatlardan sonra net bir görüşe sahip olmuştu; fakat bu haber tamamen yalandı. Haber, yüksek ihtimalle gazetelerle iyi ilişkileri olan John Taylor tarafından fonlanmıştı.
Bach’ın ameliyatı Taylor’un 1736’da yazdğı Glokom ve Katarakt adlı kitabındakine çok yakın şekilde yapıldığı tahmin ediliyor. O dönem katarakt ameliyatları, “Couching prosedürü”(Görsel 1) adlı bir teknikle yapılıyordu. Bu teknikte, hasta bir sandalyede otururken kafası bir yardımcı tarafından sıkıca tutuluyor, cerrah da ucu eğri kancaya benzer bir iğneyle merceği vitröze düşürüyordu. Anestezi yerine alkol ve afyon kullanılıyordu. Ameliyattan sonra göz retinaya odaklanmış şekilde düşemediği için hastalar hayatına şişe dibi olarak tarif edilen gözlüklerle devam ederdi. ”Couching prosedürü” benzersiz bir cerrahi kitabı olan Sushruta Samhita’da, en ayrıntılı şekilde anlatılır ve göz cerrahisinin kutsal kitabı Fu Renyu’nun Shen Shi Yao Han’ında da (1644) ayrıntılı olarak anlatılır. Yine de Taylor’un kendine has ve onu bazı çevrelerce şarlatan olarak nitelendirebilecek teknikleri vardı. Örneğin sağ elini kullandığı için sağlıklı olsa da hastaların sol gözünü mutlaka ameliyat ederdi. Taylor’un tedavi yaklaşımında güvercin kanıyla yaptığı göz damlası, toz şeker, fırınlanmış tuz, müshil ve hastanın koluna derin yaralar açarak kan akıtmak vardı. İltihaplanma durumlarında yüksek doz cıva reçete ederdi. Bazen ameliyat sonrası komplikasyonları yönetmek için göze kuş dışkısı ve ağaç kökü sürerdi. Bach bu ameliyatlardan dört ay sonra felç geçirdi. Birkaç gün önce de gözlerinin gördüğünü iddia etmişti bu semptomlar da bizi görme sorunu olan kişilerde görülen Charles Bonnet sendromuna, sağır duymaz uydururun gözdeki hali, götürüyor.
Bach, felç geçirdikten sonra Leibzig’in en iyi iki doktoru tarafından bakıma alındı; fakat tedavi sürecinde tanımlanmamış yüksek ateş nedeniyle 65 yaşında hayatını kaybetti. Taylor’un otobiyografisinde Bach’ın ameliyat olduğunda 88 yaşında olduğu yazar. Bach ölümünden üç gün sonra Leibzig’deki St. Johannes Kilisesi’nin yakınlarına gömüldü. Mozart gibi onun da mezarının yeri tam olarak belli değildir. 1894’te Bach’a ait olduğu iddia edilen iskelet Wilhelm His Jr. (His demetinin kaşifi) tarafından incelendiyse de yerli bilgi elde edilemedi.
Couching prosedürü hala Sudan gibi Afrika ülkeleri, Çin, Hindistan’da hala yapılmaktadır. 2006-2007 yılları arasında Sudan’da yapılan çalışmaya göre couching prosedürü geçiren 60 hastanın %60’ı Sekonder Açık Açılı Glokom* nedeniyle görme duyusunu kaybetti. Bu verilerin ışığında Bach’ın da görme kaybının sebebinin Sekonder Açık Açılı Glokom olduğu anlaşılmaktadır. Müzik çevreleri J.S. Bach’ın ölümünün faturasını John Taylor’un yaptığı ameliyat sonucu oluşan enfeksiyona kesse de bu hiç mantıklı görünmüyor. Eğer glokoma, endoftalmi eşlik etmiş olsaydı; ölümü ameliyattan sonra dört ay gecikmezdi; fakat müshil ve kan akıtma tedavisi yaşlı Bach’ı ne kadar güçsüz düşürebileceğini ve enfeksiyonlara yatkın hale getirebileceğini söyleyebiliriz. Genel olarak tarihçiler Bach’ın pnömoniden öldüğünü kabul eder.
___________________________________________________________________________
*= Sekonder Açık Açılı Glokom; Primer Açık Açılı Glokom gibi iridokorneal açının açık olduğu, yüksek göz içi basıncı, glokomatöz optik disk ve retinal sinir lifi tabakasının progresif hasarı ile karakterize hastalık grubudur. (Kaynak:Sekonder Açık Açılı Glokomlar,www.todnet.org)
Bach ameliyat olduğu zamanlarda katarakt tedavisinde couching prosedürünün yerini alacak kapsüler yaklaşımlar gelişmeye başlamıştı. Genel anestezi katarakt ameliyatına 1840larda, lokal anestezik olarak kokain de 1884’te kullanılmaya başlandı.
John Taylor otobiyografisinde Handel’i de ameliyat ettiğini ima etse de bununla ilgili bir kanıt yoktur. Handel ölmeden önce kördü; fakat görüşünü ani bir şekilde kaybetmişti. Muhtemelen bu hastalık da Anterior İskemik Optik Nöropati* idi. Bir şehir efsanesine göre John Taylor da ölmeden önce görme yetisini kaybetmiştir.
___________________________________________________________________________
*= Anterior İskemik Optik Nöropati; optik sinirin önüne kan akışının kesintiye uğraması nedeniyle görme kaybının oluşmasıdır. (Kaynak:Anterior Ischemic Optic Neuropathy,my.clevelandclinic.org)
Kaynakça:
Jackson, D. M. (1968, October 12). Bach, Handel, and the Chevalier Taylor. Retrieved July 26, 2010, from Medical History: http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1033864/?page=6
Tarkkanen, A. (2012). Blindness of Johann Sebastian Bach. Arch Ophthalmol. Mar; 91(2): 191-192.
Zegers, R. H. C. (2005). The Eyes of Johann Sebastian Bach. Arch Ophthalmol. Oct; 123(10).
de Luise V. P. Hektoen International, A J. of Medical Humanities. “A musical vision: the eyes of Bach and Handel” https://hekint.org/2017/01/30/a-musical-vision-the-eyes-of-bach-and-handel/ (Published: 2014). (Last Update:2015).
Writer of Sarah Knows Eyes. Johann Sebastian Bach – Killed by Cataracts?. Sarah Knows Eyes. http://www.sarahknowseyes.com/115-johann-sebastian-bach-killed-by-cataracts (Published: 2020).
Ho D. Interlude. Did Johann Sebastian Bach die from eye surgery complications?
Did Johann Sebastian Bach die from eye surgery complications?(Published: 21/09/2010).
Mimaroğlu, İlhan. Müzik Tarihi. İstanbul: Varlık Yayınları, 2017.
J. Pucarin-Cvetkovi} et al.: European Composers and Diseases, Coll. Antropol. 35 (2011) 4: 1327–1331
Mukemmel bi yazi teşekkürler
Oldukça başarılı bir yazı olmuş.Kadir zaten müzik konusunda çok yetkin biri.Gelecek yazılarını merakla bekliyorum.Teşekkürler
Eline sağlık Kadir. İlgi alanın ve profesyonel hayatının kesişimini konu alan bir yazı yazmak eminim çok keyiflidir. Başarının ve yazılarının devamını dilerim.
Başarılı bir yazı ama bazı yerlerde anlatım bozuklukları var. Teşekkürler.
Güzel ve şaşırtıcı bir yazı olmuş, devamını zevkle bekliyorum.
Yazı için teşekkürler. Mesleğini ve ilgi alanının çok güzel bir kesişimi olmuş. Tebrik ederim. Enstrümandaki maharetli eller yazıda da kendini göstermiş. Yazılarının devamını bekliyoruz.
Gerçekten güzel ve ilgi çekici bir yazı olmuş. Sadece bakmak için açmıştım ama okudukça farkettim ki çok faydalı ve meraklandıran bir çalışma . Eline sağlık
Cerrahlık el becerisi istediğinden, titiz cerrahlar da birer sanatçı gibidir. Yeteneksizler ise ancak mezar kazarlar.
Kadir “ Alman müziğinin babası’nın “ pek az bilinen bu biyografisini çok güzel anlatmış. Yüz yıl önce göz operasyonlarının nasıl yapıldığını bugün okumak çok ilginç. Tıbbın günümüzde geldiği noktayı hayretle fark ediyorum.
Yazıyı keyifle okudum , umarım devamı gelir. Eline sağlık
Harika, her iki disiplin de ilgi alanimda degil ancak keyifle okudum. Çok güzel çalışma olmuş. Devamını bekliyoruz.
Harika bir yazı. Bach ile ilgili hiç bilmediğim yeni şeyler öğrendim. Teşekkür ve de tebrik ederim.
Öncelikle yazının kalitesi oldukça yüksek ve yazı fazlasıyla keyifli olmuş. İki büyük disiplini harmanlaman takdire şayan bir hareket ve yetenek. Takip edeceğim.
Okuması keyifli ve bilgilendirici bir yazıydı. Emeğine sağlık.
Çok bilgilendirici ve akıcı bir yazı olmuş. Bach’ı müziği haricinde tanımak çok keyifliydi. Emeğine sağlık!
Bir sonraki paragrafı merak ederek okudum. Bilgilendirme metinleri güzeldi.
Harika bir yazı, merakla okudum, tebrik ederim.