KAYBEDİLEN ÇOCUKLAR 

Bir bebek çevresinden yeterince uyaran almadığı zaman ileriki yaşlarında o bebekte nasıl bir durum gözlemlenir? Yani “uyaran eksikliği” durumunda. Uyaran eksikliği otizm ile karıştırılabiliniyor. 

Uyaran eksikliği çocukların bulunduğu gelişim seviyesine uygun çevrenin yeterli olarak sunulmamasıdır. Bu durum çocukları sosyal hayatta oldukça etkiliyor. Sosyal becerilerini, günlük hayatta iletişim kurmasında sorunlar ortaya çıkabiliyor. 

Otizm ise nöro-gelişimsel bir farklılıktır, sosyal çevreyle temas, iletişim bozukluğu gibi pek çok problem ile ortaya çıkmaktadır. Sözel ve davranışsal bir bozukluk olarak nitelendirilebilecek otizm, özellikle ilk 3 yaş döneminde sıklıkla karşılaşılan bir bozukluktur. 

ÇOCUK NASIL BU DURUMA MARUZ KALABİLİR?

Aileden bağımsız büyüyen çocuklar ya da teknoloji ile fazla vakit geçiren çocuklarda görülür. Bu çocuklar çevreden gelen ses, şekil, duyu gibi uyaranları alamamış olur. Repertuvarında kendini ifade edebilecek kadar yeterli kelime yoktur ya da hiç yoktur. Aile ile iletişimi az olan çocukta da uyaran eksikliği gözlemlenebiliyor. 

ROMANYA’NIN KAYIP ÇOCUKLARI 

Romanya’da 1966’da nüfusu arttırmak için kürtaj ve doğum kontrolü yasaklanmıştı. Ailedeki çocuk sayısı beşten azsa, aileler özel bir vergi ödemekle yükümlüydüler. Ancak aileler zora düşüyordu, çocuklarının masraflarını karşılayamayacak duruma geliyorlardı. Bunun sonucunda çocuklarını yetimhanelere bırakmak zorunda kalmışlardı.1989’a kadar terk edilen çocukların sayısı Romanya’da 170.000lere kadar ulaşmıştı. Bunun üzerine devlet ağır engelli çocuklar dışında çocukların 2 yaşından önce yetiştirme yurtlarına verilmesi yasaklanmıştı.  

Bu yetimhanelerde çocukları hiçbir ayrım gözetilmeksizin aynı kıyafetler giydiriliyor, aynı saç şekilleri kesiliyor ve aynı anda tuvalet ihtiyaçları yan yana dizilmiş lazımlıklarda gideriliyordu. Bu çocuklar mekanik hale getirilmişti. Ağlamaları karşılıksız kalıyor ve sevgisiz kalıyorlardı. Çocukların hiçbir iletişimi olmuyordu. Bunun sonucu olarak çocuklarda “ayrımsız yakınlık” gözlenmeye başladı, odanın kapısından kim girerse girsin çocuklar sarılmaya, gelişme imkânı bulamamış iletişim yetenekleriyle iletişim kurmaya çalışıyorlardı. 

Tanık olduklarından sarsılan Nelson ve ekibi 6 ay ile 3 yaş arası 136 çocuğu değerlendirdi. Çocukların IQ düzeylerinin 60-70 civarında olduğu tespit edildi. Beyinlerinin yeterince gelişmediğine dair hareketlerde sergiliyorlardı. EEG ile gözlemlenen beyinlerinde ise nöral etkinliğin çok düşük olduğu gözlemlendi. Bu durum insan beyninin duygusal ve bilişsel uyaranlardan yoksun bir ortamda gelişemeyeceğini ve “uyaran eksikliği” durumunu ortaya çıkarır. 

BU GELİŞEN DURUMUN İLERİKİ SÜREÇTE TEDAVİSİ NE KADAR MÜMKÜN 

Tedavinin sosyal bir ortamla sağlanabilmesi açısından bu bir şans aslında. 

Tedavi ile ilgili Dr. Şahin şöyle söylüyor: “Çocuğunuzu mümkün olduğu kadar çok uyarana maruz bırakın. Çocuğunuzla sürekli iletişim halinde olun, konuşurken göz kontağı kurmaya çalışın. Çocuğun sosyal gelişimini destekleyin. Sık sık dışarıya çıkarıp akranları ile oyun oynamasını sağlayın. İşlevsel oyunlara ağırlık verin. Televizyon, tablet ve telefon gibi teknolojik aletlerden uzak tutun.”  

KAYNAKÇA 

Eagleman, David. (2018). Beyin: Senin Hikayen. İstanbul: DOMİNGO Yayın Evi 

https://ozelgereksinimli.com/otizm/?gclid=CjwKCAjw9suYBhBIEiwA7iMhNOyO7UmYqOQhZCcDOWYRXUrFmWP9TeX4MFJ64jqX8LwcX7yCDXeUphoCdZAQAvD_BwE

https://saglik-haberi.com/cocuk-sagligi/uyaran-eksikligi-otizmle-karistiriliyor-nasil-anlasilir-tedavisi-nedir/46909/

https://www.algiozelegitim.com.tr/hakkimizda/faaliyet-alanlarimiz/uyaran-eksikligi/#:~:text=Uyaran%20eksikli%C4%9Fi%20ise%20%C3%A7ocuklar%C4%B1n%20ya%C5%9F%C4%B1na,kendi%20i%C3%A7ine%20kapanmas%C4%B1na%20neden%20olur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.