MÜKEMMEL İNSAN NESLİ OLUŞTURMA ARZUSU: KLONLAMA VE ETİK

Son birkaç bin yıldır insanoğlu kendini doğaya adapte etmek yerine doğayı kendi genlerine uygun hale getirmeye çalışıyor. Tüm bu uğraşlara rağmen insanoğlunun doğadaki genetik seçilimi gen bozuklukları üzerinden devam ediyor. Bu genetik sorunların önüne geçmek ve doğal seçilimi en aza indirmek isteyen modern insan, çözümü genetik klonlamada arıyor ancak bitkilerde gerçekleştirilen klonlama gibi seçkin bireylerin genetik klonlanması yoluyla insan genetik donanımını değiştirmek ve geliştirmek etik açıdan hayli tartışmalı bir konu.

Konumuza klonlamanın ne olduğuyla başlayalım. Biyologlar klonlama kelimesini birçok farklı anlamda kullanıyor ancak tüm kullanımlar biyolojik bir varlığın tamamen aynı kopyalarını elde etmeyi ima ediyor. Başlıca üç yaygın kullanım bulunuyor: gen klonlaması, hücre klonlaması ve bireysel klonlama. Genlerin klonlanması veya daha genel olarak DNA segmentlerinin klonlanması, dünya çapında birçok genetik ve farmasötik laboratuvarda rutin olarak yapılıyor. Belirli bir hücre tipinin (örneğin bir deri veya bir karaciğer hücresinin) karakterini araştırmak amacıyla çoğaltılması teknolojisi yaklaşık yetmiş yıldır uygulanıyor. Bireysel insan klonlaması tek yumurta ikizlerinde doğal olarak gözleniyor, bu ikizler genetik olarak aynı oldukları için özdeş olarak adlandırılıyor.

İnsan klonlaması düşüncesiyle devam edecek olursak yirminci yüzyılın ikinci yarısında genetik bilgisinde ve genetik mühendisliğinde çarpıcı ilerlemeler meydana gelirken bazı ütopik bilgiler de öne sürüldü. Bu önerilerden biri de büyük entelektüel veya sanatsal başarıya sahip kişilerin klonlanmasıydı. Bu klonlamalar çok sayıda gerçekleştirilirse insanlığın genetik yapısının önemli ölçüde iyileşeceği iddia edildi.

Peki bir insan klonlanabilir mi? Kesinlikle hayır. Klonlanan birey değil genlerdir, fenotip değil genotiptir. Bir kişinin genlerini klonlamak mümkün olabilir ancak birey klonlanamaz. Bireyi oluşturan karakter, kişilik, anatomi ve fizyoloji dışındaki özellikler genotip tarafından kesin olarak belirlenmez. Fenotip, bireyin sadece dış görünüşünü veya anatomisini değil aynı zamanda fizyolojisini, entelektüel yeteneklerini, ahlaki değerlerini, estetik tercihlerini, dini değerlerini, davranışsal yatkınlıklarını ve niteliklerini içerir. Bireyin anne rahmindeki zamanından ölümüne kadar yaşamı boyunca deneyim, taklit, öğrenme veya başka herhangi bir yolla edindiği diğer tüm davranışsal özelliklerdir. Fenotip, genler ve çevre arasındaki karmaşık etkileşimle oluşur.

Memelilerin klonlanma çalışmalarında gebeliklerin büyük çoğunluğu düşükler ile sonuçlanmaktadır. Bir insanın genotipini klonlamak için bile teknik engeller çok büyükken bireyi tüm özellikleriyle kopyalamak mümkün görünmüyor. Klonlama başarısının bu düşük oranı gelecekte artabilir, teknik gelişmelerle bu düşükler önlenebilir ancak insan klonlanması mevzusu her zaman etik itirazlarla karşı karşıya kalacaktır.

Yukarıda bahsi geçen büyük entelektüel veya sanatsal başarıya sahip kişilerin klonlanması fikrinde insanlığın büyük hayırseverlerini çoğaltmaya çalışırken Stalin, Hitler veya Bin Ladin gibilerini de elde edebiliriz. Nobel Ödüllü genetikçi George W. Beadle’ın yıllar önce öne sürdüğü gibi: “Çok azımız Hitler’in genlerinin tercihli çoğaltılmasını savunurdu. Yine de farklı bir kültürel bağlamda Hitler’in insanların gerçekten büyük liderlerinden biri olmayabileceğini veya Einstein’ın politik bir kötü adam olmayabileceğini kim söyleyebilir?”. Mükemmel niteliklere sahip bireylerin genomlarının klonlandığında benzer şekilde erdem veya zeka ile donatılmış bireyler üretmesini beklemek için hiçbir neden yoktur. Özdeş genomlar, farklı ortamlarda oldukça farklı olabilecek bireyler verir.

Bir kişinin klonlanmasına izin verilip verilmeyeceğine karar vermeye çalışırken etik, sosyal ve dini değerler devreye girer. Çoğu insanın bu olayı etik açıdan onaylamaması muhtemeldir. Gerçekten de birçok ülke insan klonlamasını yasaklamıştır. 2004’te birkaç ülkede yasama organlarının klonlama ve embriyonik kök hücreler üzerine araştırmalara izin verip vermemesi gerektiği değerlendirildi. 12 Mart 2004’te Kanada Parlamentosu, belirli koşullar altında embriyolardan kök hücrelerle araştırma yapılmasına izin veren bir yasa çıkardı ancak insan klonlamasına, sperm satışına, yumurta donörlerine ve taşıyıcı annelere ödeme yapılması yasaklandı. Fransız Parlamentosu 9 Temmuz 2004’te embriyonik kök hücre araştırmalarına izin veren ancak insan klonlamayı “insan türüne karşı suç” olarak gören yeni bir biyoetik yasasını kabul etti. Üreme klonlama deneylerinde 20 yıla kadar hapis cezası verilebileceği söylendi. Japonya Bilim ve Teknoloji Politikası Kabine Konseyi, 23 Temmuz 2004’te insan embriyolarının bilimsel araştırmalar için sınırlı klonlanmasına izin verecek ancak bireylerin klonlanmasına izin vermeyecek politika önerilerini kabul etmek için oy kullandı. 14 Ocak 2001’de İngiliz hükümeti, kök hücreler üzerinde embriyo araştırmalarına ve terapötik klonlamaya izin vererek 1990 İnsan Döllenmesi ve Embriyoloji Yasasını değiştirdi. 2008 tarihli İnsan Döllenme ve Embriyoloji Yasası üreme klonlamasını açıkça yasakladı ancak diyabet, Parkinson hastalığı ve Alzheimer hastalığının tedavisi için deneysel kök hücre araştırmalarına izin verdi. 3 Şubat 2014’te Avam Kamarası, mitokondri değiştirme veya bir donörün yumurta hücresinden mitokondrinin bir çiftin embriyosuna katkıda bulunduğu üç kişilik tüp bebek olarak bilinen bir gen tedavisi tekniğini yasallaştırmak için oy kullandı. Amerika Birleşik Devletleri’nde şu anda klonlamayı tamamen yasaklayan federal yasalar bulunmamaktadır. On üç eyalet (Arkansas, California, Connecticut, Iowa, Indiana, Massachusetts, Maryland, Michigan, Kuzey Dakota, New Jersey, Rhode Island, Güney Dakota ve Virginia) üreme klonlamayı ve üç eyalet (Arizona, Maryland ve Missouri) üreme klonlama araştırmaları için kamu fonlarının kullanılmasını yasakladı.

KAYNAKÇA

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4517218/#r12

Ece Gökhan

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 4 Öğrencisi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.