HASTALIK VE SANAT

Inventas vitam iuvat excoluisse per artes.

Vergelius

En karamsar düşünürler arasında sayılan Arthur Schopenhauer ” Güzelden alınan estetik zevk gerçekten de -büyük ölçüde- saf düşünme durumuna girdiğimizde; bir an için tüm isteklerin, tüm arzuların ve tüm kaygıların üzerine çıkmamız durumudur. Tabiri caizse kendimizden kurtulmaktır. “ diyerek estetik anlayışı hakkında fikir verir. Bunun yanı sıra basitçe söylemek gerekirse hayata tutunmak için bilim ve sanatın önemini vurgular. Yukarıda alıntı yaptığım, Nobel madalyasının arka kısmında da yer alan Vergelius’a ait söz ise ” Hayatı sanat ve bilim ile güzelleştirelim. ” ya da ” Bilim ile gelişen hayat sanat ile güzelleşir. “ şeklinde farklı çevirilere sahip olsa da bizi tek bir ana fikre ulaştırıyor.

Hastalıklar hem dönemsel-çevresel bir esinlenim mekanizması olarak hem de sanatçıların bizzat sahip oldukları hastalıklar dolayısıyla doğrudan sanatçı üzerinde dolaylı olarak da sanat eseri üzerinde geniş etkilere sahip olmuştur. Daha da genişletecek olursak tıp bileşenleri sanat için her zaman önemli bir ham madde olmuştur. Bu yazımızda hastalık-sanat-sanatçı üçgenini birkaç örnekle inceleyeceğiz.

HASTALIK VE SANAT
Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi – Rembrandt
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/4/4d/Rembrandt_-_The_Anatomy_Lesson_of_Dr_Nicolaes_Tulp.jpg

RESİM SANATINDA HASTALIK ETKİLERİ

Empresyonizm’in (İzlenimcilik) babası olarak kabul edilen Claude Monet her ne kadar aklımıza adeta cennetin bir köşesi gibi gözüken bahçesi ve çiçeklerini resmetmesiyle gelse de kendisi de bir ressam olan hayat arkadaşı Camille Doncieux kendisinin birçok eserine konu olmuştur. İzlenimcilik kabaca sanatçının ham maddesi olan unsurların sanatçıya hissettirdiği ve sanatçıda uyandırdığı her şeyin bir sentezini eser haline getirmeye dayanır. Örneğin izlenimci bir şekilde resmedilmiş bir manzaranın aslında kendisini değil sanatçının gözünden ve ruhundan nasıl gözüktüğünü görürüz. Camille Doncieux’a derin bir sevgi besleyen Monet kendisini genellikle çok güzel ve şık kıyafetler içinde, çok güzel mekanlarda resmetmiştir.

Şemsiyeli Kadın – Claude Monet
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/9/9a/Claude_Monet_011.jpg

Ancak Camille bazı kaynaklarda pelvik kanser bazı kaynaklarda ise tüberküloz nedeniyle genç yaşta ağır bir hastalığa yenik düşmüştür. 32 yaşında hayatını kaybeden Camille’i kocası Monet, ölüm döşeğindeyken de resmetmiştir. Camille’in resmedildiği bu eser diğerlerinden son derece farklıdır.

Camille Monet Ölüm Döşeğinde – Claude Monet
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/ce/Claude_Monet_-_Camille_Monet_sur_son_lit_de_mort.JPG

Bu eserden karısının hastalığının Monet için ne hissettirdiği hakkında fikir edinebiliyoruz.

Bunun yanı sıra Monet 1912 yılından itibaren katarakt problemiyle yüzleşmeye başlamıştır. Eserlerinde renk ve ışık kullanımı belirgin düzeyde değişmiştir. Aynı eseri farklı dönemlerde birkaç kez yapma ve seri haline getirme alışkanlığı olan Monet’nin eserlerinde bu değişimi keskin bir şekilde fark etmek mümkündür. 1899 yılında yapmış olduğu Japon Köprüsü adlı eserinde çok sevdiği nilüferler, gölet, yeşil bitkiler, köprü ve ışık gayet ferah bir havayla açık seçik biçimde resmedilmiştir.

Japon KöprüsüClaude Monet (1899)
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/f/f3/Japanese_Footbridge-Claude_Monet.jpg

Buna karşın 1922’de yaptığı aynı adlı eserinde her şey bulanıktır ve nesneleri seçmek gayet zordur. Netlik önemli ölçüde yitirilmiştir ve renkler canlılığını kaybedip birbirine karışmaya başlamıştır. Işık azalmış ve daha karamsar bir hava ortaya çıkarmıştır. Gölet ve nilüferler neredeyse fark edilememektedir.

Japon Köprüsü – Claude Monet (1922)
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/4/45/Claude_Monet_-The_Japanese_Footbridge%28Museum_of_Fine_Arts%2C_Houston%29.jpg

Barok akımının önemli temsilcilerinden İtalyan ressam Caravaggio Hasta Bacchus adlı eserinde Roma mitolojisinde şarap tanrısı olarak bilinen Bacchus’u hasta bir biçimde resmetmiştir. Ancak Bacchus olarak resmettiği kişi bizzat kendisinin aynadaki yansımasıdır. Eseri yaptığı dönemde hasta olduğu ve bir süre hastanede yattığı bilinen Caravaggio aslında otoportre çalışmasını Bacchus’un bedeni üzerinden yapmayı tercih etmiştir.

Hasta Bacchus – Caravaggio
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/8/85/Young_Sick_Bacchus-Caravaggio_%281593%29.jpg

Ekspresyonizm’in (Dışavurumculuk) önemli temsilcilerinden Edvard Munch hastalık temasını çokça işleyen ressamlardan biridir. Hasta Çocuk adlı eserinde ilerlemiş tüberküloz hastalığına bağlı olarak umutsuzca yatakta yatan bir kız çocuğu ve yanında kederli bir şekilde elini tutan, kızın teyzesi olduğu düşünülen siyah giyinmiş bir kadını resmeder.

Hasta Çocuk – Edvard Munch
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/c/c2/Munch_Det_Syke_Barn_1885-86.jpg

Benzer şekilde Hasta Odasında Ölüm adlı eserinde de kasvetli bir hasta odasında yaşanan ölümü ve siyahlar içindeki hasta yakınlarının kederini işlemiştir.

Hasta Odasında Ölüm – Edvard Munch
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/0/08/Edvard_Munch_-Death_in_the_Sickroom-_Google_Art_Project.jpg

Munch ve ailesi hastalıklardan bizzat etkilendikleri için hastalıklar ve ölümler eserlerinde önemli yer tutmuştur. Kız kardeşi Laura’nın erken ölümünü ve kendisine getirdiği yıkımı ise Küller adlı eserinde işlemiştir.

Küller – Edvard Munch
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/a/af/Edvard_Munch_-Ashes%281895%29.jpg

Kendisi de İspanyol gribi ile yüzleşen Norveçli ressam İspanyol Gribi ile Otoportre adlı eserinde kendisini hasta ve bitkin bir şekilde resmetmiştir.

İspanyol Gribi ile Otoportre – Edvard Munch
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/0/09/Edvard_Munch_-Self-Portrait_with_the_Spanish_Flu%281919%29.jpg

Sir Luke Fildes’ın The Doctor adlı eserinde hasta yatağında yatan bitkin bir çocuk ve onu dikkatle gözlemleyen bir doktoru görürüz. Gayet kasvetli bir havaya sahip olan bu eserde çocuğun babası da endişeli bir şekilde beklemektedir. Resmin kökeni ve ne anlatmak istediğiyle ilgili birçok fikir vardır. Bunların arasında en kabul gören sanatçının ilk çocuğu olan Philip’i henüz 1 yaşındayken tifodan kaybetmesinin hüznünü bu eserde anlatmasıdır. Ayrıca dönemin tıp anlayışı ve doktor rolü ile ilgili de önemli fikirler edinmemizi sağlar.

Sir Luke Fildes – The Doctor
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/8/84/The_Doctor_Luke_Fildes_crop.jpg

Kısa ve bir o kadar sansasyonel hayatı boyunca birçok önemli esere imza atan ve her ne kadar ölümünden sonra da olsa sanat dünyasını köklerinden etkileyen Vincent Van Gogh da eserlerinde psikolojik rahatsızlık ögelerini sıklıkla kullanmıştır. Kimileri sanat anlayışı gittikçe değişen Van Gogh’un bu değişimine sebep olarak geçirdiği psikoz durumlarını, bedensel rahatsızlıklarını ve kullandığı ilaçları gösterir. Van Gogh’un popüler kültüre fazlasıyla malzeme olmuş ve en ilgi çeken olayı kulağını kesmesidir. Arkadaşı Paul Gauguin’i hararetli bir tartışmalarında elindeki ustura ile kovalamaya başlayan Van Gogh arkadaşını yakalayamayınca geçirdiği cinnet halinde kulağının bir kısmını keser. Kulakları Sargılı Otoportre eserinde kulağını kestikten birkaç gün sonraki halini resmeder. Resme ilk bakışta sağ kulağını kestiğini sansak da Van Gogh otoportrelerinde ayna kullandığı için sol kulağını kestiğini anlıyoruz. Bir görüşe göre Van Gogh bu eseri kulağını kestikten sonra akıl hastanesine kapatılmamak için akli dengesinin yerinde olduğunu kanıtlamak amacıyla çok kısa bir sürede yapmıştır.

Kulakları Sargılı OtoportreVincent Van Gogh
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/62/Vincent_van_Gogh_-Self-portrait_with_bandaged_ear%281889%2C_Courtauld_Institute%29.jpg

Hayatı boyunca birçok sanat akımına temas eden ve sanatın birçok dalında eserler üretmiş olan Pablo Picasso arkadaşı Carlos Casamegas ile Paris’e taşınıp şöhret arayışına girdiği yıllarda arkadaşı Casamegas başarısız bir romantik ilişki nedeniyle intihar eder. Arkadaşını fazlasıyla seven Picasso ise bunalıma girer ve kendini hayattan soyutlar. Aynı dönemde parasız olan Picasso dilencileri, sokak çalgıcılarını, evsizleri ve toplumdan dışlanmış tabiri caizse yeraltında yaşayan kesimleri yakından tanımış oldu. Bu da Picasso’nun Mavi Dönemi adı verilen bir dönemin başlamasına neden oldu. Yaşlı Gitarist adlı eseri de bu dönemin sonlarına doğru yaptığı eserlerinden biridir. Yaşlı ve hasta bir sokak çalgıcısını resmeden Picasso bu eserinde hem bedensel hem de ruhsal rahatsızlıkları anlatmaktadır.

Yaşlı Gitarist – Pablo Picasso
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/thumb/b/bc/Old_guitarist_chicago.jpg/1365px-Old_guitarist_chicago.jpg

KAYNAKÇA:

Hajar R. Monet and Cataracts. Heart Views. 2016 Jan-Mar;17(1):40-1. doi: 10.4103/1995-705x.182650. PMID: 27293531; PMCID: PMC4879806.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Hasta_Bacchus

https://en.wikipedia.org/wiki/The_Sick_Child_(Munch)

https://en.wikipedia.org/wiki/Edvard_Munch

https://en.wikipedia.org/wiki/The_Doctor_%28painting%29

https://en.wikipedia.org/wiki/The_Old_Guitarist

https://en.wikipedia.org/wiki/Claude_Monet

Serhat Baran Aritürk

ULUBAT BLOG EDİTÖRÜ - ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİSİ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.