HEKİMİN TIBBİ HATASI SONUCU HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUKLARI

HEKİMİN TIBBİ HATASI SONUCU CEZALANDIRILMASI
pexels.com

Sağlık alanında öğrenim gören veya görevini sürdüren bizler tıbbı kitaplardan öğreniyor ve hastalarla birlikte deneyimliyoruz. Ancak tıp ciddiyetini ve zorluğunu yalnızca kitaplar ve hastalar çerçevesinden bakarak tam anlamıyla kavrayabileceğimiz bir alan değildir. İnsanın yaşama ve zarar görmeme haklarını içinde barındırması sebebiyle hukukla yakından ilişkilidir. Bu yazıda tıbba hukuk çerçevesinden bakabilmeyi ve onu daha iyi anlayabilmeyi öğreneceğiz.

Ok, Denge, Amblem, Adalet, Laurel, Hukuk
pixabay.com

Günümüz hukuk anlayışında hekimler ve diğer sağlık personelleri görevlerini “izin verilen risk” kavramının sınırları içerisinde yerine getirirler. Sağlık çalışanları çalıştığı birimin olanakları ölçüsünde gerekli önlemleri önceden almalı, zorunlu haller dışında riskli tedavilerden kaçınmalıdır. Hukukta izin verilen risk şeklinde kullanılan ifade  tıp dilinde ‘’komplikasyon” olarak adlandırılır.

HEKİMLER KOMPLİKASYONDAN SORUMLU TUTULUR MU?

Komplikasyon, tıbbi uygulamanın bakım standartlarına uygun olmasına rağmen olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabileceği bilimsel olarak kabul edilmiş olan veya her türlü tedbir alınmasına rağmen ortaya çıkmasından kaçınılamayan zararlardır. Komplikasyon olarak tanımlanan bu sonuçtan hekimlerin sorumlu tutulabilmesi hukuken mümkün değildir. Ancak tıbbi müdahalede bulunan hekim komplikasyonu zamanında fark etmez ya da fark ettiği halde gerekli önlemleri almaz ise komplikasyon malpraktise dönüşür.

Cerrahi, Hastane, Doktor, Bakım, Klinik
pixabay.com

MALPRAKTİS NE DEMEK?

Malpraktis; ihmal, bilgi ve beceri eksikliği vb. nedenlerle ortaya çıkan, bakım standartlarından bir sapmayı da içeren ve hastada bir zararla sonuçlanan hatalı olduğu kabul edilen tıbbi uygulama demektir.

Hekimin davranışının kusurlu olup olmadığının incelenmesi ancak hukuka uygunluk nedeninin bulunmadığı veya varsa sınırının aşıldığı hallerde söz konusudur. Bu normlara uyulmaması kasıttan doğabileceği gibi taksirden de kaynaklanabilir.

Çekiç, Kitaplar, Hukuk, Mahkeme, Avukat
pixabay.com

HEKİM VE TAKSİR

Türkiye’de sağlık elemanlarının meslek uygulamalarından doğan cezai sorumluluğu diğer meslek gruplarında olduğu gibi TCK (Türk Ceza Kanunu)’nin “taksirli suç” kavramı içinde değerlendirilmektedir. Tıp alanında taksir, hasta/hekim ilişkisinde hekimlik bilgisi ve becerisine sahip bir hekimin tıbbi uygulama sırasında hekimlik mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir davranışı nedeniyle hastanın bir zarar görmesi şeklinde ortaya çıkacaktır.

HEKİM HANGİ DURUMLARDA SUÇLU SAYILIR?

Hekim yalnız ağır kusurlarından değil hafif kusurlarından da sorumludur. Kusurun derecesi cezanın belirlenmesinde önemlidir ve taksirli suçlarda ceza kusurun derecesine göre 1/8’e kadar indirilebilir.

Person in White Long Sleeve Shirt Holding Injection
pexels.com

Hekimin taksire kaynak teşkil edecek tıbbi işlemleri genel olarak şunlardır:

  • Teşhise ilişkin işlemler (yanlış teşhis ve buna bağlı yanlış tedavi seçimi)
  • Doğru bir teşhisten sonra tedavi konusunda yanlış bir seçim yapılması
  • Tedavinin yanlış uygulanması ve tedavide gecikilmesi
  • Tehlikeli veya elverişsiz anestezi kullanılması
  • Gerektiğinde acil tedbirlere başvurulmaması
  • Hastanın klinik bulgularının aksine tavsiyeye şayan bulunmayan bir cerrahi müdaheleye tabi tutulması
Medical Equipment on an Operation Room
pexels.com

HEKİMİN TAKSİRLİ DAVRANIŞININ İNCELENMESİ

”Hekimin taksirli davranışı ile meydana gelen zararlı sonuç arasında “nedensellik bağı” olmalıdır.”

Örneğin: Ameliyattan sonra ölen bir hastanın otopsi sonucunda hekimin her türlü tedbiri almadığı anlaşılmasına rağmen hastanın hekimin ihmaline bağlı olmayan ve kesinlikle öngörülmesi mümkün olmayan bir kalp krizinden öldüğü ortaya çıkarsa ve durumun tıbben ispatı mümkünse nedensellik bağının kesilmesi sebebiyle doktor taksirli insan öldürmekten sorumlu tutulmaz.

Crop doctor with stethoscope in hospital
pexels.com

”Yargıç değerlendirme yaparken hekimin içinde bulunduğu şartları göz önünde bulundurmak zorundadır.”

Modern anlayışta kusurluluğu belirlerken yargıcın, “taksirli suçu öngören ceza kuralı”ndan farklı bir “başka davranış kuralına riayetsizliğin” bulunup bulunmadığını saptaması gerekir. Belli bir davranış kuralına aykırılık saptandıktan sonra – eskiden taksirle ilgili değerlendirmenin yapılmasında- failin zararlı davranışının, “orta düzeyde ihtiyatlı (ölçülü, hazırlıklı) ve tedbirli bir kişi”nin, orta derecede uzman bir hekimin ve benzerlerinin aynı durumda yapabilecekleri davranışla karşılaştırılması yoluna gidiliyordu. Bu yüzden sözü geçen kişinin psikosomatik ( psikolojik kökenli fiziksel hastalıklar) durumu ile davranışı arasında bir ilişki bulunup bulunmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi âdil olmayan uygulamalara yol açabiliyordu. Ancak aynı taksir davranışı köyde görev yapan bir hekim için kusurlu sayılabilirken; şehirde bulunan, araştırma ve bilgilerini güncelleme imkânlarına sahip olan bir üniversite hastanesi doktoru için daha kusurlu değerlendirilmelidir. Veya aynı hekimin uzun bir nöbet sonrası taksirli davranışı herhangi bir zamandaki davranışından farklı değerlendirilmelidir. “Kısacası, yargıç değerlendirme yaparken taksirli bir suçun failinin psikofizik ve kültürel şartlarını göz önünde bulundurmalıdır.

Icra Iflas Piled Book
pexels.com

HEKİMİN TAKSİRE DAYALI CEZAİ SORUMLULUĞU

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme (Görevli Mahkeme: Asliye Ceza 31)

Kanunda bu suç için öngörülen ceza miktarı 3 ile 6 yıl arası hapis cezasıdır. Taksirle öldürme suçunun takibi şikâyete bağlı değildir; yani ölen kimsenin yakınları hekimin yargılanmasını talep etmeseler dahi, hekim savcının re’sen yürüteceği soruşturma sonrasında, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe varsa açılan bir kamu davasında yargılanabilir. Bu nedenle dava açıldıktan sonra hastanın yakınlarının şikayetçi olmamaları da hekimin yargılanmasını önlemez. Hekim hastasının ölümüne yol açmışsa ve hâkim 2 yıldan başlayan cezanın asgari haddinden ceza tayin etmişse (TCK 85/1), bu takdirde bu cezanın ertelenmesi mümkündür: Bunun için, Türk Ceza Kanunu’nun 51/1. maddesine göre hekimin “daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması” ve “suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması” gerekir. Cezanın ertelenmesi mağdurun uğradığı zararın giderilmesi koşuluna bağlanabilir (TCK 51/2). Cezası ertelenen hekim hakkında hâkim, “bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirler”. Hekim bu süre zarfında kasıtlı bir suç işlemediği takdirde, cezası infaz edilmiş sayılır ve bu suçtan dolayı artık cezaevine girmesi söz konusu olamaz (TCK 51/8). Ancak hekim bu süre içinde kasıtlı bir suç işlerse, ertelenen cezanın kısmen veya tamamen cezaevinde çektirilmesine karar verilir (TCK 51/7) (Ayrıca yeni suçtan dolayı verilecek ceza da bu cezaya eklenecektir). Görüldüğü gibi, taksirle bir kimsenin ölümüne neden olan hekim, olağanüstü bazı durumlar söz konusu olmadığı müddetçe, cezanın asgari sınırından cezalandırılır ve bu ceza ertelenir.

Photo of Woman Lying in Hospital Bed
pexels.com

Taksirle Yaralamaya Sebebiyet Verme (Görevli Mahkeme: Sulh Ceza 33)

Bu suç bilinçli bir taksir olmadığı sürece  takibi şikâyete bağlı bir suçtur. Bir suçun takibinin şikâyete bağlı olması hekim hakkında soruşturmaya başlanabilmesi için mağdurun şikâyet etmesi gerektiğini ifade etmektedir Kanunda bu suç için öngörülen ceza miktarı 3 aydan 1 yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır.

İSPAT YÜKÜ

Hukukî Sorumluluk Açısından Haksız bir fiilden dolayı zarara uğradığını iddia eden bir kimse, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Kusurun kanıtlanması yükü zarar görene yani hastaya aittir.

Bir davacının ihmale dayalı malpraktis nedeniyle tazminat alabilmesi için ispat etmesi gereken unsurlar şunlardır;

  1. Genellikle doktor-hasta ilişkisinin varlığına dayanan, doktorun hastaya karşı bir yükümlülüğünün bulunması
  2. Uygulanabilir bir bakım veya tedavi standardı ve bunun ihlali
  3. Tazmin edilebilir bir zarar
  4. Bakım ve tedavi standardının ihlali ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağının bulunması

Başarılı ve sorunsuz bir meslek hayatı diliyorum.

Bu yazı aşağıdaki kaynaklardan derlenmiştir.

YARARLANILAN KAYNAKLAR

  • Tıbbi Müdahalelerden Doðan Hukuki Sorumluluk, Dr. Murat B. Alkanat , sted 2002, cilt 11, sayı 5
  • Tıbbi Hatanın Hukuki ve Cezai Sonuçları, Av. Prof. Dr. Yüksel ERSOY, TBB Dergisi, 2004,Sayı 53
  • Hekimin Tıbbi Uygulama Hatalarından Doğan Cezai Sorumluluğu ,
    Stj. Avukat Merve DUYSAK ,Hukuk Gündemi
  • Doktorların Tıbbi Uygulama Hatalarından Doğan Cezai Sorumlulukları, Kulaçoğlu Hukuk Bürosu

Cemre Sena Aydın

OMÜ Tıp fakültesinde okuyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.