Migreninizin Resmini Çizebilir Misiniz?

Claude Monet (1840-1926), modern resim sanatında devrim yapmış Fransız bir ressam olarak bilinir. Ona bu namını veren ise eserlerinde ışığı, renkleri resmediş biçimi ve küçük ama belirgin fırça darbeleri kullanmasıyla öncüsü olduğu empresyonizm (izlenimcilik). Gördüklerini ve özellikle de doğayı ustaca tuvale aktaran Monet’in tabloları arasında bir tanesi var ki diğerleri gibi oldukça renkli ancak diğerlerinin aksine oldukça acı dolu bir anı temsil ediyor. “Having a Migraine” adını verdiği bu tablosunda Monet geçirdiği bir migren atağını resmetmiş. Üstelik resme bakarak auralı bir migren atağı geçirdiğini söylemek de mümkün. Peki nedir bu aura?

Claude Monet- “Having a Migraine”

Aura, bazı migren ataklarında genellikle ataktan hemen önce başlayan ve duyuları etkileyen bir tür semptom. Aynı zamanda bazı epilepsi nöbetlerinde de görülebiliyor. Kişiden kişiye değişmekle beraber en sık görülen aura ise görsel aura. Bu hastalar görme alanlarında boşluklar (scotoma), zikzak çizgiler, parıltılı noktalar, yıldızımsı görüntüler, ışık patlamaları, görüşte bozukluk veya görme kaybı gibi sorunlar yaşayabiliyorlar. Bunlardan en bilineni ise adını şekil olarak benzediği Orta Çağ kalelerinden alan kale spektrumu (fortification spectrum).

Fortification Spectrum

Bir diğer sık görülen aura şekli ise duyusal aura. Bu tür auralarda ise hastalar yüzlerinde veya kollarında uyuşukluk, karıncalanma gibi hislerden şikayetçi olurlar. Daha nadir görülen aura tipleri de vardır. Örneğin işitsel aura da hastalar kulak çınlamasından şikayetçi olurken, dil aurasında konuşma güçlüğü yaşarlar. Daha da nadir gözlenen motor aura ise vücudun bir yarısında oluşan güçsüzlükle seyreden hemiplejik migren sendromunda görülür.

Genellikle on ila otuz dakika arasında süren auralar migren atağı esnasında veya sonrasında da görülebildiği gibi hiçbir ağrı semptomu olmadan da gözlenebiliyor. Beynin ilgili korteks bölgelerine giden uyarılarla ortaya çıkan auraları; hormonal, duygusal, fiziksel, çevresel, ilaç kullanımındaki ve beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler tetikleyebiliyor. Kesin bir tedavisi olmamakla beraber semptomatik tedaviler hastaları atak esnasında oldukça rahatlatıyor. Ağrı kesiciler, karanlık bir odada uzanmak veya uyumak bunlara birer örnek. Ayrıca hastaların migrenlerini tetikleyen faktörleri tespit etmesi ve bunlardan kaçınması da oldukça yarar sağlıyor.

Ancak migreniniz ne kadar ağrı verici olursa olsun Monet’in de bizlere kanıtladığı gibi yaratıcılığınızdan ve yeteneklerinizden bir taviz verdirtmediği de bir gerçek.

Kaynakça:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.